TJA’dan 25 Kasım deklarasyonu
Kadın Haberleri —

TJA 25 Kasım açıklama
- TJA, 25 Kasım deklarasyonunu açıkladı. Katledilen kadınların öfkesini kuşanarak alanlarda olunacağı ifade edilen deklarasyonda, kadınları 25 Kasım'ı 'barış umuduyla karşıladıkları' belirtildi.
Tevgera Jinen Azad (TJA), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında “Bi civaka demokratîk ber bi jiyana azad a bê tundî” şiarıyla Amed’in Yenişehir ilçesindeki Sümerpark DİKASUM önünde açıklama yaptı. Açıklamaya TJA, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ile ilçe belediye eşbaşkanları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve DEM Parti il, ilçe örgütleri, Rosa Kadın Derneği, Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP), Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi, CHP Diyarbakır İl Örgütü ile çok sayıda kadın katıldı.
Açıklamanın Kürtçesini TJA aktivisti Hatice Öncü, Türkçesini ise Rosa Kadın Derneği üyesi Hazal Kaydu okudu.
Direnişe küresel saldırı
Son 100 yılda dünya genelinde örgütlenen kadın mücadelesinin sirayet etmediği coğrafya kalmadığını belirten Hazal Kaydu, küresel sistemin son 10 yılda kadın kazanımlarına hem yasal hem pratik el koyduğunu vurguladı. Türkiye'de, Kürdistan'da ve Ortadoğu'da kadınların sistematik katledildiğini, şiddete maruz bırakıldığını, intihara sürüklendiğini ifade eden Hazal Kaydu, "şüpheli kadın ölümleri"nin arkasında erkek faillerin olduğunu, resmi verilerin gerçeği yansıtmadığını kaydetti.
Yasalar kağıt üzerinde
Son 20 yılda hükümetin kadın düşmanı politikalarının şiddeti pekiştirdiğini belirten Hazal Kaydu, "Aile Yılı" söylemiyle kadınların eve kapatıldığını, ev içi şiddetin görünmez kılındığını söyledi. Yasaların kadını koruduğunu iddia etse de uygulamada kağıt üzerinde kaldığını ifade eden Hazal Kaydu, koruma kararlarının etkisiz olduğunu, kadınların faille aynı evde/mahalde yaşamaya mecbur bırakıldığını belirtti. Erkek faillerin "iyi hâl" indirimleriyle serbest bırakıldığını, meşru müdafaa kullanan kadınların ise ağır cezalarla karşılaştığını kaydetti.
Rojin, Narin ve Gülistan hatırlatıldı
Meclis'e sunulacak 11. Yargı Paketi'nin bireyin özgür yaşama hakkını tehdit ettiğini, uluslararası yükümlülükleri hiçe saydığını belirten Hazal Kaydu, ayrımcı düzenlemelerin meşrulaştırıldığını, eşitlik ve koruma ilkelerinin işlevsiz hale getirildiğini söyledi.
Kadına yönelik şiddetin kökeninde erkek egemen ideolojilerin yattığını vurgulayan Hazal Kaydu, savaşın en çok kadınları ve çocukları yıktığını, özel savaş politikalarıyla kadınların kimliklerinden kopartılmak istendiğini belirtti. Gülistan Doku, Rojin Kabaiş ve Narin Güran cinayetlerini hatırlatan Hazal Kaydu, “Narin, çocukların yaşam hakkının nasıl sistematik biçimde ihlal edildiğinin, yoksulluğun, şiddetin ve cezasızlığın birleştiği bu düzenin sembolü hâline gelmiş durumdadır.” dedi.
Barış kadınların sesiyle mümkün
27 Şubat'ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla başlayan "Barış ve Demokratik Toplum" sürecini kadın özgürlük mücadelesinden ayrı görmediklerini belirten Hazal Kaydu, barışın yalnızca silahların susması değil, şiddetin tüm biçimlerinin sona ermesi olduğunu vurguladı. Ekolojik kırımın erkek şiddetinin başka biçimi olduğunu söyleyen Hazal Kaydu, barışın kadınların sesi, emeği ve adalet arayışıyla mümkün olduğunu kaydetti.
Kadın rönesansını yaşamsallaştıralım
Toplumun komün örgütlenmesi ve özgürlükçü felsefeyle var olduğunu belirten Hazal Kaydu, cinsiyetçilik, dincilik, milliyetçilik ve bilimciliğin tahribatlarının komün değerlerle aşılacağını söyledi ve ekledi: "Şiddetsiz bir yaşam için demokratik değerler etrafında yeniden birlikte olmak, toplumsal komün değerlerini açığa çıkartmak, sözünün ve iradenin sahibi olmak her zamankinden daha elzemdir.” diyen Hazal Kaydu, şu sözlerle tüm kadınları özgürlüğe yürümeye, Kadın Rönesansı'nı yaşamsallaştırmaya çağırdı: “Yürünecek yolumuz, verilecek mücadelemiz var. Bütün kadınları özgürlüğe yürümeye, sözü büyütmeye ve Kadın Rönesansı’nı yaşamsallaştırmaya çağırıyoruz. Yaşasın kadın mücadelesi! Jin, Jiyan, Azadî!” AMED












