Türk’ün gücüyle Filistin askısı

Haberleri —

Düzce T Tipi Cezaevi’nde 32 tutsak, ayakta sayımı reddettikleri için ters kelepçelendi, yerlerde sürüklendi, süngerli odaya konulup Filistin askısına alındı.Bu işkenceler yapılırken cezaevi müdürü de “Türk’ün gücünü göreceksiniz” diye nara attı.

Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 32 tutsağa ayakta sayım vermedikleri gerekçesiyle işkence yapıldı.

Tutsaklar, önceki gün ailelerini telefonla arayarak yaşadıklarını aktardı. Hasta tutsak Selami Keleş, Mehmet Erbey, Sinan Gür, Vedat Turgut, Vedat Gültekin, Halil Kaplan ve Şeyhmus Bilgiç’in aileleri konuyu İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana ve Mersin şubeleri ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği’ne (TUAY-DER) ileterek hukuki yardım talebinde bulundu.

4 gün süren işkence

 Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Vedat Gültekin’in annesi Azize Gültekin, oğlunun 25 Eylül günü kendilerini araması gerekirken 28 Eylül’de aradığını ve sesinin çok kötü geldiğini dile getirdi. Anne Gültekin, çocuğunun telefonda zor konuştuğunu belirterek, şunları aktardı: “Oğlum bana, ‘Koğuşta kaldığımız arkadaşlarla birlikte işkenceye maruz kalıyoruz. Filistin askısını uygulayarak işkence yapıyorlar. Bizleri yerde sürükleyerek, süngerli odaya atıyorlar. Bu işkence 4 gündür sürüyor. Bir koğuşta 10, diğer koğuşta ise 22 arkadaşımız var. Hepimiz işkence görüyoruz. Bizi, ‘Bunun devamı gelecek’ diyerek tehdit ettiler.”

Hasta tutsağa da işkence 

Epilepsi hastası Selami Keleş’in annesi Güzel Keleş de oğlunun kendisini telefonla aradığını, ellerinin kelepçelendiğini ve yoğun baskı altında olduğunu aktardığını vurguladı. Oğlunun “Yeni gelen müdür bize baskı uygulayıp işkence yapıyor, bizi dövüyorlar, 3 defa rapor aldık” sözlerini aktaran anne Keleş, “Oğlum ağır hastadır. Sesi çok kötü geliyordu. Bizler çocuklarımızı yalnız bırakmayacağız. Biz çocuklarımızın yanındayız” dedi.

‘Türk’ün gücü’ gösterisi

 İşkenceye uğradığını söyleyen bir diğer tutsak Mehmet Erbey de ailesi aracılığıyla şunları kaydetti: “Bizi tek koğuşa alıp  ellerimiz ve ayaklarımız ters kelepçelendi. Öldüresiye işkence yaptılar. Bu işkence, yeni gelen ve adı Kazım olan müdür tarafından yapıldı. İşkence esnasında müdür bize, ‘Türk’ün gücünü göreceksiniz. Ecdadınız hesap verecek. Bedel ödeyeceksiniz. Hepinizin kanını dökeceğiz’ diyerek ağır hakaretlerde ve tehditlerde bulundu. Morarmadık yerimiz kalmadı. Halen baskı ve işkence altındayız.”

Aileler açıklama yaptı

Tutsaklardan Vedat Turgut, Mehmet Erbey, Yakup Vadi, Sinan Tutmaz ve Süleyman Benzer’in aileleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği’nden (TUAY-DER) hukuki yardım talebinde bulundu. Benzer’in annesi Fatma Coşkun, oğlunun kendisine her gün koğuşlarını basıldığını ve kendilerine işkence edildiğini aktardığın belirtti. Anne Coşkun, “Oğlumun aktardığında göre gardiyanlar koğuşu basıp her şeyi kırıp dağıtmış. Üstelik son beş gün oğlum ve arkadaşları işkenceden dolayı ağır yaralanmışlar. Ben oğlumun durumunu sorduğumda da oğlum bana ‘Benim durumumu sorma ben iyiyim’ dedikten sonra telefon kapandı” dedi.

Mehmet Erbey’in annesi Meryem Erbey ise su ihtiyaçlarının dahi artık karşılanmadığını aktardı. Anne Erbey, “Esir olan bir insana işkence neden ederler anlamıyorum. Bu devlet bu kadar zulüm ediyorsa nedeni Kürt olmamızdandır. Oğlum tutuklanmasına rağmen hala evimiz basılıyor. Tüm çocuklarımın psikolojisi bozulmuş durumda. Gardiyanın biri, oğlum ve arkadaşlarına ‘Hepinizi öldüreceğiz, geberteceğiz’ demiş” şeklinde konuştu.

Oğlum işkencede bayılmış

 Sinan Tutmaz’ın annesi Fatma Tutmaz da oğlunun zaten bir elinin olmadığını, buna rağmen ağır işkencelere maruz kaldığını dile getirdi. Anne Tutmaz, “Oğlum bana, ‘Anne o kadar çok işkence ettiler ki bir ara bayıldım’ dedi. Yapılan işkenceden sonra tüm arkadaşları ve kendisinin ayrı ayrı hücrelere konulduğunu söyledi. 5 gün 5 gece ağır işkencelere maruz kalmışlar” dedi.

