Tekirdağ'da baskı zenginliği


8 saat hücrede su içinde
Mirza Aydın ve Ahmet Salgın isimli tutsaklara yapılanların vahşet boyutunda olduğunu ifade eden tutsaklar, "Ahmet Salgın adlı arkadaşımız, saldırıya uğradığında daha yeni 45 günlük açlık grevi direnişinden çıkmıştı ki, hedefe alınmasının nedeni de budur. Onlarca gardiyan arkadaşlarımıza saldırmış, odada çıplak bir şekilde elleri bağlı olarak 7-8 saat su içinde tutulmuş, defalarca dövülmüş, en ağza alınmaz küfürler edilmiştir. Bu anlamda idarenin tutsaklara yaklaşımı düşmancadır. En ufak bir itiraz saldırılara ve işkencelere gerekçe yapılmaktadır" diyerek yaşananları aktardı.
Ayağındaki platini söktü
Bir diğer tutsak İlhami Özeğer'in ayağında platin olmasından dolayı sürekli olarak giriş-çıkışlarda çıplak aranarak sorun çıkarıldığına yer veren tutsaklar, şunları kaydetti: "İlhami Özeğer adlı arkadaşımız ayağında platin olduğuna dair rapor olmasına rağmen her giriş-çıkışta bu onursuzca uygulamaya maruz bırakılmakta. Arkadaşımız her seferinde bu uygulama tabi tutulmamak için sakat kalma pahasına ayağındaki platini çıkarmak için girişimlerde bulunmuş, neticesinde hastaneye kaldırılmıştır. Fakat hastanedeki faşizan yaklaşım burayı aratmamıştır. Arkadaşın ayağındaki platini çıkarmak için platinli ayak açılmış, sadece platinin vidaları sökülerek anahtarı olmadığı gerekçesiyle geri getirilmiştir. İki aya yakındır bu devam etmektedir ve arkadaşın ayağı sakat kalma riskiyle karşı karşıyadır. Anlaşılan amaçları da budur. Oysa bu durum ortaya çıkmaktadır ki ayak kesilmeden de bu işlem yapılabilirdi; fakat düşmanca yaklaşımlar bu durumları ortaya çıkartmaktadır."
Sağlık hakkına engel
Haftada 2 gün revir ve bir gün ise diş doktoru şeklinde sınırlandırılan sağlık hakkı hizmetlerinin hiçbir şekilde uygulanmadığını anlatan tutsaklar, "Bu durum ahlaksız bir biçimde tutsaklara karşı bir işkence aracı haline getirilmiştir. Böylelikle olası bir durumda, revire çıkarılmayacak hastaların ağırlaşması ve dönülmez bir duruma ulaşması beklenmektedir. Zamanında yapılmayan tedavi ve sağlık hizmetlerine ulaşmamaktan kaynaklı genç bir alan olmamıza rağmen pek çok arkadaşta hastalıklar baş göstermektedir" diye belirtti. Tutsaklar, diş rahatsızlıklarından dolayı güçlükle yemek yiyen bazı arkadaşlarının inatla tedaviye çıkarılmadığını, revire çıkarılanlara ise hekimlerden ziyade ceza infaz memurlarının müdahale etmek istediğini ve rastgele hastalıklarla alakası olmayan yan etkili ilaçlar verildiğine dikkat çekti.
Mektup, kitap ve defterlere gasp
Genel aramalarda ve kısmi aramalarda yaşadıkları sorunlara da değinen tutsaklar, kitaplarının yırtıldığını, odalarının darmadağın edildiğini ve el yazısı ile yazılmış tüm defterlerin görevlilerce el konulduğunu kaydetti. Tüm girişimlerine rağmen defterleri geri alamadıklarını aktaran tutsaklar, "Sadece defterler değil, kimi zaman kitap ve mektuplarımıza dahi el konulmaktadır. Tüm suç duyurularımızın sonuçsuz kaldığını belirtmeye gerek yok sanırsak" dedi.
Sohbet haklarının da gasp edildiğini ifade eden tutsaklar, haftada 10 saat uygulanması gereken sohbetin, ayda 4 saatle sınırlandırıldığını belirtti. Tutsaklar, idarenin infaz yakma amaçlı olarak tüm tutsaklara disiplin soruşturmaları açtığına yer vererek soruşturmaların tamamen keyfi olduğuna dikkat çekti.
Tutsaklar, "Her hafta birkaç kez istisnasız Özgür Gündem gazetemize el konulmaktadır. Azadiya Welat gazetesi hafta sonları verilmemekte, verilen gazeteler ise tarafımıza akşamları iletilmektedir" diyerek yaşadıkları baskıların bir başka boyutuna dikkat çekti.
Gönderdikleri ve kendilerine gönderilen mektup ve fakslara el konulduğunu kaydeden tutsaklar, yaşadıkları tüm sıkıntılara dair savcılığa verdikleri dilekçelerin ise işleme konulmadığını, oda değiştirme taleplerinin karşılanmadığını bunun da işkence aracı haline getirildiğini aktardı. Psikolojik işkencenin had safhaya geldiğine dikkat çeken tutsaklar, şunları anlattı: "Tek sıra askeri tarz yürüme dayatılmakta, bunu kabul etmediğimizde saldırı gerekçesi haline getirilmektedir."
