Trabzon Emniyeti sorumlu

Haberleri —

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katledilmesiyle ilgili dava dün görüldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının Yargıtay tarafından bozulmasından sonra görülen ikinci duruşmaya, tutuklu sanıklar Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ersin Yolcu ile tutuksuz yargılanan Zeynel Abidin Yavuz, Osman Hayal ve Tuncay Uzundal katıldı. Mahkeme tarafından beraat ettirilen ve Yargıtay'ın kararı bozması sonrası tutuklanan Erhan Tuncel, 15 sayfalık ifadesini mahkemeye sundu. Tuncel, kamu görevlilerine yönelik soruşturmada savcıya 6 saat ifade verdiğini ve tanık koruma programına alındığını söyledi.


Tek isim verdi

Tuncel savunmasında, Dink cinayetini ismini bilmediği bir yapının gerçekleştirdiğini söylerken, bu yapının Pelitli gibi küçük bir kasabanın sokaklarına kadar indiğine dikkat çekti. Söz konusu yapının içerisinde "görevi ihmal" ile adı geçen kamu görevlilerinin önemli bir kısmının olduğunu söyleyen Tuncel, "İsmi geçen kamu görevlileri arasında imkan ve kabiliyete sahip tek kişi dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'tir. Kamu görevlilerini görevleriyle birlikte ele aldığınızda yapı ortaya çıkıyor" diye konuştu.

Cerrah'ı aklamaya çalıştı

Ahmet İlhan Güler, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç ile daha pek çok isim sayan Tuncel, bu isimlerin sorumluluğu olmadığını iddia etti. Soruşturmayı genişletmek isteyen Cerrah'ın Ramazan Akyürek tarafından engellendiğini ileri süren Tuncel, Cerrah ve diğer isimleri aklamaya çalıştı.

'Cemaat ya da AKP'li değil'

"Karşınızda polis değil cinayet şebekesi var" diyen Tuncel, "Ben hepsine iyilik ettim, ancak buna rağmen kaypaklık ettiler. Ancak bu organizasyonu yapacak imkan ve kabiliyetleri bulunmamaktadır" şeklinde konuştu. Tuncel, Ramazan Akyürek'in cemaat ya da AKP'li olduğu iddiasının yalan olduğunu savunarak, "Sayın Başbakan’ın olayın aydınlatılması için olağanüstü çabası ortadır" şeklinde konuşması dikkat çekti. Tuncel, KCK, Cübbeli Ahmet Hoca ve şike operasyonlarının altında da Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in imzası olduğunu söylerken, cinayetin "Akyürek ve çetesi"nin işi olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti.
Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Sorgulu da tahliye talep ederken, mahkemenin müvekkiliyle ilgili Hrant Dink cinayeti konusundaki kararında direnmesini, McDonald's kararında ise bozma kararına uymasını istedi.

Cinayet birkaç saat önce ilan edildi

Duruşmada Erhan Tuncel'in ardından Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin konuştu. Av. Fethiye Çetin, "Trabzon Emniyet görevlileri, 2004'ten başlayarak suça doğrudan iştirak etmişlerdir ve cinayetin üstünü örtmek için de delilleri gizlemişlerdir" dedi. Erhan Tuncel’in beyanlarının dikkatlice incelenmesini isteyen Çetin, suç duyuruları sonuçlanmadan mahkemenin kararını açıkladığı tepkisinde bulundu.  Kararların hiç kimseyi tatmin etmediğini, bundan yargı sisteminin zarar gördüğünü ifade eden Av. Çetin, acikistihbarat.com'da Hrant Dink öldürülmeden birkaç saat önce, öldürülmüş gibi bir yazı yayınlandığını, sonra yazının kaldırıldığına işaret etti.
Mahkeme tutuklu sanıklarının tümünün tutukluluğunun devamına, sanık Ahmet İskender hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verdi. Davaya 7 Ocak'ta devam edilecek.

Adliye önünde protesto

Duruşma öncesinde Adalet Sarayı önünde buluşan Hrant’ın Arkadaşları “Müsamereyi Bırak Asıl Sorumluları Yargıla”, “Faşizme İnat Kardeşimsin Hrant” ve “Adaletin Bugün de İçi Geçecek mi” pankartları taşıdı. “Cinayetin tarihin kara sayfalarına gömülmesine izin vermeyeceğiz” diyen Hrant’ın Arkadaşları adına basın açıklamasını okuyan Midyat yedi yıldır hiçbir devlet görevlisinin hiçbir şekilde yargılanmadığını belirterek şunları söyledi: “Bunun için diyoruz ki siz katilleri de zanlıları iyi bilirsiniz. Çünkü devleti onlarla birlikte yönetiyorsunuz. Ve bu davada adalet talep edenler için müsamere tertipliyorsunuz. İkinci kez başlayan bu dava sürecinde tetiği çeken ve onun yakın çevresi, belki yeni cezalar alacaktır. Ancak hepimiz biliyoruz ki biraz önce bahsettiğimiz, onları yüreklendirenler, onlara yön verenler, cinayet işleneceğini bildiği halde başını öte çevirenler yargılanmayacaklar."
Midyat, Dink Ailesi avukatlarından Fethiye Çetin’in Utanç Duyuyorum kitabında cinayete ilişkin pek çok ipucu olduğunu ancak yargının bunları araştırmak için herhangi bir adım atmadığını belirtti.
Konuşmasında Kürt olduğunu ancak pek çok defa adındaki “-yan” tınısı sebebiyle ırkçı tepkilere maruz kaldığını söyleyerek “Ben Ermeni, Süryani olmasam da, sonuna kadar Hrant Dink’im. Ya da bu ırkçı zihniyete karşı söylemeliyim: Siz neyseniz, ben o değilim” dedi.

 İSTANBUL


paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.