Merxo'da üçüncü soykırım tehlikesi

Toplum/Yaşam Haberleri —

Merxo (Cevizlidere) köyü

Merxo (Cevizlidere) köyü

  • Merxo (Cevizlidere) köyü, ilk kez 1938 Dersim Soykırımı’nda yakıldı. İkinci kez 1994 yılında yakılıp talan edildi. Şimdi de maden ocaklarıyla yok edilmek isteniyor. Köylüler, maden ocağının hayata geçirilmesi halinde başta Munzur olmak üzere, tüm bölgenin biteceğini söylüyor.

YILMAZ KAYA / DERSİM

İki kez yakılan Dersim'in Ovacık ilçesine bağlı Merxo (Cevizlidere) köyü, şimdi de maden ocakları ile talan edilmek isteniyor. AKP'ye yakınlığı ile bilinen Çalık grubunun ortağı olduğu Kanadalı Anagold şirketi Merxo köyünde binlerce hektarlık alanda altın, bakır ve molibden madeni çıkarmak için ruhsat aldı. Maden ocağı açılması, aynı şirketin Erzincan'ın İliç ilçesinde işlettiği ve 9 işçinin yaşamını yitirmesine neden olan madende yaşanan facia nedeniyle şimdilik fiilen durdurulmuş durumda. Bölgelerinde işletilecek madenlerde altın çıkarılması için devasa siyanür havuzlarının kurulacağını ve tüm doğanın tahrip edileceğini ifade eden köylüler, buraya sahip çıkılmaması halinde başta Munzur nehri olmak üzere yüzlerce kilometrelik alanın siyanürle zehirlenerek doğanın tahrip edileceğini, bu projeyi durdurmak için tüm çevreci ve doğasever kuruluşların tepki vermesi gerektiğini söylediler.

AKP'ye yakınlığıyla bilinen Çalık grubunun ortağı olduğu Kanadalı Anagold şirketi, Tunçpınar madencilik adına altın, bakır ve molibden madeni çıkarılması amacıyla 7.024,46 hektar alan için ruhsat aldı. Söz konusu alan Merxo köyü dışında Karataş ve Söğütlü köylerinin arazilerini de kapsıyor.

 

Hanım Keser

 

'Alevi düşmanlığına maden kılıfı'

"Kendi halimizde yaşayan bir köyüz. Burada kim öldü, kim kaldı devletin haberi yok. Maden olunca köyümüz akıllarına geldi" diyen Hanım Keser 72 yaşında. 17 yaşında iken Yeşilyazı köyünden buraya gelin gelmiş. 7 çocuk sahibi ve 1994'te köylerinin yakılması sonrası hariç hiç köyden ayrılmamış. Köylülerin kendi emekleri ile bu köyü yaşanır hale getirdiklerini belirten Keser, "Eşim yıllarca yurt dışında çalıştı. Neyi var neyi yok hepsini buraya yatırdı. Diğer köylüler de öyle. Kendi emeklerimizle evler yaptık, bahçeler yaptık" dedi.

Köylerinin yakıldıktan sonra yıllarca çadırlarda ve barakalarda yaşadıklarını, 20 yıl boyunca köylerini göremediklerini ve köye dönüşler başlayınca borçlanarak gelip tekrar ev yaptıklarını anlatan Keser, şimdi de açılması planlanan maden ocaklarıyla köylerinin talan edileceğine, doğanın tahrip edileceğine dikkat çekti.

Kendilerine açılacak maden ocaklarının doğaya ve köylere zarar vermeyeceğinin anlatıldığını kaydeden Keser, "Yalan söylüyorlar. Ben buna inanmıyorum. Kimse bizi kandırmasın. Burada tarihimiz, kültürümüz var. Doğayı tahrip ederek, suyu zehirleyerek talan etmek istiyorlar. Dersim'de 360'tan fazla evliyanın, erenlerin mezarları, ziyaretgahları, ocakları, türbeleri var. Bizim hemen yakınımızda Yeşil Evliya, Haydar Baba, Munzur Baba, Seyid Mehmet Ali, Derviş Cemal gibi türbeler var. Madenler doğaya zarar verdiği gibi bu inanç yerlerimiz de tehdit altında. Yakınımızda Merga Qel, Mirzolk, Çala Bêrti, Newala Darika, Bukuldere var. Buraları atalarımızın yeri, yok olmalarına izin vermeyeceğiz. Birilerini zengin etmek için doğamızı yok etmeyenlere karşı yıllardır mücadele ediyoruz, yine de edeceğiz. Maden ocaklarının açılmasına sonuna kadar karşıyız. Geçenlerde yine sondaj çalışmaları için araçlarla gelmişler karşı dağa. Ayılar karşılarına çıkıp bunları kovalayınca kaçıp gitti bir daha da gelmediler. Ayılarımız bile doğanın tahrip edilmesine karşı" şeklinde konuştu.