Temel haklar bile askıda

  • ÖHD ve MED TUHAD-FED tarafından 57 cezaevine ilişkin hazırlanan raporda, en temel hakların dahi askıya alınan tutsaklar üzerindeki tecridin en üst seviyeye çıkarıldığına dikkat çekildi.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin ortak hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı. ÖHD Amed Şube binasında düzenlenen toplantıya her iki derneğin eşbaşkanları, yönetici ve üyeleri katıldı. 57 cezaevinde, Nisan-Eylül arası olmak son 6 ayda karşılaşılan hak ihlallerini kapsayan rapor, ÖHD Hapishaneler Komisyonu üyesi Av. Ekin Yeter ile MED TUHAD-FED yöneticilerinden Av. Yusuf Çakas tarafından paylaşıldı. 

Türk mevzuatı ve uluslararası sözleşmelerin ihlal edildiği belirtilen raporunun sonuç ve talep kısmı şöyle: 

*  Salgın süreci bahane edilerek mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır.

*  Yasal ve uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; ifade özgürlüğü, işkence yasağı, kötü muamele yasağı ihlallerini sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. 

*  Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların öncelikle ailelere yakın hapishanelere getirilmesi ve her halükarda mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanması gerekir. 

 *  Mahpusların açık görüşlerinin yaptırılmaması salgın koşullarında anlaşılabilir olsa da kapalı görüşlerde kişi sınırlaması uygulanmasının, 40 dakikalık açık görüşlerin yerine sadece 10 dakikalık ek telefon hakkı tanınmasının ve bu telefon hakkının da açık/kapalı görüş yapılabilecek kişilerle değil de sadece telefon numarası verilen kişi ile sınırlı tutulması şeklindeki mahpusların aile ve özel hayatına saygı hakkını ihlaline son verilmelidir. 

*  Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalara derhal son verilmelidir.

*  Ağır hasta mahpusların bir an evvel infazları durdurulmalıdır.

*  Sağlık hakkına erişimin önünde çift kelepçe, kelepçeli muayene başta olmak üzere tüm hukuksuzluklardan vazgeçilmelidir.

* “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile birlikte denetimli serbestlik, koşullu salıverilme gibi mahpus lehine olan uygulamalarda 'iyi halin' belirlenmesi için oluşturulan gözlem kurulu uygulamasına son verilmelidir."  AMED

 

Kafanızı kırarım

Batman T Tipi Cezaevi müdürünün, tutsakları ‘ben elimden gelen her türlü işkence ve sıkıntıyı size dayatacağım, gerekirse kafanızı, kolunuzu, bacağınızı kırarım" şeklinde tehdit etti. Siirt Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUAYDER) cezaevlerinde artarak devam eden baskılara karşı kendi binalarında basın açıklaması yaptı. TUAYDER yöneticisi Necmettin Yur, Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi müdürü ile görüşme yapan tutsakların faşist ve ırkçı tutumuyla karşı karşıya kaldığını aktardı. Yur, cezaevi müdürünün tutsakları ‘ben elimden gelen her türlü işkence ve sıkıntıyı size dayatacağım, gerekirse kafanızı, kolunuzu, bacağınızı kırarım. Sizler teröristsiniz her türlü işkenceyi hak ediyorsunuz. Bunları yapmak benim şehit asker ve polis ailelerine borcumdur’ şeklinde tehdit ettiğini paylaştı.

 

Ölüm tehdidi

Antep H Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Şaban Yener, ailesi ile yaptığı haftalık telefon görüşmesinde ölümle tehdit edildiklerini bilgisini paylaştı. Koğuşlara arama adı altında baskın düzenlendiği ve sürekli tehdit edildiklerini aktaran Yener, “Zorla koğuşlarımız değiştirilip, bizi birbirimizden koparmaya çalışıyorlar. Bu uygulamayı kabul etmediğimiz için fiziki şiddette maruz kalıyoruz ve ölümle tehdit ediliyoruz. Eğer başımıza bir şey gelirse buradaki cezaevi idaresi sorumludur” dedi. 

 

Kaytan’ın infazı ertelensin

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutukluların durumuna dikkat çektiği eylemlerinin 373. haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube binasında basın toplantısı düzenledi. İnisiyatif adına açıklama yapan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut, Bolu F Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Kaytan’ın daha önce beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olduğunu; sağ elinin sakat olduğunu, sol omuzda kurşun yarasından kaynaklı sıkıntıları olduğunu ve kar yanığından sol-sağ ayak parmaklarının kesik olduğunu aktardı. Turgut, “Sağlık raporlarına göre el ve ayaklarından kaynaklı olarak yüzde 60 engelli raporuna sahiptir. Biyopsi sonucunda sağ kulak altındaki kistin tümör dokusu tespit edilmiştir. Ameliyat için sevkinin iptal edildiğini öğrenmiştir” dedi. Turgut, Kaytan'ın riskli olan hastalıkları nedeniyle tetkiklerinin, kontrollerinin ve tedavilerinin aksatılmadan yapılmasını, yaşam hakkının korunmasını, iyileşinceye kadar infazının ertelenmesini talep etti. 

 

Aysel Tuğluk için çağrı

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, her hafta düzenlediği "F Oturumu" eyleminin 501. haftasını dernek binalarında gerçekleştirdi. Eylemin bu haftasında Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekildi. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından oluşturulan raporda Tuğluk’un hayatını sürdürmek için ikinci kişilerin yardımına ihtiyaç duyduğunun açıkça belirtildiğini söyleyen Arslan, raporun Tuğluk’un cezasının ertelenmesi gerektiğini söylediğini dile getirdi. Tuğluk’un hastalığının hızla ilerlemesi nedeniyle yaşamının tehlikeye girdiğinin altını çizen Arslan, “Hukuken verilmesi şart olan infaz ertelemesi kararının geciktirilmesi bir suçtur” dedi.

 

Yeniden kist oluştu

Cezaevinde yakalandığı çeşitli hastalıklardan dolayı 7 kez ameliyat olan ve 2019’da yaşadığı sorunlardan kaynakları bağırsakları bir buçuk yıl dışarıda bırakılan Semire Direkçi’nin (44) bağırsaklarında, yeniden kist oluştu. Aynı zamanda bir buçuk yıldır karantinada olan Direkçi’nin, bir gözünün görme yetisini tamamen kaybettiği belirtildi. Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan Direkçi’nin, 24 yıldır cezaevinde olduğunu kaydeden ablası Mülkiye Dursun, tedavi için kardeşinin tahliye edilmesini istedi. 

 

Yerlerde sürüklendiler

Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Mehmet Ali Doğan, 26 Ekim’de ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde maruz kaldıkları hak ihlallerini anlattı. Doğan’ın kızı Gurbet Doğan, 19 Ekim’den bu yana cezaevi müdürünün gözetiminde koğuş baskını yapan gardiyanların, ayakta sayım ve tekmil dayatmasında bulunduğunu söyledi. Dayatmaları reddeden tutsakların gardiyanlar tarafından darp edildiği, yerlerde sürüklenerek koğuşlardan çıkarıldığını kaydeden Doğan, darp ve baskılara maruz kalan tutsakların bacak ve kollarında yaraların oluştuğunu ifade etti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.