
Emek ve Özgürlük İttifakı
- Muhalefet politik olarak, Erdoğan'ın faşist dikta rejimine karşı birleşebilir. Muhalefet için birliğin nesnel koşulları olduğu gibi, ayrı ayrı yürümenin bir sonsuz felakete yol açacağı açıktır.
ROBERT PEKÖZ
Türkiye'de seçim süreci oldukça karmaşık ve politik atmosfer çok riskli durumda. İktidar eliyle yaratılmak istenen provokasyonlar süreci hızla gelişiyor. Halkın endişeleri ve korkuları artıyor. Kriminal olaylar artacak gibi görünüyor. Halk arasında etkili olan görüş her halükarda Erdoğan’ın bu seçimi provoke edeceği şeklinde ağırlık kazanıyor. Seçim zemini oldukça kaygan ve sorunlu görünüyor. Tıpkı donmuş bir gölü geçmek zorunda kalan birileri gibi, halkın düşünceleri endişeli ve sorunlu görünüyor. Donan bir göl üzerinden zorunlu geçmek hissi, hep bir endişe ve korku taşır.
Seçim sürecinin Erdoğan tarafından sabote edileceği görüşü yaygın hale gelmiş durumda. Cinayetler, sabotajlar, kumpaslar ve provokasyonlar seçimin gündemini etkileyecek halde. Bu tür kaotik bir sürece muhalefet güçleri hazır olmalı. Erdoğan ve çetesi halkı hayli tedirgin etmiş görünüyor. Bu olumsuz durumun değişmesini ancak muhalefetin kararlı duruşu etkiler. Halkın kendi tepkisini pratiğe yansıtması için bir bütün olarak muhalefetin güven vermesi gerekiyor. Yeri gelince muhalefetin meydan okumasını bilmesi ve göstermesi lazım. Bugünkü pısırık muhalefet tarzı kaybetmeye açıktır. Bu noktada endişelerim daha çok ‘Millet İttifakı’nın bugüne kadar izlediği korkak ve uzlaşıcı politikasıdır.
Seçim sürecinin iç provokasyonları ve kanlı cinayetleri başladı. Faili meçhul cinayetler sık sık gündem konusu olacak. İç kaos sınırsız bir şekilde işlenmeye çalışılacak. Erdoğan, normları olan bir seçim sürecinin işleyişine asla izin vermeyecektir. Tek tip düşünen geri ve eğitimsiz bir toplum yaratma projesi Erdoğan’ın ideolojik ve politik formasyonunda olan bir stratejidir. Az okumuş, dini hurafelere inanan ve kadere teslim olma duygusunu etkili hale getiren bu strateji, Türkiye halkları tarafından kabul görmedi. Erdoğan bu durumun bilincinde. Körü körüne itaat eden bir geri toplum yaratamadığı için kendi geleceğinden çok tedirgin durumda. Erdoğan halkın güvenini kazanamayacağını biliyor. Bu durumda sarayın faşist dikta rejimi halk üzerindeki baskıyı, terörü, yasakları artırarak yeni bir kaotik süreç hazırlıyor. Saray izinli karanlık cinayetler serisi başladı. Sarayın İslamcı faşist diktatörü tarafından projelenen, Soylu (soysuz) ve MİT tarafından organize edilen cinayetlerin sayısında hızla artışların olacağı halkın ortak kanısına dönüşmüş durumda. Düşman çok tehlikeli ve acımasız. Muhalefet güçlerinin yapacağı yada izleyeceği politika çok önemlidir. Erdoğan'ı ve saraydaki vampirleri yenebilmek için tek yol vardır. Birleşmek tek seçenektir. Hiçbir muhalefet gücünün sorumsuz davranmaya hakkı yoktur.
Karşı karşıya olduğumuz tehlike düşündüğümüzden çok daha büyüktür ve risklerle doludur. Erdoğan bir yolunu bulup önümüzdeki seçimi almış gibi göstererek, zor kullanmayı deneyecektir. Başka türlü Erdoğan’ın kazanma şansı yoktur. Muhalefet böyle bir duruma müsade etmemelidir. Kararsız ve pısırık bir politika Erdoğan'ın kazanmasına neden olur. Erdoğan ve çetesinin kazanmak için ne kadar gözü dönmüşse, muhalefet de bir o kadar kararlı ve korkusuz olmalı. İç savaş çıkar korkusu mutlaka aşılmalıdır. Şayet Erdoğan zorla kazanma stratejisi dayatıyorsa, muhalefetin güçlü ve kararlı bir direnişten başka seçeneği bulunmuyor.
Geçtiğimiz hafta yaşanan, Ülkü Ocakları eski başkanının öldürüldüğü cinayet herkesin aklına bundan sonra yaşanabilecek olası siyasi cinayetleri getirdi. Ülkemiz tarihinde siyasi cinayet, provokasyon, çatışma, linç tarihsel bir gelenektir. Erdoğan’la birlikte bu anlayış daha açık bir şeklide devam ediyor. Kısacası, önümüzdeki kısa dönemde demokratik yöntemlerin dışında atılacak adımlardan sıkça söz edeceğiz. Cumhur İttifakı’nın her çabası siyasetin akışını değiştirmek için olacaktır. Erdoğan ve sarayın kanlı rejimi bir derin çıkmazın içinde. Seçim süreci fiilen başlamış durumda. Saray’ın İslamcı faşist dikta rejimi, önce kendi içinde etkili olabilecek muhalefet kesimlerinin sesini kesmeye yönelik adımlar atmaya başladı.
Eski ülkü ocakları dernek başkanının öldürülmesi bu işin başlangıcıdır. Erdoğan, 'toplumda nasıl korku rüzgarı yaratabilirim' stratejisini pratiğe koyacaktır. Muhalif kesimlere yapılacak hakaretler, getirilecek yasaklar ve yapılacak komplolarda sınır tanımayacaktır. Muhalefetsiz bir toplum yaratmak adına, işkenceler, katliamlar, terör ve şiddet seçim sürecine damgasını vuracaktır. Muhalefetin ideolojik olarak bir bütün olmadığı biliniyor. Ancak muhalefet politik olarak, Erdoğan'ın faşist dikta rejimine karşı birleşebilir. Muhalefet için birliğin nesnel koşulları olduğu gibi, ayrı ayrı yürümenin bir sonsuz felakete yol açacağı açıktır. Birlikte yürümenin ötesinde bir alternatif arayanlar, sadece 20 yıllık sarayın dikta rejiminin devamına destek olacaklardır. Bu nedenle muhalefet, Türkiye halklarının geleceğini bir felakete sürüklemek istemiyorsa, birleşmekten başka bir seçenekleri bulunmuyor. Muhalefet Selahattin Demirtaş'ın önerilerini ve uyarılarını dikkate almak zorunda. Sürecin kırılganlığını anlamak her açıdan çok önemli. Muhalefetin küçük bir hatası, ağır bedelere zemin hazırlar.