Terör yaftasına karşı eylem

  • “PKK terör örgütü suçlusu” yazan cezaevi kimlik kartlarını reddeden tutsaklar eylemde. Bir aydır görüşlere çıkmayı reddeden 60 tutsağa “kınama” cezası verildi. 

Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne 8 Ekim’de gardiyanlarca yapılan baskında yaklaşık 150 tutsak, yine Silivri’de bulunan 2,3 ve 7 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne zorla sevk edildi. Sevk sırasında darp ve hakaretlere maruz kalan tutsakların kitap, mektup, defter ve elbiselerine “kota” gerekçesi öne sürülerek el konuldu.

Silivri’deki baskılar sonucu cezaevindeki müvekkilleriyle görüşen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Vedat Ece, müvekkillerinin kimlik dayatmasından dolayı bir ayı aşkın süredir aile, telefon ve avukat görüşüne çıkmadığını söyledi. Üzerinde “PKK terör örgütü suçlusu” yazan cezaevi kimlik kartlarını kabul etmeyip tepki gösteren tutsaklardan 60’ına “kınama” cezası verildi. Ailelerin tedirgin olduğunu dile getiren Av. Ece, idarenin ailelere “Yakınlarınız sizinle görüşmek istemiyor” şeklinde aktarımda bulunduğunu söyledi. Ece, “İdare ‘ya bizim uygulamamızı kabul ederseniz ya da görüştürmeyiz’ diyor. Kaldı ki bu sebeple telefon ve görüşe çıkmadıkları için haklarında soruşturma açılmış ve kınama cezası almışlar ama ‘görüşmedi’ deniliyor. Neden ceza veriyorsun? Uygulamayı yapan da cezayı veren de hapishane idaresi. Fail kendileri” dedi.

Silivri’de salgın öne sürülerek sohbet, spor ve kültürel gibi birçok etkinliğin engellendiğini belirten Av. Ece, tutsakların iki yıldır hiçbir şekilde koğuşların dışına çıkartılmadığını söyledi. Ece, şöyle devam etti: “Müvekkillerimiz aşı olmuş ve izole bir ortamda kalmalarına rağmen diğer koğuşlardaki mahpuslarla görüşmelerinin önüne salgın gerekçe gösterilerek, engelleniyor. Avukatlık yapıyoruz ve önümüzde bir paravan var. Tüm bunlar tecrit anlamına geliyor. Yaşam, sosyal ve sağlık hakkına müdahale ediliyor.”

Vedat Ece

Kota, tekmil ve Türkçe

 Gönderilen kitapların uzun süre verilmediğini belirten Ece, kitap kotasının 7 olduğunu, bunun da başka bir hukuksuzluk olduğunu kaydetti. 3 Nolu’da bulunan tutsakların telefon görüşmeleri esnasında gardiyanların “askeri düzen” dayatmasında bulunduğunu kaydeden Ece, “Mahpusa ve karşıda konuştuğu ailesine tekmil verdirme dayatmasını uygulamaya çalışılıyor. Telefon görüşmelerinde idare konuşulan kişinin Türkçe bilmemesi durumunda mahpusun önceden idareye bildirmesini, eğer konuşmalarda suç teşkil eden bir şey görülürse o mahpusun ve ailesinin bir daha Kürtçe iletişime geçmesinin yasaklanacağı mahpuslara söylenmiş” şeklinde konuştu.

Gökyüzü kapalı, mazgaldan muayene

3 ve 7 Nolu cezaevine bulunan tutsakların koğuşlarının havalandırmasının üstü kafes usulü tel örgülerle kapatıldığını aktaran Ece, 7 Nolu’da muayene talebinde bulunan tutsaklara koğuş kapısının mazgalından muayenenin dayatıldığını belirtti. Tutsakların yaşam alanlarının kameralarla izlendiğine işaret eden Ece, şunları ekledi: “Özel hayatlarının gizliliği de ihlal ediliyor. Koğuşun tamamını gösterecek şekilde dışarıdan kameralar konulmuş durumda. Müvekkillerimiz yaşam alanlarının tamamını gösteren bu kameraları kabul etmedikleri için yönleri avluya bakacak şekilde çevirmektedir. Bunu yaptıkları için cezaevi idaresi tarafından haklarında soruşturma açılıyor. Kişinin özel hayatına, manevi varlığına, vücut bütünlüğüne ve kişilik haklarına bir saldırı niteliğindedir. Bu uygulamalar da kaldırılmalıdır.” MA/İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.