Süreç adımlarla ilerler, yasalarla güven kazanır

Meral Danış Beştaş
- HDK Eşsözcüsü ve Meclis'te kurulan Komisyon'un DEM Parti'li üyelerinden Meral Danış Beştaş, "Süreç adımlarla ilerler, yasalarla güven kazanır" diyerek, 'ara dönem yasaları'nın sürecin kilit aşamasını oluşturduğunu söyledi.
AZİZ ORUÇ/İSTANBUL
Silah bırakanların dönüşü, siyasi ve toplumsal hayata katılmalarıyla ilgili hem DEM Parti'nin hem de diğer partilerin hazırlıkları olduğunu kaydeden Beştaş, "Komisyon'un üzerinde çalıştığı temel konular arasında 'umut hakkı', yerel demokrasi, İnfaz Yasası ve Terörle Mücadele Kanunu öne çıkıyor. Bu başlıklarda yapılacak düzenlemelerin bir an önce Meclis’te yasalaşması gerekiyor" dedi.
Meral Danış Beştaş, sürecin bundan sonraki aşamalarına, İmralı görüşmelerine, yasal düzenlemelere ve Meclis’in rolüne ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Komisyon dinlemelerinin ardından nasıl bir süreç işleyecek, hangi yasal düzenlemeler öngörülüyor?
Komisyondaki dinlemeler gelecek hafta da devam edecek. Bu hafta kadın ve gençlik örgütleri dinlendi, önümüzdeki hafta ise Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı dinlenecek. Komisyon, bunun ardından kapsamlı bir rapor hazırlayacak. Bu raporun içeriği ve kapsamı konusunda temaslarımız sürüyor. Raporun ardından mutlaka yasal adımların atılması gerekiyor.
Bizim öngörümüz, raporun bir an önce taslak haline getirilip Meclis’e sunulması yönündeydi, ancak ne yazık ki iktidar bu süreçte zamanı verimli kullanamadı. Artık daha fazla zaman kaybetmeden ileriye dönük adımlar atmalıyız. Toplumun beklentileri yüksek; çözülmesi gereken pek çok önemli konu var. Bu konularda gerekli yasal düzenlemelerin hızla yapılması elzem.
Elbette öncelikli yasa başlıklarımız var. 'Geçiş dönemi yasaları' olarak tanımladığımız bu gündem, sürecin kilit aşamasını oluşturuyor. Silah bırakanların dönüşü nasıl olacak? Siyasi hayata, toplumsal yaşama katılmaları ile ilgili hem bizim hem de diğer partilerin hazırlıkları var. Komisyon'un üzerinde çalıştığı temel konular arasında 'umut hakkı', yerel demokrasi, İnfaz Yasası ve Terörle Mücadele Kanunu öne çıkıyor. Bu başlıklarda yapılacak düzenlemelerin bir an önce Meclis’te yasalaşması gerekiyor.
DEM Parti bu başlıklarda hangi hazırlıkları yaptı?
Bu başlıklarda ciddi hazırlıklarımız ve kapsamlı çalışmalarımız bulunuyor. Komisyonun gündeminde yer alan ve yasalaşması gereken konulara ilişkin parti içinde detaylı değerlendirmeler yaptık. Ayrıca bu konularda diğer siyasi partilerle temaslarımız da devam ediyor. Önceliğimiz, bu yasa tasarılarının bir an önce Meclis’e getirilip yasalaşması. Böylece 'geçiş dönemi' olarak tanımladığımız ilk aşamayı tamamlamak istiyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli çağrısında da çözüm sürecinin ilerleyebilmesi için hukuki bir zeminin oluşturulması gerektiği ifade edildi. 'Geçiş dönemi yasaları' dediğimiz de aslında bu hukuki zeminin tesis edilmesi anlamına geliyor. Sorunun çözümü, aynı zamanda hukuk ve demokratikleşmeden geçiyor.
'Umut hakkı' düzenlemesi nasıl bir çerçeveye oturtulmalı?
İlk adım, AİHM kararlarının eksiksiz biçimde uygulanmasıdır. Ayrıca Bakanlar Komitesi’nin Eylül kararında da doğrudan Komisyon’a bir çağrı vardı. Komite’nin, 25 yılını dolduran mahpusların özgürlüğünü öngören kararına ilişkin infaz sisteminde uygun bir düzenleme yapılmalı. Bugünkü haliyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları, infaz sistemi ve uygulamadaki yaklaşımla zamana yayılan bir idam cezası niteliğindedir. Bu, aynı zamanda bir işkence yöntemidir. Bu nedenle 'umut hakkı' konusu, 'geçiş dönemi yasaları' arasında yer almalı ve bir düzenleme yapılmalıdır. Bu meselenin çözümsüz bırakılması asla kabul edilemez.
