Suphi Nejat Ağırnaslı

Haberleri —

MLKP üyesi Suphi Nejat Ağırnaslı adlı devrimci 7 Ekim günü Kobanê’de IŞİD faşizmine karşı savaşırken şehit düştü. Belli ki bir süreden beri Kobanê’de savaş içindeydi ve küresel gericiliğin maşası olan faşist IŞİD çetelerine karşı savaşıyordu. Şehadeti Türkiye sol ve sosyalist güçleri arasında ciddi bir etki yaptı. Devrim şehidi Suphi Nejat, kendisine yakışır bir cenaze töreniyle uğurlandı.
Tabi Kobanê’de şehit düşmek önemli ve değerli. Nitekim özgür insanlığın kalbi bugün Kobanê’de atıyor. Elbette şehit düşenin ismi de önem taşıyor. Nitekim babası "Beni yanıltmadı” dedi. Suphi Nejat Ağırnaslı isminin her biri bir tarihi çağrıştırıyor. Suphi isminin TKP’nin kurucu genel sekreteri Mustafa Suphi’den geldiğini anlamak zor değil. Nejat ismi de aynı TKP’nin yönetici kadrolarından Ethem Nejat isminden geliyor olmalı.
Belli ki tarihi çağrıştıran bir isimlendirme var. Bu tarz isimlendirme, ismi verenlerin ideolojik-siyasi kimliğini de ortaya koyuyor. Nitekim üçüncü isim de bunu ele veriyor. Ünlü avukat Niyazi Ağırnaslı’yı sosyalist çevrelerden herkes çok iyi tanıyor. 1971 direnişinin sembollerinden Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatı. Ağırnaslı soy adını taşıyan Suphi Nejat işte bu avukatın torunu oluyor.
Suphi Nejat Ağırnaslı Kobanê direnişi içinde kendisine "Paramaz Kızılbaş” adını takmış. Kuşkusuz Suphi Nejat ismini kendisi seçmedi, fakat Paramaz Kızılbaş adı doğrudan ve beğenerek kendisinin seçtiği ad oluyor. Direniş için seçtiği bu ad da anlam içermesi bakımından öteki adından geri kalmıyor.
Bu durumu sınırlı da olsa biraz araştırdık. Paramaz adının geçmiş direnişte idam edilen ilk Ermeni direnişçinin adı olduğunu söylediler. Kızılbaş adının ise Alevileri ezen Sünni mezhebinin hiç sevmediği bir kavram olduğunu biliyoruz. Belli ki Suphi Nejat ezenin değil, ezilenin sevdiği isimlendirmeyi esas alıyor. İdam edilen Ermeni direnişçinin adını birinci adı ve Alevi'nin kendine verdiği ismi ikinci ismi yaparak Kürt direnişinin kalesi olan Kobanê'ye yürüyor ve IŞİD faşizmine karşı kahramanca savaşarak şehit düşüyor.
Ne kadar anlamlı değil mi? Bugün Türkiye sınırları içinde en çok ezilen kesimleri kendi isminde birleştiriyor. Ermeni ve Alevi isimlendirmesinden kimlik oluşturarak Kürdistan’da direnişe giriyor. Böylece Ermeni, Alevi ve Kürdü kendi kimliğinde birleştirmiş oluyor. Tüm ezilenlerden yana olduğunu açıkça ortaya koymuş bulunuyor.
Kürt direnişinin başladığı 1984 yılında doğan Suphi Nejat Ağırnaslı, Kürt direnişinin büyük bir zafer kazanmakta olduğu Kobanê direnişi içinde ve henüz otuz yaşında şehit düşüyor. Serkan Tosun’dan sonra MLKP’nin Rojava direnişinde verdiği ikinci şehit oluyor. Kuşkusuz bu gerçek, MLKP adlı devrimci örgütün Kürt sorununun çözümüne ve Kürdistan’daki özgürlük mücadelesine verdiği önemi gösteriyor.
Elbette Serkan Tosun ve Suphi Nejat Ağırnaslı MLKP’nin ve Türkiye halkının olduğu kadar Kürt halkının da şehidi oluyor. Esas olarak AKP Hükümeti'nin yaptığı bunca ayrımcılığa rağmen, Türk ve Kürt halkları arasındaki ortak yaşam arzusunu ifade ediyor. AKP’nin bölücülüğü karşısındaki birleştiriciliği temsil ediyor.