 

MERSİN

 
 

Yemekler mazgaldan fırlatılıyor

Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye olan bir yurttaş, gardiyanların yemekleri mazgaldan fırlatarak tutuklulara verdiğini söyledi.

Geçtiğimiz haftalarda cezaevinde tahliye olan ve ismini açıklamak istemeyen bir yurttaş, çıplak aramayı kabul etmediği için ise yaklaşık 30 kişinin saldırısına uğradığını söyledi. Yurttaş, kendisine saldıranların “Bu, hoş geldin partisidir“ dediğini ifade etti.

Gardiyanların tutuklulara yönelik keyfi ve kötü muamelelerine dikkat çeken yurttaş, gardiyanların yemekleri mazgaldan fırlatarak tutuklu ve hükümlülere verdiğini kaydetti. Yurttaş, “Tutuklulara yönelik çok şiddetli bir baskı var. Hakaret ne varsa yapıyorlar” dedi.

 
 

Bir de yazılamayanlar

 

Kaldığı Tarsus Cezaevi’nden mektup gönderen Davut Esen, karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerinin sadece bir kısmını “yazabildiği” notunu düştü.

Mersin-Tarsus T Tipi Cezaevi, geçtiğimiz günlerde yine yemeklere tuvalet suyu döküldüğü, tutukluların tehdit edildiği ve süngerli odalarda işkence yapıldığı haberleriyle gündeme oturmuştu. 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan siyasi tutsaklardan biri olan Davut Esen, gönderdiği mektupla cezaevinde yaşanan hak ihlallerini anlattı.

 Cezaevi koridorlarında tek sıra halinde yürütüldüklerini anlatan Esen, maruz kaldıkları diğer hak ihlallerini şöyle sıraladı: “Tüm sosyal faaliyetlerimiz yasaklanmış; atölye, sineme, sohbet gibi faaliyetler uygulanmamaktadır. Kapalı ve açık görüşlerimiz yarım saat ile sınırlandırılmış. Cezaevi kantininde yer alan tek bir renk ve tarzdaki giyim eşyalarının alınması zorunlu kılınmaya çalışılmakta. Her cezaevinde bulunan iç posta bu cezaevinde keyfi bir şekilde engellenmektedir. Arkadaşlarımızla toplu fotoğraf çekimi yapmamız yasaklanmış. Hemen bir koridor uzaklıkta bulunan arkadaşıma yazdığım mektup, posta ile gönderme uygulamasından aylar sonra alıcısına ulaşmaktadır. Cezaevinde berber bulunmayıp, bu ihtiyaç adli hükümlü ve tutuklular tarafından yapılmakta ve koridorda icra edilmektedir. Tarak ve makas verilmeyerek, tek tip tarz traşa mecbur bırakılmaktayız.”

Cezaevinde yoğun baskılar olduğunu dile getiren Esen, maruz kaldıkları hak ihlalleri ve uygulamaların sadece bir kısmını yazabildiğini de kaleme aldığı mektubuna not düştü.

   
   

Haber notları delil gösterildi

     

İki yıldan fazladır tutuklu bulunan Gazeteci Abdulkadir Turay’a haber kaynağından aldığı bilgi notları gerekçe gösterilerek 9 yıl hapis cezası verildi.

Mardin’in Savur ilçesinde 9 Mayıs 2016’da “Örgüte yardım ve yataklık etmek” ve “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanan DİHA muhabiri Abdulkadir Turay, beraberinde yargılanan Savur Belediye Eşbaşkan Yardımcısı Osman Ok, DBP üyeleri Mehmet Sait Tuncer, Yusuf Erat ve Şakir Turan ile Davut Tekin, Hamdulah Öz, Naci Arslan ve Yalçın Bulgan’ın yargılandığı davanın karar duruşması görüldü. Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma Turay, Kürtçe savunma yaptı. Turay, gizli tanık beyanlarının doğruyu yansıtmadığını dile getirerek, “Haber kaynağımdan aldığım bilgiler tamamen haber amaçlı bilgilerdir. Haber kaynaklarından alınan bilgiler suçlama konusu yapılamaz” dedi.

Verilen kısa aranın ardından mahkeme kararını açıkladı. Gazeteci Abdulkadir Turay’a “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 9 yıl hapis cezası verildi. Diğerleri de 3-11 yıl arasında değişen cezalar aldı.

 

MARDİN

 
 

Tutsağın burnu kırıldı

 

Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde kalan bir tutsağın burnunu kırdılar.

Aileleri aracılığıyla yaşananları paylaşan tutsaklar, , sürekli baskı altında olduklarını söyledi. Bir koğuşa yapılan saldırıda Medet Oruç ve Karwan Mirzayi isimli tutsakların feci şekilde darp edildiklerini iletti. Darp edilen Medet Oruç’un burnunun kırıldığını ve bu duruma ilişkin darp raporu aldığını ileten tutsaklar, “bombacı oldukları” iddiasıyla 7 arkadaşlarının yıllardır tek hücrelerde tutulduğunu ifade etti.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.