Tecavüzcü sistem ve entelektüelin ahlakı

Kadın Haberleri —

.

.

  • Cemile tüm Cezayir’in namusu olabilir. Ancak Gülistan kimsenin namusu değildir. Gülistan, kendi bilincine varamamış bir Kürdistan’ın, cesede dönüşmüş ve yok olmuş halidir. Cesede dönüşmekten ve cesedinin yok edilmesinden kurtuluş, kendi bilincine varmakla mümkündür.

DILZAR DÎLOK

Fransız askerlerin tecavüz ettiği Cezayirli Cemile için Sartre, “Cemile bütün Cezayir’in namusudur” demiş. Bu söz ’68 kuşağının ahlaki duruşu olarak kabul edilmiş. Peki bugünkü kuşağın, entelektüel camianın ahlaki duruşu nedir, ne olmalıdır? Böyle diyebilen Türkiyeli entelektüel var mıdır? Dense de Kürt kadın hareketi bunu kabul edecek midir?
Entelektüelin ahlakı nedir?
Cesedi dahi aylardır bulunamayan Gülistan Doku, Türkiye’nin namusu mudur? Adı her gün değişen kadın bedenleri kimin namusudur, kimin namussuzluğudur? Özgürlük mücadelesinin zirveleştiği bu çağda kadınların kaderinin sistemdeki en çirkin, en kötü, en dipteki erkekler tarafından belirlenmesi bir lanet gibi Kürtlerin alnına yazılıyorken, kimsenin namustan, aydın oluştan, bilinçten ve nihayetinde özgürlükten söz etmesi de normal olmayacaktır.

Gülistan, Kürdistan’ın yok olmuş halidir

Cemile tüm Cezayir’in namusu olabilir. Ancak Gülistan kimsenin namusu değildir. Gülistan, kendi bilincine varamamış bir Kürdistan’ın, cesede dönüşmüş ve yok olmuş halidir. Cesede dönüşmekten ve cesedinin yok edilmesinden kurtuluş, kendi bilincine varmakla mümkündür. Kendi bilincine varmak kendini tanımlamak, inşa etmek, duygularını, düşüncelerini, ilgilerini yeni baştan yaratmaktır. Düşmandan, düşmanın her tür esintisinden, gölgesinden kopmaktır. Bunu sağlayamamak ise ölüm ilanını boynuna alıp yaşamaktan daha kötüdür. Çünkü kendisi varolmanın savaşında olan bir cinsin tüm mücadelesi bir taraftayken kaybolmak en büyük suçtur. Genç kızların bu saldırılar karşısında daha güçlü ve çeşitli örgütlenmesi gerekir.
Yapılanlar Kürt kadınının özgürlük iradesine saldırıdır. Direnen, özgürleşen ve kendisiyle birlikte bir ulusun demokratik temelde yeniden inşasını gerçekleştiren kadın iradesinedir. Önder Apo, “Dünyanın herhangi bir yerinde bir kadın eziliyorsa, siz özgür olamazsınız” diyerek özgürlük bilinci ve iradesinin tekil öğrenilen boyutu kadar toplamda kolektif olarak öğrenilip yaşanacak bir gerçek olduğunu ortaya koydu. Bundan dolayı da başına gelmeyenler, kendini dışında görmemelidir.

Kadının değil, erkeğin namussuzluğudur

Kürdistan kadın özgürlük hareketi, namus kavramını yeniden ele aldı, sorguladı ve Önder Apo’nun kadın özgürlük paradigması temelinde yorumlayarak mücadelenin yeni argümanlarını yarattı. Kadınlarını namusunu salt bedende ele almıyor ve bunu da Kürtlüğün namusu olarak görmüyor. Dolayısıyla Türklüğün namusu olarak görülmesi de beklenemez. Bundan dolayı da yapılan saldırıyı tekil bir namussuzluk durumu olarak görmemiz ve karşısında yeni namus çıkışları inşa etmemiz, böyle beklentilere düşmemiz de beklenemez. Ancak bunu da bedeni önemsizleştirmek olarak anlamak büyük yanılgıdır. Kadın bedenine yapılan saldırı büyük bir düşmanlığın, namussuzluğun ve onursuzluğun göstergesidir. Aslında anlatılmak istenen, söz konusu durumda ortaya çıkan kadının değil erkeğin namussuzluğu olduğudur.

