Süreç tıkanmış durumda mı?

İmralı heyeti
- Stêrk TV'nin haftalık yorumunun bu akşamki bölümünde, Kürt tarafının attığı tarihi adımlara karşılık verilmediği, Meclis'teki komisyonunun da fonksiyonunun boşaltıldığı belirtilerek, "Süreç tıkanmış durumdadır" denildi.
AKP iktidarının baştan beri süreci sadece gerillanın silah bırakması şeklinde ele aldığı, bundan dolayı ne Kürt sorununun çözümünde ne de Türkiye'nin demokratikleşmesi kapsamında adımlar atmadığı belirtilen Stêrk TV yorumunda, süreci tıkatan ve tehlikelere yol açanın, devletin ve AKP iktidarının yaklaşımı olduğu vurgulandı.
Stêrk TV'nin haftalık yorumunun bu akşamki bölümü, dikkat çekici vurgular içerdi. "27 Şubat 2025 tarihinde Önder Apo'nun geliştirdiği tarihi çağrıyla başlayan süreç tıkanmış durumdadır" diye başlanan yorumda, çünkü bugüne kadar yapılanların tek taraflı olduğu, adımların tek taraflı kaldığı belirtildi. Sürecin ilerlemesi ve gelişmesi için devlet tarafından atılması gereken temel adımların atılmadığı kaydedilen haftalık yorumda, PKK'den istenen temel adımların atıldığının altı çizildi.
Komisyon doğru çalışmıyor
Stêrk TV'nin haftalık yorumunda şunlar ifade edildi: "PKK ve Kürt halkı yapması gerekenleri yapmış, atması gereken adımları atmıştır. Ancak devlet tarafından yapılması gereken hiçbir şey yapılmamış, atılması gereken hiçbir adım atılmamıştır. Toplumsal baskının sonucunda oluşturulan Meclis komisyonunun doğru çalışması da engellenmiştir. Halbuki komisyonun kurulmasıyla, yani Meclis'in devreye girmesiyle sürecin yeni bir aşamaya, müzakere aşamasına geçmesi gerekirdi. Komisyonun böyle bir rol oynaması gerekirdi ama bu rolü geliştiremedi. Sürecin böyle bir aşamaya varmasını sağlayamadı. Yüklendiği misyona göre hareket etmedi ve etmiyor. Süreç müzakere aşamasına geçemeyince, tıkanmaya girdi.
Büyük bir tehlike
Değerli izleyiciler, yaşanan tıkanmayı görmemiz ve buna göre hareket etmemiz çok önemlidir. Sürecin tıkanması, ilerlememesi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Bunu göremezsek karşı karşıya olduğumuz tehlikeler gerçekleşmiş olur. Denilebilir ki asıl büyük tehlike budur. Maalesef yer yer siyasetçilerin belirttiği gibi her şey yolunda ilerlemiyor. Bunun en açık kanıtı Önder Apo'ya yaklaşımdır. Önder Apo'yla bir ay boyunca görüşme gerçekleşmedi. Oysa Önder Apo bu sürecin hem geliştireni hem de iki taraftan biridir. Bu sürecin bir tarafı devlet adına AKP iktidarıysa diğer tarafı ise halk adına Önder Apo'dur. İki taraftan biri tecrit edilir, susturulur, toplumla bağı kopartılırsa süreç durdurulmuş demektir. Nitekim bir ay aradan sonra DEM Parti heyeti ile gerçekleşen görüşmede Önder Apo, barışın sadece silahların susturulmasıyla gelmeyeceğini söyleyerek yaşanan tıkanmayı ortaya koymuştur.
Sadece silah bırakma odaklı
AKP iktidarı baştan beri süreci sadece gerillanın silah bırakması şeklinde ele alıyor. Bundan dolayı ne Kürt sorununun çözümünde ne de Türkiye'nin demokratikleşmesi kapsamında adımlar atıyor. Meclis komisyonunu da Kürt sorununun çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde değil, gerillanın silah bırakması amacıyla kullanmak istiyor. Süreci tıkatan ve tehlikelere yol açan devletin ve AKP iktidarının bu yaklaşımıdır. Meclis komisyonunun ilk yapması gereken iş olan sürecin temel iki tarafından biri olan Önder Apo'yla görüşmesi gerekirken, bunu yapıp yapmamayı tartışma konusu yapması büyük bir skandaldır ve tıkanmaya en büyük işarettir.
Komisyon üyelerine eleştiri
Bunun şiddetle reddedilmesi, Meclis komisyonunun derhal Önder Apo'yla görüşmemesi durumunda tutum alınması gerekirdi fakat maalesef şimdiye kadar bu tutum alınamadı. Komisyonda annelerin Kürtçe konuşmasına bile izin verilmediğinde bile alınması gereken tutum alınmadı. Örneğin kimse kalkıp oturumu terk etmedi. Şimdiye kadar alınması gereken tutumların alınmaması AKP iktidarına manevra yapma, süreci oyalayarak götürmeye zemin oluyor. Süreç bozulur, zarar görür hassasiyetiyle yaratılan bu zeminin ortadan kaldırılması gerekir. En büyük zararı bu zemin veriyor. Dolayısıyla yapılması gereken ilk işlerden biri bu kaygılara girmeden bu zemini ortadan kaldırmaktır.
Komisyon ismini de koyamıyor
AKP iktidarı her şeyin içini boşaltıyor. Meclis komisyonunun içini de boşatılmış durumdadır. Oysa Kürtçe konuşmaya izin vermeyen bir komisyon nasıl barışı sağlayacak, ismindeki kardeşlik vasfını yerine getirecek? Bu büyük bir paradokstur. Meclis komisyonu hala neyle uğraştığının, nasıl bir sorunu çözeceğinin ismini bile koyamıyor. Kürt sorununa Kürt sorunu diyemiyor. Bunların açıkça ortaya konulması ve kabul edilmemesi gerekir. Sadece eleştirmekle değil, alınması gereken tutumları alarak bunların önü alınabilir ve tıkanıklık bu şekilde aşılabilir." BRÜKSEL











