Tecrit ve direniş

Forum Haberleri —

  • Tecridi teşhir etmek, sürekli gündemde tutarak tecridi kırmak mutlaka başarılmalıdır.  İmralı tecridinin halka yansıması soykırımdır, imhadır, baskıdır, şiddettir, kan ve göz yaşıdır. Bunu durduracak tek çare de direniştir. 

ŞÜKRÜ GEDİK

İmralı yüksek güvenlikli cezaevinde bulunan Başkan Apo ve beraberindeki yol arkadaşlarına dayatılan keyfi tecrit uygulamaları yeni bir direnişin fitilini ateşlemiştir. Başkan Apo’ya uygulanan tecrit, genelde Türk devletin Kürdistan’da uyguladığı devlet terörünün ana kaynağıdır. İmralı yüksek güvenlikli cezaevi tabutluğunda tutulan Başkan Apo’un durumu, Kürt halkın içinde bulunduğu durumun da bir özetidir. Bir halkın önderine reva görülen gayri insani yaklaşımlar, keyfi ve hukuksuz dayatmalar, kişiye özel uygulanan kanunlar tahammüllerin sınırlarını aşmıştır. İnsanlık suçu sayılan tecrit, yıllardan beridir tek kişilik hücre koşullarında fiili olarak süre gelen bir durumdur. Faşist Türk devleti tecrit ile her ne amaçlamak istiyorsa amaçlarına ulaşamayacağı muhakkaktır. Savaşın en acımasızı İmralı’da verildiği bilinmektedir. Özel savaşın en özeli İmralı’da sürdürülmektedir. Zaman zaman gündeme getirdikleri ve seçimlerde propaganda malzemesi olarak kullandıkları idam tehdidi de dahil her yol denenmektedir.

İmralı tabutluğu, hiçbir hukukun işlemediği kendi başına özel bir sistemdir. Uluslararası komplo ile geliştirilen, uluslararası küresel kapitalist güçlerin kurduğu bir sistemdir. İmralı’daki direnişin çapıda bu denli büyük bir direniştir. Yani, İmralı’da gardiyanlık görevi gören Faşist Türk devletine karşı sınırlı bir direniş olmayıp, kapitalist sisteme karşı bir direniştir. Yıllara yayılan bu direnişin özünde de büyük bir halk iradesi vardır. İmralı direnişi kırılamadığı için tecrit uygulanmaktadır. Bu nedenle İmralı tecridinin kırılması, İmralı sisteminin kaldırılması elzem bir konudur. Bu konu, Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren, halkların demokrasi mücadelesinin esasını oluşturmaktadır. Faşizmin geriletilmesi, demokrasinin geliştirilmesinde İmralı uygulamaları bir göstergedir.

Faşist rejimin toplum üzerindeki baskısı her geçen gün katmerleşerek devam etmektedir. Giderek bütün muhalefeti içine alan, bütün direniş odaklarını hedefleyen saldırılar geliştirilmektedir. Yasal zemindeki siyasi çalışmaları da “terör” kapsamında göstererek adım adım bu alan çalışmalarını ortadan kaldırmaya başladılar. HDP’nin tümden kapatılması ve bir daha da açılmaması için yasal düzenleme tartışmaları yürütülüyor. Mafyanın iktidardaki temsilcisi Devlet Bahçeli bunu açıktan dillendirerek startını vermiş oldu. İmralı tecrit sistemi sürdüğü müddetçe devletin saldırıları dışarıda da yoğunlaşarak devam edecektir. Teslim almak için baskının ve şiddetin dozu daha da artacaktır.

Başlatılan hamlenin odağında yer alan temel istem, tecridin kırılması ve faşizmin kaldırılmasıdır. Bu hamle her kesimden insanı ilgilendiren toplumsal bir taleptir. Bu hamlenin başarısı için her cepheden mücadelenin verilmesi gerekmektedir. Yurt içinde-yurt dışında, zindanda-dışarıda, legal-illegal, silahlı-silahsız, küçük-büyük, dağda-ovada toplumun her kesiminde ve hayatın her alanında eylemsel bir duruş içinde olmak gerekir. Tıpkı küçük derelerden akan suyun birleşerek büyük bir sele dönüşmesi ve önüne ne kattıysa alıp götüren coşkulu bir akış haline gelmelidir. Faşizmi yıkmanın yolu da bu tür eylemlerden geçer. Gezi direnişi önemli bir deneyimdir. Faşizmin en büyük korkusu da bu türden direniştir. Kısacası faşizmin anladığı dilden karşılık vermek dışında başka bir seçeneğin kalmadığını da bilmek gerekir.

Direniş hamlesine zindanların tek yürek, tek ses katılım sağlaması, hamlenin önemine ve tarihsel anlamına yakışır bir karşılık olmuştur. Zindanların bu hamleye katılması, zindan direniş geleneğine yakışır bir tutum sergilemiş olması ve hatta kitlesel bir öncülük rolü oynaması son derece önemlidir. Daha öncede zindanların öncülüğünde açlık grevleri ve ölüm oruçları eylemleri yapılmıştı. Faşist iktidar bu eylemler karşısında çaresiz kalmış ve Başkan Apo ile görüşme yaptırmak zorunda kalmıştı. Zindan direnişi, dipten gelen bir dalga gibi sarsıcı bir etkisi vardır. Zindanların geçmiş tarihi bunun örnekleriyle doludur. Zulmün yoğunlaştığı bu merkezlerde direnişleri de hep görkemli olmuştur ve sonuçta zaferle taçlandırılmıştır.

Zindan direnişinin dışardan da beslenmesi gerekmektedir. Kitlesel boyuta mutlaka taşınması gerekir. Topyekûn bir direniş sürecine girilmesi hayati önem taşımaktadır. Tecridi teşhir etmek, sürekli gündemde tutarak tecridi kırmak mutlaka başarılmalıdır. İmralı’da sürdürülen büyük direnişe omuz vermek, katılım sağlamak, önderliğin yol arkadaşı olmak her eylemci için bir onur vesilesidir. İmralı tecridinin halka yansıması soykırımdır, imhadır, baskıdır, şiddettir, kan ve göz yaşıdır. Bunu durduracak tek çare de direniştir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.