Tek adamın kabini

Haberleri —

Türk tipi başkanlık sistemi, önceki gün itibariyle resmen başladı. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yardımcısı ile 16 bakanı atadı. Tüm yetkileri kendisinde toplayan Erdoğan’ın kabinesinde damadı, özel doktoru, damadı ve kızının iş ortakları, müdürleri, yaverliğini kabullenen generali, derin devletin emaneti tetikçi ve çantacısı yer alıyor.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’nın bugün yemin etmesiyle resmen yürürlüğüne giren 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ adı altındaki alaturka diktatörlüğün ilk kabinesi de belli oldu. Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın yanı sıra çantacısı Mustafa Varank, Türkiye’nin karanlık döneminin aktörleri Mehmet Ağar ve Tansu Çiller gibi isimlerin “gözdesi” Süleyman Soylu gibi isimlerin yanı sıra kanatları altında büyüttüğü isimler yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemde görev yapacak cumhurbaşkanı yardımcısı ve 16 bakandan oluşan kabineyi açıkladı. Erdoğan beklendiğinin aksine kendisine birden fazla yardımcı değil de bir yardımcı atadı. Eski Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, yeni sistemde Erdoğan’ın yardımcısı olarak görev yapacak. Kabineye mevcut bakanlardan dört ismi alan Erdoğan, dışardan yaptığı kabine atamalarıyla dikkat çekti. Berat Albayrak, Abdülhamid Gül, Süleyman Soylu ve Mevlüt Çavuşoğlu kabinenin siyaset kanadını oluşturdu. Abdülhamid Gül adalet, Mevlüt Çavuşoğlu dışişleri, Süleyman Soylu içişleri bakanlığı koltuklarını korurken, parlamenter sistemin son Enerji Bakanı, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak yeni sistemde Maliye ve Hazine Bakanlığı görevine getirildi. Milletvekili seçilen dört bakanın istifa etmesiyle AKP’nin 294 olan vekil sayısı 290’a düşecek.

Soysuz tetikçi gözdesi

'Diyalog süreci’nin hükümet heyetinde yer alan dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın 31 Ağustos 2016’da istifasının ardından bu koltuğa oturan Süleyman Soylu, yeni kabinede de görevinde kaldı. Türkiye’de derin devlet ile özdeşleşen eski İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın yetiştirip Demokrat Parti (DP) Genel Başkanlığı’nın emanet ettiği Süleyman Soylu, bir süre bu görevde bulundu. 2008’de dönemin başbakanı Erdoğan için “Paçalarından yolsuzluk akıyor” ifadelerini kullanan Soylu, 5 Eylül 2012’de Mehmet Ağar’dan satın alınıp AKP'ye dahil edildi. Hemen ardından, 30 Eylül 2012'de AKP MKYK'sına seçilip, sonrasında da AKP Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. 64’üncü hükümette 9 aylık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak da görev yapan Soylu döneminde bin 319 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 31 Ağustos 2016’da İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yerine atanan Soylu döneminde operasyonlar yoğunlaştırıldı. Bir yandan savaş politikalarını derinleştiren Soylu, öte yandan OHAL uygulamasının da sorumluluğunu üstlendi. İlan edilen OHAL ve beraberinde çıkarılan KHK'lerle yüz binlerce kişi işinden edildi. Gazeteciler, siyasetçiler, aydınlar, yazarlar, iş insanları ve öğrencilerin de içerisinde bulunduğu on binlerce kişi tutuklandı. Trabzonlu olan Soylu, yeni devlet bileşenlerinin de üzerinde mutabık kaldığı bir isim.

Yıllardır çantasını taşıyan

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na getirilen Mustafa Varank, İmam Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra ODTÜ Siyasi Bilimler Akademisi'nde lisans eğitimi aldı. Varank, uzun süredir Erdoğan’ın 'başdanışman' sıfatı altında çantasını taşıyor. Çocukları ve damadına da hizmetlerini esirgemiyor. Varank, Erdoğan’ın algı operasyonları ekibinin de önemli elemanlarından biri.