Entelektüeller de suçludur

Bir durum suç olurken, o durum karşısındaki konumlanışlar da bu suça göre şekillenir ve tanımlanır. Bunun sebebi, işlenen suçun tekil uygulanışı karşısındaki kolektif kabulleniştir. Her ne kadar batının rasyonalizmiyle şekillenen bir sosyoloji hakimken ve bu durum da toplumsallığı öldürerek her şeyi birey ekseninde ele alırken, böyle bir sorgulama anlamlı görülmese de bunu yapmak gerekir. Rasyonalizmin bir sonraki adımı kontra akıldır demek abartı olmaz. İnsanı bireyselliğe mahkum eden, mekandan-zamandan-geçmişten koparan bir akıl-düşünme biçimi, insanı düşündüğü an katleden bir düşünme biçimidir. Bundan dolayı Türkiye’de düşünme, özgürleştiren bir insan eylemi olmaktan koparılmıştır. İktidar gibi düşünen ile kendisi için düşünen arasında fark kalmamıştır. Bu durum, her şekilde iktidarın çıkarına hizmet ettiğinden aydın tanımı da değer kaybetmiştir.

 

  • Mevcut durumda bu saldırıları gerçekleştirenler yargılanmalı, cezalandırılmalıdır. Ancak bununla birlikte bu saldırılara sessiz kalan, bu saldırıları sessiz kalarak kabul eden ve saldırı öncesinin zihniyet altyapısını hazırlamak kadar sonrasının toplu kabullenişini hazırlamakla yükümlü olan entelektüellerdir.


Susan-susmayan, gören-görmeyen, duyan ya da duymayan, bir bütün bu saldırıların olabilirliğini tecavüzcü türk devletine ve onun en namussuz temsilcilerine, askerlerine, imamlarına, öğretmenlerine ya da kocalarına düşündüren ve saldırıya geçmesini engellemeyen herkes suçludur. Bir tecavüzcü adam, asker kimliğiyle sivil kıyafetlerle, elini kolunu sallayarak binaların içinde geziyorsa, tecavüz edecek çocuk arıyorsa ve bu onun anlayacağı dilde engellenemiyorsa, suçlu aramak için onun birine tecavüz etmesini beklemek mi gerekir?
Bu namussuzluğa, bu kürt düşmanlığına, bu çocuk düşmanlığına, bu kadın düşmanlığına, bu ahlaksızlığa dur demenin çeşitli yöntemleri vardır ve her tür cezalandırmanın olması da normaldir. Mevcut durumda bu saldırıları gerçekleştirenler yargılanmalı, cezalandırılmalıdır. Ancak bununla birlikte bu saldırılara sessiz kalan, bu saldırıları sessiz kalarak kabul eden ve saldırı öncesinin zihniyet altyapısını hazırlamak kadar sonrasının toplu kabullenişini hazırlamakla yükümlü olan entelektüellerdir.

Tek yol, kendi namusunu temizlemek

Eğitim sisteminin cinsiyetçi, ırkçı, dinci, toplamda tecavüzcü uygulamalarına dahi karşı koyamayan aydın topluluğun bu suçu üstlenmesi zordur. Ancak aydın dünyanın düştüğü durumdan kurtulabilmesinin de tek yolu budur. Özde, tek yol kendi namusunu temizlemekle mümkündür. Kavramlar önceki çağa ait görünebilir ancak özdeki anlamı önemlidir. Namus temizlemek yerine etkin bir özeleştiri hareketi de diyebiliriz.
Entelektüelin ahlakı, özgürlük iradesini görmek, buna saygı duymak, saygının gereğini yapmak, bunun kendisini de özgürleştiren tek gerçek olduğunu bilmek ve bu iradenin kolektif yaşam inşası karşısında engel olmaktan çıkmaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.