Silah bırakanların topluma entegrasyonu nasıl sağlanacak?
'Demokratik entegrasyon', silah bırakan kişiler arasında ayrım yapılmamasını gerektirir. Bu kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin tanınması; hem toplumsal hayata hem de siyasal sürece katılımlarının önünün açılmasıdır. Sürece “suç işledi-işlemedi” gibi sübjektif ayrıştırmalarla yaklaşmak, sürecin ruhuna ve hedeflenen büyük barışa uygun değil. Bu konuda büyük bir irade gösterildi; silahlar bırakıldı. Bunun görülmesi ve adımların bu doğrultuda atılması gerekiyor. Türkiye’de, silah bırakanların geri dönüşünü güvence altına alacak sağlam bir yasal ve hukuki zemin yok. Bu nedenle geri dönüşlerin hukuki zemini oluşturulmalı; gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Bu, Komisyon’un temel gündemlerinden biridir de. Meclis’e sunulacak taslakta entegrasyonla ilgili düzenlemelere yer verilecek ve bu konunun yasalaşması için gereken adımları atacağız.
Rêber Apo'nun koşulları konusunda ne öneriyorsunuz?
Biz, 'umut hakkı' başta olmak üzere Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarda çalışabilmesi, düşüncelerini ifade edebilmesi ve sürecin sorumluluğunu yerine getirebilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kısaca özetleyecek olursak: “Özgür çalışır, özgür yaşar” koşullarının sağlanması gerekiyor. DEM Parti olarak, bunun yasal altyapısının oluşturulması için ne gerekiyorsa yapacağız.
Komisyon raporu ne zaman tamamlanacak, Meclis nasıl bir rol üstlenecek?
Komisyon, dinleme sürecini tamamladıktan hemen sonra raporunu hazırlayarak Meclis’e sunacak. Raporun sunulmasının ardından, ihtisas komisyonları bu yasa tasarılarını değerlendirecek ve hızla yasalaşması için çalışacak. Özellikle Adalet Komisyonu ve İçişleri Komisyonu, kanun yapım süreçlerinin merkezleri olacak. Eğer Meclis’te ortak bir konsensüs sağlanırsa ihtisas komisyonlarındaki süreç kısalacak ve ardından Meclis Genel Kurulu’na taşınacak. Genel Kurul aşamasında yasalar oylanarak yürürlüğe girecek.
Meclis, Kürt sorununun demokratik çözümü, barışın inşası ve demokratik toplumun güçlenmesi noktasında halkın iradesini temsil eden birinci derece organ olarak merkezde yer almak zorunda. Dolayısıyla çözümün düğüm noktası Meclis. Meclis’e bu süreçte tarihi bir sorumluluk düşüyor. Komisyon aşamasından sonra sıra Meclis’e geliyor ve gerekli adımlar için çalışma yapılmalı. Komisyon’un ve Meclis’in bu tarihi sorumluluğunu yerine getirerek gerekli somut adımların atılmasına vesile olmasını bekliyoruz. Süreç adımlarla ilerler, yasalarla güven kazanır.
Komisyon'un İmralı’ya gitmesi konusu netleşti mi?
Dinlemelerin tamamlanmasının ardından Komisyon bünyesinden bir heyetin İmralı’ya giderek Sayın Abdullah Öcalan’ı dinlemesi gerekiyor. Bu, Türkiye’nin de gündeminde olan bir meseledir. Bu konunun kronikleşmesi, buna karşıtlık üretilmesi, hatta bazı savaş yanlılarınca propoganda malzemesi haline getirilmesi kabul edilemez. Biz bu meseleyi Türkiye’deki 86 milyon yurttaşın hak ve özgürlükleri çerçevesinde, Kürt sorununun demokratik çözümün hedefleyen bir anlayışla ele alıyoruz. Bu konu, oy kaygılarından, siyasi hesaplardan çok daha büyüktür. Henüz İmralı’ya gidiş tarihi, takvimi ve heyetin kimlerden oluşacağı konusunda netleşmiş bir karar yok ama bu konuda diyalog devam ediyor. Aslında açık bir karşı duruş da yok; basında farklı çıkışlar olsa da tüm partiler bu sürecin farkında. Bizim talebimiz ve önerimiz, bu konuda genel başkanlar düzeyinde bir karar alınması yönünde. Ayrıca Meclis Başkanı’nın grup koordinatörleriyle yaptığı son toplantıda da bu konu gündeme geldi. MİT Başkanı ve bakanların dinlenmesinin ardından somut bir takvim oluşturulacak.















