Türk halkının kimlik arayışına verilecek cevap

Forum Haberleri —

PKK 12. Kongresi

PKK 12. Kongresi

  • Kürtler, kendi kimliksel kaoslarına PKK öncülüğünde demokratik bir cevap verdiler. Türk ulus kimliği ise hala cevap aramaktadır. Bu cevaplardan demokratik olanını güçlendirmek önümüzdeki en önemli görevdir.

ASYA KAÇKAR

“Yaptığımız, bir anlamda Türk halkının da kendi kimlik arayışına doğru bir cevaptır.” Abdullah Öcalan (1992)

Kürt varlığının tanınması elbette kolay olmamıştır. Ezen ulusların tersine, ezilen ulusların tarihi kıyıda köşede kalmış, tarih kitaplarında da bilimsel çalışmalarda da fazla yer edinememiştir. Bu nedenle, ezilen ulusun kurtuluş mücadelesini verenlerin, kendi varlığını kanıtlamak için birkaç sözcük, irade ve cesaretten başka ellerinde bir şey yoktur. Kürtlerin varlıklarını kanıtlama mücadelesi de bu imkansızlıklardan hareketle Kuzey Kürdistan’da başlamış, yıllar içinde Kürdistan’ın diğer bölümlerine yayılmıştır. Bu yayılma ile birlikte Kürt Özgürlük Hareketi, Ortadoğu coğrafyasında bir eşiği temsil eder hale gelmiştir. Bu eşik, sadece dört ulus-devlet tarafından parçalanmış Kürtlerin yaşamında değil, bu ulus-devletlerin içinde yaşayan halkların yaşamında da bir değişimi başlatmıştır.

Özgürlük Hareketi, Kuzey Kürdistan’da kök salmasından dolayı Türk devleti ile ilk andan itibaren karşı karşıya gelinmiş, varlık savaşında en büyük mücadele Türk devletine karşı verilmiştir. Mücadelenin yıllar içindeki gelişimine bağlı olarak Türk devletinin bünyesinde de değişimler meydana gelmiştir.

Peki, Özgürlük Hareketi’nin, PKK’de somutlaşan kimliksel varlık mücadelesi Türkiye halkı ve Türk kimliği açısından nelere yol açmıştır?

Türk ulus kimliği 1924’te, demokratik ihtimalin ortadan kaldırılmasından hareketle dogmatik-faşist temelli kurgulanmıştır. Türklük, dogmatik-faşist karakter kazanarak PKK’nin ortaya çıkma koşullarını da oluşturmuştur. Kürtler, inkara uğrayan kimliklerini PKK ile demokratik temelde inşa ederken, Türk ulus kimliğinde de demokratik ihtimalin kapısını yeniden aralamışlardır. Bu andan itibaren demokratik Türklük ihtimali, dogmatik-faşist Türklük ile çatışmaya başlamıştır. Biz bu çatışmaya kimliksel kaos aralığı diyoruz.

Önder Apo kaos dönemlerini savunmalarında şu şekilde ele alır: “Kaos dönemlerinin kendine has özellikleri vardır. Eski yapılanmalara anlam veren yasalar çözülürken, yenilerinin uç vermeye başladığı kritik ‘aralığı’ temsil ederler. Bu yaratıcı ‘aralıktan’ neyin çıkacağını yaşam güçlerinin yeni anlam ve yapılanma çabaları belirleyecektir. Literatürde bu çabalara ideolojik, politik ve ahlaksal mücadele denilmektedir.”

Türk ulus kimliğinin kaos aralığından kimin galip çıkacağı da henüz belli değildir. Bunu yaşam güçlerinin yeni anlam ve yapılanma çabaları belirleyecektir. Her ne kadar son on yılda dogmatik-faşist Türklüğün temsilcileri güçlenmiş olsa da Kürt Özgürlük Hareketi’nin varlığı demokratik Türklük ihtimaline hala can vermektedir. Bu nedenle tam anlamı ile kazanamamış dogmatik-faşist Türklük, geçtiğimiz yıllarda yaşanan kimliksel kaosu daha da derinleştirmiştir.

Bugün bahsettiğimiz süreç, kaosun bunca derinleşmesinin de etkisidir. Şüphesiz ulus-devletin, demokratik Türklüğü inşa etme amacı yoktur. Hatta Önder Apo’nun kullandığı inisiyatifin demokratik Türklüğün inşa olanağını yaratması onları tedirgin etmektedir. Dogmatik-faşist Türklüğün temsilcileri, Kürtlerin Türkiye demokrasi güçlerini etkileyerek Türk ulus kimliğinde geliştireceği dönüşümden oldukça korkmaktadırlar. Bundan bir yıl önce Kürtleri öcüleştirerek tecrit etmeye çalışanlar bugün de Kürtlerin yanında kendilerinden başka müttefik istemeyerek tecrit etmeye çalışmaktadırlar. Kısacası Kuzey Kürdistan’dan Türkiye’ye sıçrayacak bir demokrasi ihtimalini engellemeye çalışmaktadırlar. Erdoğan da bu nedenle son konuşmasında Kürt-Türk-Arap birliğinin inşasında sadece kendisini ve MHP’yi işaret etmiştir.

Sonuç olarak, mevcut durumda eğer bir süreç varsa ve ilerliyorsa bu Önder Apo’nun çabasının eseridir. Ama bundan sonra bu sürecin hüsranla sonuçlanması ve devletin tek muhatap olması istenmiyorsa şüphesiz, kimliksel kaos aralığından demokratik bir çıkış gereklidir. Kürtler, kendi kimliksel kaoslarına PKK öncülüğünde demokratik bir cevap verdiler. Türk ulus kimliği ise hala cevap aramaktadır. Bu cevaplardan demokratik olanını güçlendirmek önümüzdeki en önemli görevdir. Dogmatik-faşist kimlik inşası için birçok kaynak üretilmiş, birçok araştırma yapılmıştır. Demokratik inşa içinse çalışma, kaynak ve fikir oldukça azdır. Bundan dolayı bu görevi gerçekleştirirken Önder Apo’dan, PKK ve Kürt halkının deneyimlerinden yararlanmak yerinde olacaktır. Bu kimliğin kaynaklarını oluşturacak, onu olduğu yerden çekip çıkaracak olanlar da şüphesiz iktidara bulaşmamış göçerler, yörükler, işçiler, emekçilerle birlikte aydınlar, sosyalistler, devrimci ve demokratlar olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.