Tüm toplum hedefte

Ayşegül Doğan

Ayşegül Doğan

  • Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yeniden yargılanan Ayşegül Doğan, yürürlüğe giren 'sansür yasası'na tepki göstererek, “Bu yasa editoryal özgürlüğü kısıtlayacak, otosansürü güçlendirecek, mahkemelerin elini güçlendirecek, sadece gazeteciler değil tüm toplum hedefte” dedi.

 

BİRCAN DEĞİRMENCİ/AMED

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan İMC TV'nin Program Koordinatörü olan gazeteci Ayşegül Doğan, “Örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davada 7 Aralık 2020'de 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Gazetecilik faaliyetleri kapsamında yaptığı telefon görüşmeleri, katıldığı panel ve çalıştaylar gerekçesiyle yargılanan Doğan, Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) toplantılarına katılması, konuşma-haber takibi-röportajları nedeniyle suçlanmıştı. Ceza, itiraz üzerine Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından 4 Nisan 2021’de bozuldu ve Doğan yeniden yargılanmaya başlandı. Doğan’ın Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davası, 17 Ekim’de görüldü. 

Gazetecilik yargılanıyor

Avukat Emel Ataktürk, müvekkilinin gazeteci sıfatıyla toplantılara katıldığını yargılama süresince defalarca anlatmaya çalıştıklarını hatırlatarak, "Fakat mahkeme bize itibar etmeyerek, ceza verdi. Bölge Adliye Mahkemesi bunun araştırılmasını istedi. Gelen ATK raporlarında da görüldüğü gibi mahkemenin bu aşamada bile başkaca bir delile gerek kalmadan beraat kararı verme imkanı var. Dolayısıyla müvekkilimin beraatini istiyoruz” dedi.  

Duruşma 25 Ocak 2023 tarihine ertelendi.  

Tek celsede bitmeliydi

Yargılama ardından konuştuğumuz Ayşegül Doğan, “Gazeteci olarak katıldığım Diyarbakır’daki etkinliklerin bir bölümü tamamen DTK ile ilişkilendirilip ceza verildi. İstinaf, 'hüküm giyen kişinin kendini gazeteci olarak ifade etmesi ve etkinliklere gazeteci olarak katıldığını söylemesine rağmen örgüt üyeliği ile suçlandığına’ yer vererek, araştırma yapılmasını istedi. Buna rağmen davam tek celsede bitmedi. Umarım mahkeme İstinaf kararını gözetir” dedi. 

Hiçbir şey öngörülemiyor

Davanın beraatle sonuçlanması gerektiğini, ancak bu tür süreçlerin siyasi konjonktüre göre ilerlediğini belirten Doğan, şöyle devam etti: “Dolayısıyla artık hiçbir şey öngöremiyoruz. 2018 yılında takipsizlikle sonuçlanması gerektiğini düşündüğüm bir soruşturma davaya dönüştü, yetmedi ceza aldım, İstisnaf kararına rağmen ilk celsede bitmedi, adli kontrol kararının devamına karar verildi. Bir buçuk yıldır gazeteci olarak davet edildiğim hiçbir etkinliğe katılamadım, seyahat özgürlüğü, mesleki özgürlük kısıtlanıyor.” 

Tüm toplum hedefleniyor

"Gazetecilikten bahsettiğimizde editoryal olarak da zaten kısıtlanmış bir alandan bahsediyoruz” diyen Doğan, Türkiye’de çalışan her gazetecinin sansürü bir biçimde tattığını belirterek, yürürlüğe giren 'sansür yasası'yla gazetecileri çok daha zor bir sürecin beklediğini, toplumun da sindirilmeye çalışıldığını vurguladı. “Yasadaki 40 maddenin toplamına bakıldığında burada bizlerden önce toplum hedefleniyor, toplum susturulmaya, sindirilmeye, korkutulmaya çalışılıyor” diyen Doğan “Habere erişim hakkı diye bir şey de var. Bence insanlar buna sahip çıkmalı ve talep etmeliler” dedi. 

Mahkemelerin elini güçlendirecek

“Anayasaya aykırı bir yasadan bahsediyoruz. İçeriği nedeniyle nasıl yürürlüğe gireceğine ilişkin hepimiz endişeliyiz” diyen Doğan, geçmiş deneyimlerden bahsederek bu yasanın mahkemelerin elini güçlendirebileceğini söyledi. Doğan, şöyle konuştu: “Kurumlarımız kapatıldı, sansürlendik, hakkımızda davalar, soruşturmalar var, adli kontrol tedbiri var ama bunun üzerine bu yasa her defasında kaygıyla haber üretimi yapan her insanı etkileyecektir. Editoryal özgürlüğü kısıtlayacak, otosansürü güçlendirecek, üstelik buna artık bir yasal kisve bulundu.”

Bu yasanın gazetecileri yıldırmayacağını ifade eden Doğan, “Elbette Türkiye’de 'sansür yasası'ndan daha büyük ve daha güçlü bir direngen gazetecilik deneyimi var. Dolayısıyla o deneyim buna boyun eğmeyecektir” diye ekledi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.