Psikolojik baskı
Tutsaklar yaşadıkları psikolojik baskıyı ise "Yemek dağıtımlarında, revire, berbere çıkarken personeller saldırıya zemin hazırlamak için ellerinden gelen her şeyi yapmakta. Kabadayıvari, psikopatça yaklaşımlar sergilemekte ve yer yer tehditlerde bulunmaktadır. Personelle tutsağın karşılaştığı her an sinir harbine dönüşmekte, tutsağı tahrik etmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadırlar" diye aktardı.
'Devrimci duruşumuzu göstereceğiz'
Tutsaklar, son olarak şunları vurguladı: "Mevcut durumda bu insanlık dışı uygulamalara sessiz kalmayacağız. Devrimci duruşumuzu en keskin şekilde gösterip yüzlerce şehit verilerek ortaya çıkan kazanımları aynı ruhla kazanmak için gerekli duruşumuzu göstereceğiz. Kamuoyunu ciddi anlamda burada yaşananlara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Olası bir felaketin yaşanması an meselesidir. Bu cezaevinde yaşanacak sorun ve ölümlerden cezaevi idaresi ve Adalet Bakanı sorumlu olacaktır."
TEKİRDAÐ
Şakran’da tutsaklar dövüldü
Şakran 2 Nolu T Tipi Cezaevi'ndeki 11 siyasi tutsağın arama bahanesiyle odalarına gelen 50 kişilik gardiyan grubu tarafından feci şekilde dövüldüğü belirtildi.
İzmir'in Aliağa İlçesi'nde bulunan Şakran 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde tutulan Yusuf Çetinkaya, Vahdettin Yalçıner, Veysel Yakar, Faruk Baysu Habip Güler, Mustafa İke, Cemal Belge ve isimleri öğrenilemeyen dört tutsağın, "arama" adı altında odalarına gelen 50 kişilik gardiyan grubu tarafından feci şekilde dövüldüğü bildirildi. Gardiyanlar tarafından darp edilen Yusuf Çetinkaya, Vahdettin Yalçıner, Veysel Yakar, Faruk Baysu, Habip Güler, Mustafa İke, Cemal Belge isimli tutsaklar, önceki gün ailelerini telefonla arayarak, yaşadıklarıyla ilgili bilgi verdi. Tutsaklar ailelerine, 50 kişilik bir gardiyan grubunun "arama" bahanesiyle odalarına baskın yaparak, ayakkabılarını çıkarmalarını istediğini belirterek, bu keyfi uygulamaya karşı çıkan 11 tutsağın feci şekilde dövüldüğünü aktardı. Gardiyanların saldırısına uğrayan tutsakların, gördükleri şiddetten dolayı yara bere içinde kaldığını aktaran aileler, cezaevi idaresinin yaralı tutsakları revire çıkarmadığını söyledi.
Müdür mazgaldan izlemiş
Gardiyanların işkencesine maruz kalan tutsakları Avukat Kasım Sağlam, ziyaret etti. Sağlam ile birlikte İzmir TAYD-DER yöneticileri de cezaevinin önüne geldi. Faruk Baysu ve Mustafa Özlük isimli tutsaklarla görüşen Sağlam, görüşme sonrasında konuştu. Avukat Sağlam, cezaevindeki B1 koğuşunda kalan Yusuf Çetinkaya, Vahdettin Yalçıner, Veysel Yakar, Faruk Baysu Habip Güler, Mustafa İke, Cemal Belge, Mustafa Özlük, Süleyman Doğan, Eyüp Ölmez ve Mehmet Sümbül'ün gardiyanlar tarafında darp edildiğini ifade etti. Cezaevinde görevli 20 gardiyanın önceki gün sabah saatlerinde arama yapmak için tutsakların bulunduğu koğuşa gelerek, arama yaptığını belirten Sağlam, "Tutsaklara daha önceki aramalarda yapılmayan uygulamalar, yani ayakkabı çıkarma dayatılmış. Tutsakların buna karşı çıkmasıyla birlikte koğuşa 50 kişilik bir gardiyan grubu gelerek, aramaya karşı çıkan tutsaklara saldırmış. Gardiyanlar tutsaklardan Yusuf Çetinkaya'yı cezaevinin koridoruna kadar sürükleyerek, orada tekmelerle dövmüş. Bunun üzerine koğuşta bulunan tutsaklar, Çetinkaya'yı tekmelerle darp eden gardiyan grubuna tepki göstermiş. Tutsaklar gardiyanlara 'arkadaşımızı getirmezseniz kendimiz birlikte koğuşu da yakarız' uyarısında bulunmalarının ardından gardiyanlar koridorda dövdükleri Çetinkaya'yı tekrar koğuşuna geri getirmiş" diye aktardı. Sağlam, tutsakların revire götürülmediğini de sözlerine ekledi.
Gardiyanların işkencesine maruz kalan tutsakların vücutlarının çeşitli yerlerinde morluklar, şişlikler oluştuğunu aktaran Sağlam, "Cezaevinde görüştüğüm Faruk Baysu bizzat bana vücudundaki morlukları gösterdi. Diğer arkadaşlarının da aynı şekilde vücutlarında morluklar oluştuğunu söyledi. Vahdettin Yalçıner adlı tutsak, gardiyanlardan gördüğü şiddet nedeniyle sağ ve sol elini kullanılamaz bir halde" diye belirtti. Cezaevi müdürünün tutsaklara işkence eden gardiyanları koğuşun mazgalından izlediğini aktaran Sağlam, "Cezaevi müdürü olaya seyirci kalmış, hatta mazgaldan izlemiş. Tutsakları döven gardiyanlar, bunun üstüne de tutsaklara 'sizi sürgün ederiz tehdidinde bulunmuşlar" dedi.
İZMİR
