Tarihi PKK Kongresi’nin ardından

• Tıkanma sadece kapitalist modernite güçlerinde değil, aynı zamanda çözüm iddiasında olan güçlerde de yaşanmaktadır. İşte Önder Apo bu tıkanmaya Demokratik Modernite manifestosu ile cevap vermekte ve tıkanmayı aşma gücünü göstermektedir.

• Kongre’yi Kapitalist Modernite’ye karşı yürütülen mücadelenin bir parçası olarak görmek ve Demokratik Modernite’nin inşasına dönük bir hamle olarak anlamak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

SERHED DENİZ

“Kürt varlığında ve sorunsallığında bir dönemin sonu, yeni dönemin eşiğinde olmak” yaklaşımıyla başlayan bir Kongre, süreci doğru anlayı ve topluma taşımayı gerektirir. Kongre’yi özel savaş sarmalında yürütülen tartışmalara boğmak ve bağlamından koparmak hem güncel hem de tarihsel olarak yaşanan hakikati perdelemek olur. Kongre süreci, bir yeni dönemin başlangıcı ve geçmişle hesaplaşma temelinde gelişen 20 yıllık bir sürecin ardından gelişmektedir. Yani güçlü bir arka planı var. Son süreçte de ciddi tartışma ve toplantıların ardından gelişti. Dünyada yaşanan Üçüncü Dünya Savaşı koşulları ve kapitalizmin yaşadığı tıkanma, kaos ve kriz halinin en çok yoğunlaştığı, toplumsal sorunların derinleştiği bir süreçte Kongre daha da önem kazandı. Tıkanma sadece kapitalist modernite güçlerinde değil, aynı zamanda çözüm iddiasında olan güçlerde de yaşanmaktadır. İşte Önder Apo bu tıkanmaya Demokratik Modernite manifestosu ile cevap vermekte ve tıkanmayı aşma gücünü göstermektedir.

Kongre’yi Kapitalist Modernite’ye karşı yürütülen mücadelenin bir parçası olarak görmek ve Demokratik Modernite’nin inşasına dönük bir hamle olarak anlamak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Önderlik gelişen sürece ilişkin “Reel sosyalizmin aşıldığını biliyorduk ama onun yerine ne koyacağımızı bilmiyorduk. Bu nedenle 1990-2000 arası zamanı ideolojik bakımdan bunalımlı geçirdik. 1998 yılında ‘ben böyle bir partiden istifa ediyorum’ demiştim. Bunun nedeni partideki ideolojik bunalımı aşamamış olmamızdı. İmralı sürecinde tüm bu sorunları da içeren kapsamlı bir yoğunlaşma sürecine girdik. Bu yoğunlaşmalarımızı beş ciltlik kitapla sonuçlandırdık. Söz gelimi sosyalist mücadele stratejisini vb. yeniden tanımladık. İdeolojik, stratejik yeniden yapılanma için önemli bir külliyat oluşturduk” dedi.

Bu değişim; Kürdistan ve Türkiye halkları kadar tüm Ortadoğu halklarını da etkileyecek, evrensel çapta da etkisini gösterecek yeni bir mücadele dönemine geçmek anlamını da taşımaktadır. Böylesi kapsamlı bir değişim sürecini anlayarak katılmak önemlidir. Kongre planlamasında da PKK’nin feshi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırmak dışında alınan diğer kararlar bu yeni sürecin inşası ve mücadele yöntemleri açısından önemlidir. Aslında Kongre, yirmi yıllık bir özeleştiri sürecine dayanan ve bu süreci yeni bir evreye taşıyan tamamlayıcı bir süreç oldu.