Yargıdaki eli kaldı

Son kabinede Adalet Bakanlığı koltuğuna getirilen Abdulhamit Gül, Saadet Partisi’den ayrılan bir ekibin kurduğu Halkın Sesi Partisi’nde (HAS Parti) uzun süre görev aldı. Partinin AKP ile birleşerek kendisini feshetmesinin ardından AKP’ye geçen Gül, AKP’de Genel Sekreterlik görevindeyken Antep’ten milletvekili seçildi. 19 Temmuz 2017’de Adalet Bakanlığı’na getirilen Gül, yeni sistemin ilk Adalet Bakanı oldu. Abdülhamit Gül’ün, Adalet Bakanlığı’nda kalması yargı ve adalet mekanizmasında bugünkünden farklı bir tablo beklenmemesi gerektiğini ve yargıdaki siyasallaşmanın, siyaset gölgesinin artarak süreceğinin işareti. Erdoğan, bu süreçte yargıdaki elini muhafaza ederek dönüşümü tereddütsüz gerçekleştirmek ve mutlak biatı sağlamak istiyor. Gençliğinden itibaren Erdoğan’ın geçtiği tedrisattan gelen Gül, bu iş için en uygunu.

Belediyedeki elemanı

Yeni kabinede Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na getirilen Fatih Dönmez, Erdoğan’la geçmiş yıllara dayanan ilişkisiyle dikkat çekiyor. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği dönemde belediye iştiraklerinden İGDAŞ’ta Etüt ve Proje Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunan Dönmez, uzun süre İBB iştiraklerinin yönetim kurullarında başkan ve üye olarak görev yaptı. 2015’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarlığı’na atanan Dönmez, Erdoğan’ın belediye başkanlığı dönemiyle başlayan yükselişinde bakanlığa kadar ulaştı.  Fatih Dönmez aynı zamanda Erdoğan’ın damadı Albayrak’ın müsteşarıydı. Böylece nükleer santral başta olmak üzere güneş, jeotermal, hidroelektrik, termik enerji projelerinde iktidara yakın müteahhitlere dağıtılan pasta, büyüyerek devam edecek. Enerji Bakanlığı’nda yönetim fiilen Albayrak’ta, yani Erdoğan’da olacak.

   

Müteahhitlerinin tepesindeki komiseri

Kabinede Trabzonlu ikinci bir bakan ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan oldu. Turan, Mehmet Cengiz’e ait Cengiz İnşaat ile Nihat Özdemir’in patronu olduğu Limak İnşaat’ın üstlendiği 3. Havaalanı bağlantı yolları ve Kuzey Marmara Otoyolu konsorsiyumunun CEO’su. ‘Milletin anasının a…na koyacağız’ sözleriyle gündem olan ve AKP hükümetleri döneminde peş peşe kazandığı dev ihaleler, özelleştirmeden aldığı Etibank Seydişehir Alüminyum Tesisleri ve Oymapınar Barajı’nın yanı sıra çok sayıda enerji, madencilik, elektrik ve doğal gaz dağıtım ihalelerini, projelerini kazanan müteahhit Mehmet Cengiz ve iş ortağı Nihat Özdemir CEO’sunu “Ulaştırma ve Altyapı Bakanı” olarak Erdoğan’ın kabinesine verdi. Yaklaşık 4 milyar Euro tutarındaki 3. Havaalanı İnşaatını da halen yürütmekte olan Cengiz-Limak-Kolin (Mehmet Cengiz-Nihat Özdemir-Celal Koloğlu) ortaklığı, Erdoğan’ın referansıyla Kuveyt’te, Katar’da milyarlarca dolarlık dev havaalanı, konut, otoyol işlerini üstleniyor. Özdemir ve Cengiz, Erdoğan’ın en yakınındaki müteahhitler olarak gözdeleri. 1985’te Karayolları Genel Müdürlüğü'nde mühendis olarak çalışmaya başlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan bu kurumda büro mühendisliği, kontrol mühendisliği, kontrol şefliği görevlerinde bulundu. 1997’den itibaren Karayolları İstanbul 17. Bölge Müdürlüğü bünyesinde Otoyol Bakım İşletme Başmühendisi, Otoyol Yapım Başmühendisi, Bölge Müdür Yardımcısı ve Bölge Müdürü olarak görev yaptı. Karayolları Genel Müdür Yardımcılığı görevinin ardından 2005-2015 yılları arasında Karayolları Genel Müdürlüğü yaptı. Karayollarındaki görevinden emekli olduktan sonra önce Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na getirilen Turan, daha sonra Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine atandı. Danıştay Üyeliğinden ayrılan Turan, Kuzey Marmara Otoyolu inşaatını üstlenen Limak-Cengiz konsorsiyumunun CEO'luğuna getirildi. Karayolları Genel Müdürü olduğu dönemde Erdoğan’a yakın müteahhitlerin kazandığı hazine garantili pek çok proje ihalesinin altına imza atan Turan, şimdi artık bakan olarak ulaşım ve altyapı projelerinin rantını yandaş müteahhitlere dağıtacak.

