Tanıklar Eruh baskınını anlattı


‘Köleliğe artık yeter’
Eylem sırasında bir grup PKK’li ilçede bulunan kahvehaneye giderek, yurttaşlara eylemlerinin amacını anlatıyor. Bu sırada kahvehanede bulunan Arif Beştaş adlı yurttaş, aralarında geçen diyalogları ve yaşadıklarını şöyle dile getiriyor: “Biz kahvehanede oturmuş, oyun oynuyorduk. 4 kişilik bir grup burayı bastı. Gelenler, ‘korkmayın bir şey yok’ dediler. Kahvehanede bulunanlar onları silahlı görünce kimi pencereden kaçmaya çalıştı, kimi tuvalete gitti, kalanların çoğu da kendini yere attı. Biz 3 kişi ayakta kaldık. O kadar şaşırmıştık ki ben oyun oynadığım kağıtları elimde unutmuş, öyle sıkı sıkı tutuyordum. Kahveye gelenler; ‘Bizler sizin için yeni bir mücadele başlatıyoruz. Köleliğe artık yeter diyoruz. Biz ülkemiz için devrimi başlatıyoruz. Biz halkımızın daha özgür koşullarda yaşaması için geldik ve çalışacağız’ dediler.”
Anlatırken o günü yaşıyor gibi heyecanlanan Beştaş, şöyle devam etti: “Propagandayı yaptıktan sonra, ben eve doğru kaçmaya başladım. Caminin hoparlörlerinden halka hem Kürtçe hem de Türkçe propaganda yapılmaya başlandı. Camiden yapılan konuşmalardan hatırladıklarım şunlar: ‘Biz sizler için bu eylemi yaptık. Bundan sonra devletten bir şey beklemeyeceksiniz. Hastalıktan tutalım, yaşamın her alanındaki sorunlarınızla bizler ilgileneceğiz. Bugüne kadar köleler gibi yaşadık, ama bundan sonra özgürce yaşayacağız.’ Propagandalarını yaptıktan sonra karakoldan aldıkları tüm silahları ve mühimmatları araçlara bindirerek, Şırnak tarafına doğru yola koyuldular. Sabah olunca askerler bizi Eruh meydanında topladı. Komutan bize ağza alınmayacak küfürler ve hakaretler etti. İçimizden biri komutanın sözlerine karşılık vererek, ‘Bizim bir tüfeğimiz, içinde de 4 tane saçma var. Biz nasıl baş ederiz? Siz koskoca devletsiniz; o kadar askeriniz, silahınız, topunuz var ve dün gece bir şey bile yapamazken, biz ne yapabiliriz?’ dedi.”
‘Yıldızlar kayıyor sanıyorduk’
Nurettin Kilis adlı yurttaş da, eylemin gerçekleştiği yıl 7 yaşında olduğunu, ancak hala dünmüş gibi hatırladığını söylüyor. Kilis, Eruh baskınını şöyle anlatıyor: “Yaz ayı olduğu için annemle damda uyuyorduk. Saat 21:30’da baktık mermiler havada uçuşuyor. Biz yıldızların kaydığını zannetmiştik. Hatta annem; ‘bak bir tane daha kaydı’ diyordu. Sonra silah sesleri yükselmeye başladı. Yarım saat sonra camiden sesler gelmeye başladı. Agit ve bir arkadaşı, eylemi neden yaptıklarını anlatıyordu. Hem Türkçe hem de Kürtçe propaganda yapıyorlardı. Sonra eve girdik, ağabeyim de çarşıdan koşarak eve geldi. Ne olduğunu sorduk, ama bir şey bilmediğini söyledi. O gece korkudan uyuyamadık.
Baskının Eruh’ta yarattığı etki ve yaşanan değişimlere dikkat çeken Kilis, “Eruh baskınından önce her şey yasaktı. Kimse Kürt’üm diyemiyordu. Kimse Kürtçe bir kaset dinleyemiyordu, kimse çocuklarına Kürtçe isim koyamıyordu” dedi. Eylemin ardından Agit isminin sıkça kullanılmaya başlandığını ifade eden Kilis, “Agit ismi Eruh baskınından sonra, ta 2004’e kadar da yasaktı. Ama şimdi bir sürü çocuğun ismi Agit’tir. Eruh baskını, Kürtler için bir devrim oldu” dedi.
SERTAÇ KAYAR/ABDULLAH ÇETİN - İSMET MİKAİLOÐULLARI