 

Kongre’de yürütülen tartışma ve alınan kararlar Apocu Hareket’in gelişim ve düşünsel gücünü ve politik esnekliğini ortaya çıkardı. Tarihte benzeri olmayan ve tamamıyla Önderlik gerçekliği ve harekete yansıması olarak ulaşılan birikim ve düşünsel düzeyi, Kürdistan toplumunun ulaştığı demokratik bilinç ve örgütsel düzeyin bir sonucu olarak değişime cesaret edildi. Değişim ve yeniden yapılanma sürecinde halk ve hareket olarak Önderlik etrafında kenetlenerek anlama ve uygulama çabası gelişti. Tarihin en görkemli direniş mücadelesi ve yaratımları dünyada ezilen halklara, kadın ve gençliğe, ezilen sınıflara ilham oldu. Şimdi de evrensel bir hareket olarak ete kemiğe bürünmekte.

PKK’de gelişen değişim, Kürdistan halkının ulaştığı demokratik bilince dayanarak başlayan bir dönemle bağlantılıdır. 52 yıllık mücadele tarihinin geliştirdiği bilinç ve ulusal düzey, sürecin gelişmesinde önemli bir etken olmuştur. Halkın demokratik bilinci özellikle son on yıllık faşizm koşullarında yılmadan, geri adım atmadan her türlü baskı ve yönelime karşı durmuş, direnişin gelişmesinde öncülük misyonunu oynamıştır. PKK direnişiyle açığa çıkan halk gerçekliği SERKEFTİN HALK GERÇEKLİĞİ olmuştur. Bu gerçeklik her türlü klasik parti ve feodal işbirlikçi yapıyı aşmış demokratik bilinçle hareket eden bir halk, bilinçli ve eylemli bir halk gerçekliğidir. Yeni dönemin en önemli güvencesi konumundadır.

Apocu Hareket’in gelişimi ve ulaştığı düzeyi de Serkeftin halk gerçekliğinde ifadesini bulmaktadır. Şimdi de demokratik toplumun inşasında öncülük rol ve misyonunu oynayacak temel dinamik Serkeftin halkıdır. Demokratik bilinç ve örgütlülüğe kavuşan bir halkın gelişimini ve mücadelesini başarıya ulaştırması önünde hiçbir güç duramaz. Özelikle Serkeftin halkı adına siyaset yapan ve mücadele eden tüm örgüt ve kadrolar da bu gerçekliği görerek mücadele etmelidir.

Serkeftin halk gerçekliğinde temsili demokrasi yerine doğrudan demokrasi geçerlidir. Diğer bir değişle radikal demokrasi geçerlidir. Günlük olarak kendisine ilişkin karar alma ve kararları uygulama konusunda direkt halkın kendisi karar ve denetim gücüdür. Artık topluma rağmen toplum adına karar ve uygulama yetkisine kimse sahip değildir. Nispeten demokratik bir yaklaşım ve politika izleyen; parti, dernek, demokratik çevre ve sosyalistim, devrimciyim diyen herkes çok iyi görmeli ki halk adına halkın içinde olmadığı ve aktif bir biçimde denetlemediği yaklaşım ve siyasi oluşumlar dönemin öncülüğünü yapamaz. Hele hele halkın özgürlük sorunu kendisine dert etmiş ve bu temelde mücadele eden kişi ve kurumlar açısından bu durum daha yakıcı bir hal almaktadır. PKK bu gerçekliği açığa çıkartan ve önünü açan bir harekettir.

Sosyalizmde yaşanan daralma ve reel sosyalizmin aşılmasıyla toplumda yaşanan umutsuzluk ve tıkanma Demokratik Toplum sosyalizmiyle aşılacaktır. Kapitalist Modernite’ye karşı, Demokratik Modernite anlayışı evrensel bir kimlik kazanacaktır. Kominaliteye dayanan toplumsal örgütlenme, yerelden başlayarak evrensel bir çıkış yakalama zeminine ulaşılmıştır. Zamanı gelen düşüncenin önünde hiçbir güç zor aygıtıyla duramaz. Ya hakikati görür onunla yaşar ya da aşılmaktan kurtulamaz. Önderliğin dediği gibi “İnsan olmakta ısrar sosyalizmde ısrardır.”

“Ulus-devletçi sosyalizm yenilgiye; Demokratik toplum sosyalizmi zafere götürür.”