TOKİ’deki emanetçisi

Çevre Bakanı olarak kabinede yer alan Murat Kurum, 2009 yılından bu yana TOKİ Başkanlığı görevini yürüttü. AKP hükümetinin inşaat üzerinden büyüme hedefiyle birlikte TOKİ adı birçok doğa katliamı ve yandaş şirketlere rant alanı sağlamakla anıldı. Murat Kurum başkanlığındaki TOKİ en son Şile’de yapacağı konut projesinde doğal yaşam alanlarını yok etmiş ve tepkiler almıştı.

Kızının elemanı

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı olarak görev verilen Zehra Zümrüt Selçuk, kabinenin ikinci kadın bakanı olarak Erdoğan’ın eşi ve kızları Esra Albayrak ile Sümeyye Albayrak kontenjanından. Esra ve Sümeyye Albayrak’ın kurucuları arasında yer aldığı aynı zamanda yönetiminde bulundukları Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) Ankara Temsilcisi olan Selçuk, tıpkı önceki bakan Fatma Betül Sayan Kaya gibi  Emine Erdoğan’a da çok yakın bir isim. Selçuk, eski bakanlardan Atilla Koç’un kızı.

'Kürt kökenli’ hekimi ve ortağı

Medipol Üniversitesi’nin mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Koca Sağlık Bakanı oldu. Konya’nın Kulu ilçesine bağlı Tavşançalı (Omeranlı) köyünde Kürt bir ailenin çocuğu olarak 1965’te dünyaya gelen Fahrettin, ilk ve orta öğrenimini doğduğu kentte, liseyi Bursa Erkek Lisesi'nde bitirdi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni 1988'de tamamlayarak tıp doktoru unvanını aldı. 'Kürt kökenli' bir Türk olmayı tercih eden Koca, 'Nurcu’ olarak biliniyor ve bir dönem de Fethullahçılar ile iş tutuyordu. İhtisasını İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda tamamlayarak 1995'te Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olan Koca, başkanı olduğu Türkiye Eğitim Sağlık ve Araştırma (TESA) Vakfı tarafından 2009 yılında kurulan İstanbul Medipol Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanlığını yürütüyor. Koca'nın, Türk Pediatri Kurumu, Pediatrik Metabolizma ve Beslenme Derneği, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Sağlık Meslek Komitesi, Özel Hastaneler Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) üyelikleri bulunuyor. Koca, aynı zamanda Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Eğitim Komitesi İş Konseyi Başkan Yardımcılığını, Vakıf Üniversite Hastaneleri Derneğinin Başkanlığını ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi Başkanlığını yürütüyor. Erdoğan Ailesinin doktorları arasında yer alan Koca’nın sahibi Medipol hastanelerine Erdoğan Ailesi’nin de ortak olduğu gündeme gelmişti. Sağlık sistemindeki ticarileşmenin, Şehir Hastaneleri ve garantili hasta modelinin hızlanarak devam edeceği, devletin sağlık sistemini giderek terk edeceği anlaşılıyor.

Turizm fırlaması

Kültür ve Turizm Bakanı ise ETS Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy oldu. Kıbrıs’ta kumarhane de işlettiği söylenen Ersoy’un kardeşi Emire Ersoy, 28 Şubat döneminde gündem olan Ali Kalkancı’nın (cinci hoca, Müslüm Gündüz’le basılan Fadime Şahin’i de istismar eden) eşiydi. Ersoy, Erdoğan Ailesi ve damat Albayrak’ın turizmdeki elemanları. Devlet Tiyatrolarının lağvedilip Cumhurbaşkanına bağlandığı gün, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da Turizm kökenli bir ismin bakan olması, bakanlığın ismindeki Kültür kısmının, tiyatro, sinema, sanat, müzik vb. konuların öneminin kalmayacağı şeklinde yorumlanıyor.

