Türk devleti insanlık suçu işliyor

Forum Haberleri —

.

.

  • Meselenin özü esasen budur. Soykırımcı Türk devleti sadece Kürt halkına, muhaliflere değil kendi yandaşına, taraftarına, askerine de barbardır. Önü kesilmediği sürece de bu barbarlığı sürdürecektir.

ALİ GÜNDEM

Kurdistan özgürlük savaşçılarına karşı istediğini elde edemeyen işgalci Türk devleti, sonuç almak için yasaklı ve kimyasal silahlara başvuruyor.
Barbarlıkta sınır tanımayan Türk ordusu, savaşı yürütürken sadece gerillalara, Kürdistan'ın doğasına ve insanına karşı değil, kendi askerlerine de barbarca davranmaktan imtina etmiyor.

Diri diri yakılan askerler
İşgalci Türk devletinin savaş suçu işlediğine dönük uygulamaları Stêrk TV'de katıldığı Nîvroj programında değerlendiren HPG Basın İrtibat Merkezi sözcüsü Serdar Yektaş, Türk ordusunun Zap'ta pusuya düşen asker cenazelerinin gerillanın eline geçmemesi için yakarak imha ettiğini şu sözlerle aktarmıştı.
“Bakın, söylüyorum. 11 Eylül'de arkadaşlarımız bir eylem gerçekleştirdi. Onları pusuya düşürdü. Bazı askerler öldürüldü. Bu Türk ordusu, kendi askerlerini eylem alanından alamadı. Cenaze ve askerlerin gerillanın eline geçmemesi için de canlı bir biçimde kendi askerlerini yaktı. Belgeleri elimizde var. Madem kendi ordularına o kadar güveniyor, 'O kadar temizler ki böyle şey yapmazlar' diyorlar, hadi o zaman! Öyle bir barbar askerleri var ki kendi askerlerini bile canlı canlı, gözler önünde yakabiliyorlar. Bizi zorlamasınlar ve bu yalanlarını da belge ve görüntülerle yayınlayıp onları rezil etmek zorunda kalmayalım.”
HPG de 12 Eylül günü bir açıklama yapmış, Türk ordusunun barbarlıklarına açıklık getirmişti.
"11 Eylül'de Girê Cûdî Direniş Alanı'ndaki Şehîd Çekdar savaş tünellerine girmeye çalışan işgalciler güçlerimizce denetim altına alınmıştır. Denetim altına alınan işgalciler saat 10.00'da önce pusuya düşürülerek, ardından sabotaj taktiğiyle vurulmuştur. Savaş tünellerindeki güçlerimiz ile hareketli timlerimizin eş zamanlı ve koordineli gerçekleştirdiği bu eylemde işgalciler el bombaları, ferdi silah ve suikast taktiğiyle vurulmuştur. Bu vuruşlarda en az 10 işgalcinin cezalandırıldığı, 4 işgalcinin de yaralandığı tespit edilmiştir. Cezalandırılan işgalcilerden 1'inin rütbeli olduğu ve isimlerinin Savaş, Fatih, Gökhan, Serkan, Burak, Naci, Harun, Mert, Oğuz ve Fuat olduğu tespit edilmiştir. Cezalandırılan işgalcilerin üzerindeki silah ve malzemelerin güçlerimizin eline geçmemesi için Türk ordusu asker cenazelerinin olduğu yeri savaş uçakları ve obüsler ile bombalamıştır. Türk ordusu olay yerini savaş uçakları ve obüslerle bombaladıktan sonra saldırı helikopterlerinden yakıcı roketlerle kendi askerlerinin cenazesinin olduğu yeri bombalayıp ateşe vererek asker cenazelerini yakmıştır.”

Sırtından vurup öldürdüler
Serdar Yektaş'ın dikkat çektiği, işgalci Türk ordusunun kendi askerlerine dönük uygulamaları, elbet ilk değil.
İşgalcilerin, 2021 yılında da gerillaya teslim olmak isteyen Sezai Güngör isimli askeri vurarak öldürdüğü daha önce belgeleriyle birlikte kamuoyuna açıklanmıştı.
Sezai Güngör adlı asker ile ilgili durumu bir HPG gerillası kameralara şöyle özetlemişti:
”9 Eylül 2021'de bir Türk askeri arkadaşlarımıza teslim olmak istedi. Arkadaşlarımız bu askeri esir almak için harekete geçti. Ancak diğer askerler teslim olmak isteyen bu askeri arkasından vurarak öldürdüler. Arkadaşlarımız öldürülen askerin cenazesinin bulunduğu yere gidip bazı eşyalarına, yaşamsal malzemelerine el koydular. Bu askerin adı Sezai Güngör'dür. Bu asker Tatvan'daki 10. Tugay Komutanlığı'na bağlıdır. Tugayının adı da Kaplan Tugayı'dır.”
Gerillanın kameralara gösterdiği kimlik ve diğer belgelerde, öldürülen askerin Wan'ın Payîzava ilçesine kayıtlı olduğu, 29 Mart 1993'te doğduğu ve Sakarya'nın Karasu ilçesinde yaşadığı bilgileri görülüyordu. 2015 yılından beri de sözleşmeli çavuş olarak paralı askerlik yaptığı da belgelerden anlaşılıyor.
Bu askerin akıbetine ilişkin Türk devleti hala bir resmi açıklama yapmış değil.

Oğlumu harcadılar
Bu konuda yapılmış tek açıklama Mezopotamya Ajansı'na konuşan babası Sıtkı Güngör'ün söyledikleri. Baba Güngör, HPG’nin açıklamasından hemen sonra yaşananları şu sözlerle aktarmıştı.
“Sezai'nin komutanı 3 gün önce beni aradı. 'Sezai'nin kullandığı başka bir numara var mı?' diye sordu. En son beni aradığı numarayı gönderdim. İddialara ilişkin Burdur'daki komutanıyla görüştüm. Araştırdıklarını söylediler. Neden bize bilgi verilmiyor? Oğlumun akıbetiyle ilgili bilgi almaya hakkım var. Eğer arkadaşlarının öldürdüğü iddiası doğruysa oğlumu harcadılar.”
Türk devleti kendi asker, korucu ve ajanlarına karşı 2021 yılının Şubat ayında gerçekleştirdiği Garê saldırısında da suç işlemişti. Dört gün boyunca 40'tan fazla savaş uçağıyla yapılan saldırıda kimyasal bombalar da kullanılmış neticede PKK'nin elindeki 13 esir asker ve korucu, Türk devleti tarafından öldürülmüştü.
Söz konusu dönemde kameralara Türk devletinin yaptıklarını anlatan HPG gerillası Hogir Med, askerlerin öldürüldüğü mağaranın önünde o anları şöyle aktarıyordu:
”Gördüğünüz gibi burası HPG'nin esir aldığı, elimizdeki esirleri tuttuğumuz bir kamptı. Görüntülerden de burada nasıl bir katliam gerçekleştirmek istedikleri anlaşılıyor. Kendi elleriyle kendi askerlerini öldürdüler.”
Meselenin özü esasen budur. Soykırımcı Türk devleti sadece Kürt halkına, muhaliflere değil kendi yandaşına, taraftarına, askerine de barbardır. Önü kesilmediği sürece de bu barbarlığı sürdürecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.