Tecrit kaldırılana kadar eylem

  • Tecride karşı cezaevlerinde devam eden açlık grevi 163. gününde. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 142, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 125 gündür açlık grevi yapılıyor.  Mexmûr ve Lavrio kamplarındaki eylemciler, talepler karşılanana kadar mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.

 

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi, 163. gününde devam ediyor. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 142, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 125 gündür açlık grevi yapılıyor.

Lavrio Kampı’ndaki açlık grevi, Devrimci Gençlik Hareketi (TCŞ-Tevgera Ciwanên Şoreşger), Avrupa’da Kürt Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Kurdistan a Ewropa) ve Navenda Çanda Kürdistan (Kürt Kültür Merkezi) öncülüğünde yürütülüyor. Lavrio ve Mexmûr Kampı’nda grevde olanlar, MA’dan İdris Sayılğan’a konuştu. 

Artık sabır kalmadı

 Lavrio Kampı’nda açlık grevinde olan Berivan Karakoyun, Öcalan’ın aile, avukat ve telefon görüşü başta olmak üzere en temel haklarının bile engellendiğini hatırlatarak, İmralı’da başlayan tecridin tüm cezaevleri ve bölge halklarını derin bir şekilde etkilediğini kaydetti. Karakoyun, Kürt halkının artık sabrının kalmadığını söyledi. Öcalan’ın Kürt halkının en hassas noktası olduğunu vurgulayan Karakoyun, bu noktaya dokunulmasına tahammül gösterilemeyeceğini belirtti. Karakoyun, eylemin amacının yalnızca tecridin sonlandırılması değil, Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olduğunu kaydederek, bunun şartlarının da olgunlaştığını söyledi. Karakoyun, şunları ifade etti: “Sayın Öcalan özgür olursa halklar birleşir, konfederalizm sistemi hayat bulur ve sömürgecilerin tahtları sallanır. Bundan korktukları için tecridi ve savaşı derinleştiriyorlar. Kürtlerin sabrını kimse sınamaya kalkmasın. Belki günü geldiğinde barış için masaya oturacak Kürt bulmayabilirler. Bu düzeye ulaşmadan Kürt Halk Önderi ile masaya otursunlar. Kimse Kürtleri bitirme hesabı yapmasın. Kürtler önderlerini özgürleştirene kadar ayakta olacaktır.”

Büyük bir öfke var

 Mexmûr Kampı’nda açlık grevinde olan Kamuran Kabul ise Kürt sorununda çözümsüzlük ısrarının Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu’yu da derin krizlere sürüklediğini ifade etti. Öcalan ve siyasi tutsaklar üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle grevde olduklarını söyleyen Kabul, Kürt halkının anayasal olarak da tanınmış haklarının kullandırılmamasını büyük bir öfke ve tepkiyle karşıladığını kaydetti.

Tüm Kürt halkına karşı

 AKP’nin Kürtlere ve Kürtlüğe dair her şeye düşman olduğunu vurgulayan Kabul, Öcalan şahsında derinleştirilen tecridin tüm Kürt halkını yok etme mesajını içerdiğini belirtti. Kabul, Öcalan’ın bilgisiyle ve birikimiyle artık halkların önderi olduğunun altını çizerek, emperyalist güçler ile yerel güçlerin çıkarlarını tehlikede gördükleri için tecrit ve savaş politikalarını derinleştirdiği değerlendirmesinde bulundu.

Sonuç alıncaya kadar

 AKP’nin de iktidarını devam ettirebilmek için tecrit ve savaş politikalarına sarıldığını dile getiren Kabul, tecridin son bulması halinde halkların derin bir nefes alacağını söyledi. Türkiye’nin ve bölgenin içinde bulunduğu krizlerin ancak Öcalan ile gerçekleşecek görüşmeler sonucu aşılabileceğini vurgulayan Kabul, açlık grevi eylemlerinin sonuç alıncaya kadar devam edeceğini kaydetti.  HABER MERKEZİ

 

Eylemdeki 27 yıllık tutsağın annesi: Sessiz kalmamız beklenmesin

Açlık grevinde olan Ramazan Kızıldağ’ın annesi Şükriye Kızıldağ, Türk devlet yetkililerin sessizliğine tepki gösterdi.

107 cezaevinde devam eden açlık grevi eylemine giren tutsaklardan biri de Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Ramazan Kızıldağ. “Örgüt üyesi” iddiasıyla Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından 1994’te müebbet hapis cezasına çarptırılan Kızıldağ’ın davası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yeniden yargılama kararının ardından yeniden görülmeye başlandı. MA’dan Naci Kaya’ya konuşan annesi Şükriye Kızıldağ, AİHM’in kararına rağmen oğlunun tahliye edilmediğini belirterek, “Bu adaletsizlik yetmezmiş gibi yargılaması devam ederken, tekrardan Edirne’ye götürdüler. Kürtlere neden adalet yok? Oğlum 27 yıldır adaletsiz bir şekilde cezaevinde tutuluyor” dedi.

Oğlunun birçok kez açlık grevi eylemine katıldığını aktaran anne Kızıldağ, son olarak 8 Kasım 2018’de DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in öncülük ettiği süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde üç ay kaldığını anımsattı. 

Oğlunun devam eden eyleme de dahil olduğunu söyleyen Kızıldağ, “Çocuklarımızın talepleri bizim taleplerimizdir. Son nefesimize kadar çocuklarımızın taleplerinin arkasında olacağız. Dirhem dirhem erimelerine şahit oluyoruz. Çocuklarımız adaletin sağlanması için içeride bedenlerini eritirken, bizlerin sessiz kalmasını kimse istemesin” dedi.

Kızıldağ, devam eden eylemin akan kanı durdurmaya yönelik olduğunu kaydederek, Türk devlet yetkililerin sessizliğine tepkisini “Sorunları çözün. Annelerin yüreğine ateş düşürmeyin” sözleriyle dile getirdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.