Eğitim pazarlamacısı Ziya

Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna Talim ve Terbiye Kurulu'ndan Ziya Selçuk oturtuldu. Eğitim sisteminin darmadağın olduğu 16 yıllık süreçte Maya Özel Okulları ve Kolej zincirinin kurucusu ve sahibi olan Koca’nın Milli Eğitim Bakanı olarak görevlendirilmesinin anlamı eğitimde özelleşme, paralı eğitimin yaygınlaşması ve devletin yine anayasal asli görevlerinden birisinden daha çekilmesi. Kamu kaynaklarıyla özel okulculuğun teşvik edilmesi dönemine geçiş.

Ticaret’e kadın kontenjanı

Kabinede dikkat çeken özel sektör kökenli üç isimden Ticaret Bakanı Ruhar Pekcan’ın DEİK’te Türkiye-Suriye İş Konseyi’nden gelmesi ilginç. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan yardımcılığını da üstleniyor. Pekcan’ın kabinede yer almasında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun etkili olduğu belirtiliyor.

Gül ve Soylu’yu Çavuşoğlu tamamlıyor

İbrahim Kalın’ın ismi uzun süre kulislerde dolaşmasına karşılık Erdoğan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan vazgeçemedi. Aynı zamanda AB Bakanlığı’nın da lağvedilerek Dışişleri bünyesine alınması Erdoğan yönetiminin Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir gelişme beklemediğinin, herhangi bir beklentisinin kalmadığının da işareti. AB ile ilişkilerin ölü bir döneme gireceğini, mülteci anlaşması ve vize serbestisi gibi rutin başlıklar üzerinde ve olabilirse Gümrük Birliği Anlaşmasının revizyonu pazarlığıyla sürdürülmeye çalışılacak.Türkiye’yi kaçak göçe karşı sınır bekçiliğinde tutmaya devam etmeyi öngören AB cephesinde 3 milyar euroluk ilave mali desteği kabul etmek dışındaki seçim sonrası esen hava, tam üyelik müzakerelerinin askıya alınması, yeni fasıl açılmaması, Gümrük Birliği Anlaşmasının revizyonu görüşmelerinin dondurulması, vize serbestisinin rölantiye alınması yönünde ağırlık kazandı. Çavuşoğlu’nun göreve devam etmesiyle Suriye, Irak başta olmak üzere Ortadoğu ve Körfez politikalarında, ABD ile gergin ilişki sürecinde fazla bir değişiklik olmayacağı anlaşılıyor. Soylu, Gül ve Çavuşoğlu’nun aynı görevlerde tutulması Kürtlere karşı savaşın mevcut temposunu aşarak devam edeceğinin göstergesi.