Kürtlerin Serkan Tosun ve Suphi Nejat Ağırnaslı’yı kendi şehitleri olarak ele alıp bağırlarına bastıkları açıkça görülüyor. Onlardan gördükleri dostluğa ve kardeşliğe müteşekkir oldukları anlaşılıyor. Bu iki yiğit devrimciyi Türk-Kürt demokratik birliğinin harcı olarak gördükleri ortaya çıkıyor. Tıpkı Haki Karer ve Kemal Pir gibi!
Kuşkusuz toplumumuz içinden Haki Karer ve Kemal Pir’lerin, Serkan Tosun ve Suphi Nejat’ların ortaya çıkıyor olması tarihsel ve hayati öneme sahiptir. Özellikle de faşist IŞİD saldırıları altında Kürtlerin oldukça zorlandıkları ve her gün onlarca şehit verdikleri bu ortamda çok daha önemlidir. En sağlam dostluk ve arkadaşlıklar zor anda ve savaş mevzilerinde kurulur. İşte gerçekleşen de bu olmaktadır.
Bu nedenle tüm Türkiye toplumu Serkan Tosun ve Suphi Nejat gibi yiğit devrimcilere müteşekkir olmalıdır. Genelde Rojava’da ve özel olarak da Kobanê’de savaşmanın ve de şehit düşmenin Türkiye toplumunun özgür ve demokratik geleceği açısından taşıdığı tarihi önem asla küçümsenmemelidir. Tersine Serkan’lar ve Suphi Nejat’lar daha fazla çıkmalıdır.
Özellikle AKP faşizminin "Kobanê’ye destek eylemlerinin” intikamını almak üzere saldırılarını artırdığı günümüzde Türk gençlerinin Kürt direnişine daha fazla katılmaları ve destek vermeleri önemlidir. AKP saldırılarının Kürtlerde yarattığı kırılmanın aşılması açısından da ciddi önemi vardır.
Nitekim AKP Hükümeti'nin bir yandan "Çözüm süreci” derken, diğer yandan siyasi soykırım operasyonlarını yeniden gündeme getirdiği açıktır. Her gece onlarca Kürt evi basılmakta ve yine onlarca Kürt yurtseveri gözaltına alınmaktadır. İHD’nin yaptığı açıklamaya göre, Kobanê’ye destek eylemlerinde şimdiye kadar 43 kişi yaşamını yitirmiş, 387 kişi de gözaltına alınmıştır. Bu rakamlar her geçen gün artmaktadır.
AKP Hükümeti bununla da yetinmemektedir. 1993’lerin kirli özel savaşını yeniden harekete geçirmiş durumdadır. O dönemin tetikçileri yine işbaşındadır. Nitekim özgür basın dağıtıcısı Kadri Bağdu, Adana sokağında güpegündüz silahla vurularak katledilmiştir. Cinayetin son derece profesyonelce yapılmış olduğu ifade edilmektedir. Benzer yeni bir olay da Mutki’de yaşanmış bulunmaktadır.
Bunların tesadüf olmadığı, tersine son derece planlı ve örgütlü bir saldırı ile yüz yüze olunduğu açıktır. AKP’nin tehlikeli bir saldırı dalgası başlattığı görülmektedir. Nitekim bunu daha da artırmak için yeni yasalar çıkarma peşindedir. Bazılarının ifade ettiği gibi, Türkiye tam bir polis ve yasak devleti haline getirilmektedir.
Elbette tüm bunlara karşı hemen harekete geçmek ve bu tür tutumlara izin vermemek gerekir. Örneğin 1990’lı yılları çağrıştıran yeni bir terör ve katliam yasasının çıkarılmasına izin verilmemelidir. Yine tutuklamalara izin verilmemeli, öyle kolay polisin eline geçme olmamalı ve her tutuklama girişimine karşı direnilmelidir. Tedbirli ve örgütlü hareket ederek kontra saldırılarının başarısı mutlaka önlenmelidir.
İşte böyle bir ortamda bir direniş sembolü olarak Suphi Nejat Ağırnaslı’nın ortaya çıkması hayati önem arz etmektedir. Herkes bu örnekten ders çıkarmalı, AKP saldırılarına karşı direnip başarılı olmak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Şehitlerin anılarına doğru sahip çıkmanın tek yolu da budur. O halde bu yoldan yürünerek ve şehitlerden güç alınarak her türlü faşist saldırganlığa karşı başarı çizgisinde kahramanca direnmek gerekir.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.