Yaverliğine razı Hulusi

Genelkurmay Başkanlığını görev ve yetkileriyle, Yüksek Askeri Şura’nın, Milli Güvenlik Kurulu’nun, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin KHK’larla lağvedilmesi ve yasalarının yürürlükten kaldırılmasının akabinde tıpkı Binali Yıldırım gibi Orgeneral Hulusi Akar da eski sistemin son Genelkurmay Başkanı sıfatıyla Milli Savunma Bakanlığı’na geçiş yaptı. Gazeteci Zülfikar Doğan’a göre; Akar’ın Erdoğan kabinesinde görev alması “Sisi Modeli” olarak da değerlendiriliyor. Kendisi de Genelkurmay Başkanı iken Mursi kabinesinde Savunma Bakanı olan Mısır Devlet Başkanı Sisi, Mayıs’taki seçimlerden sonra kurduğu yeni kabineye de Genelkurmay Başkanını Savunma Bakanı olarak alırken, pek çok generali de bakan olarak görevlendirmişti. Peş peşe çıkartılan 701, 702, 703 saylılı KHK’larla  Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Generallerin görev süreleriyle ilgili kıstaslar ortadan kalkarken, Teğmenden Albay’a kadar tüm subay rütbelerinde görev, terfi ve göreve son yetkilerini kendisinde toplayan Cumhurbaşkanı artık komuta kademesinin atamalarını da YAŞ dışında doğrudan kendi inisiyatifiyle yapacak. TSK’nın terfi ve emeklilik konusundaki kurumsal sistemi, gelenekleri, bekleme süreleri vb. kriterlerin tümü ortadan kalktı. Ankara’da kimi çevreler ‘sürpriz’ olarak nitelese de, siyaseti yakından takip edenler için Akar isminin kabinede yer alması sürpriz olmadı. TOBB Üniversitesi’nden güvenlik uzmanı Nihat Ali Özcan DW Türkçe’ye Akar’ın kabineye girişini değerlendirirken, “Türkiye’de her şey değişim halinde. Başbakan devreden çıktı. Milli Savunma Bakanı, ordunun başı gibi bir konuma geldi. Belli ki yeni genelkurmay başkanı da cumhurbaşkanının danışmanı gibi çalışacak” dedi. Akar’ın 15 Temmuz’daki devlet içi çatışma ve sonrasında Erdoğan’la hep birlikte hareket ettiğini hatırlatan Özcan, “Kabineye girmesi de sadakat ve güvenle ilgili. Hulusi Akar, Erdoğan’ın A takımının bir parçası oldu” diye konuştu. 1960 darbesinden önce de Türkiye’de bir albayın milli savunma bakanı yapıldığını ancak bu kez durumun çok farklı olduğunu anlatan Özcan’a göre Hulusi Akar, Milli Savunma Bakanı olarak biraz teknokrat gibi çalışacak, kuvvet komutanlarını sevk ve idare edecek. Türkiye’nin bir ‘geçiş dönemi’ yaşandığını düşünen Özcan’a göre, önümüzdeki süreçte Erdoğan’ın ‘perde arkası kahramanları’nın daha da önem kazanacağını dile getiriyor. Özcan, “Çünkü bakanlar artık müsteşar düzeyine düşmüş durumdalar. Bürokratik işler yapacaklar” diyor. Yeni dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan, istediği bir orgenerali genelkurmay başkanı olarak atayabilecek.

Albayrak’ın arkadaşı

Tarım ve Orman Bakanlığı’na getirilen Bekir Pakdemirli, Turgut Özal’ın 'uçan müsteşar' lakaplı ilk Hazine Müsteşarı ve sonrasında her ANAP kabinesinde ekonominin kilit ismi olan Ekrem Pakdemirli’nin oğlu. Ağabeyi Fethullah Gülen Grubu’nda olduğu iddiasıyla yargılanan Pakdemirli’nin en önemli özelliği damat Berat Albayrak’ı arkadaşı olması.

Futbol bahisçisi totocu

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü’nden kabineye girerken sporun daha çok “akçalı” kısmını yakından bilen bürokratlardan. Bahis işleriyle uğraştığı konuşalan bir isim.

Erdoğan’ın özel kalemi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, uzun yıllardır Başbakanlığı döneminden başlayarak Erdoğan ile çalışan bir bürokrat. AFAD Başkanlığından Başbakanlık Müsteşarlığına kadar uzayan bürokratik görevlerden sonra Erdoğan’ın ilk Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Rojava ve Kuzey Suriye’ye yönelik işgal girişimileri sırasında oldukça aktifti. Devlet kurumları arası koordinasyon görevini üstlenmişti. Fuat Oktay,  Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. yönetim kurulu üyeliği ve Türk Telekom A.Ş. yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevlerini sürdürüyordu.

Elbette damat Albayrak

Kabinede Enerji Bakanlığı’ndan yeni oluşturulan Hazine Ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Berat Albayrak bir anlamda devletin kasasının da başına geçti. Cumhurbaşkanı, Maliyeyi, Hazine’yi, Merkez Bankası’nı, Kamu Bankalarını kısaca Türkiye’nin tüm varlığını ve parasını damadının kontrolüne verdi. Berat Albayrak ismiyle birlikte de küresel piyasaların beklentilerini çok da önemsemediğini, Merkez Bankası’na artık daha fazla ve doğrudan müdahalenin söz konusu olacağının, kamu bankalarının kaynaklarının dağıtımının tek elden yürütüleceğinin duyurusunu yapmış oldu. 

HABER MERKEZİ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.