Tuz mağarası ilgi bekliyor

Haberleri —

İsmini barındırdığı tuz yataklarından alan Iğdır-Tuzluca’daki tuz mağaraları, önce özelleştirildi sonra da “güvenlik” gerekçesiyle yerli yabancı turistlere kapatıldı. Birçok hastalığa iyi geldiği bilinen tuz mağarasının işletmecileri, herhangi bir tehlikesi olmamasına rağmen diğer madenlerle eş tutulan tuz mağarasının halka kapatılmasına tepki gösterdi. 

Son yılların epidemiyoloji araştırmalarına göre dünya nüfusunun yüzde 10’u solunum yolu hastalıklarına yakalanıyor. Bu hastalıkların başında astım ve bronşit gelirken, hastalıkların tedavisinde yazılan reçeteler dışında doğa harikası kaynakları olan tuz mağaraları da alternatif tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Türkiye’de Nevşehir, Kırşehir, Çankırı ve Iğdır’da bulunan tuz mağaraları, hastalıklar için yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanları arasında yer alıyor. İsmini barındırdığı tuz yataklarından alan Iğdır’ın Tuzluca İlçesinde bulunan 5 bin yıllık Tuz Mağarası, devlet tarafından özelleştirildikten sonra, yaşanan maden kazaları gerekçe gösterilerek turizme kapatıldı.


Birçok hastalığa şifa

600 yıllık tuz ihtiyacının karşılayacak kapasitedeki tuz mağarası, günlük 60 ton tuz üretme kapasitesine sahip. Tuz üretiminin yanı sıra astım, bronşit gibi akciğer rahatsızlıklarının tedavisine iyi gelen mağara, nem ve tuz partiküllerinin birleşmesi ile oluşan havanın, nefes açıcı sprey özelliği taşıması ve tuz kayalarının ortama yaydığı negatif iyonların bronşlarda genişletici özelliği ile biliniyor. Yine alerjik etkenleri nötralize ettiği ve bu özelliği ile kaya tuzunun vücudun bağışıklık sistemini de güçlendirdiği belirtiliyor. Bin 300 metre uzunluğunda, 5 bölüm şeklinde oyulan tuz mağarası, 130 metre yer altında uzanıyor. 35 dönümlük bir araziyi kapsayan tuz mağarasından, kaya tuzu çıkartılırken, mağaranın kimi yerlerinde yağmur sularının dolması nedeniyle oluşan gölde kristal tuz kayaları görenleri şaşırtıyor. 


Komik bir gerekçe ile kapatıldı

Tuz mağarasının işletmecilerinden Sunay Taşdemir, tuz mağarasının alt ve üstünde 40 metrelik tuz tabakasının olduğunu dile getirerek, “Doğu ve güney bölgesinde tuz mağarası sadece Tuzluca’da var. Bu tarafa gelen turistlerin yüzde 80’i bize uğramadan gitmezdi. Ama maden ocaklarında yaşanan kazalar gerekçe gösterilerek tamamen ziyarete kapalıyız” dedi. Taşdemir, “Bizler tuzları dinamitle patlatıyoruz. Patlama esnasında küçük bir sarsıntı oluşur. Küçük bir kaya parçası bile tavandan kopmaz. Sadece patlamanın olduğu bölgede etkili oluyor, ama devlet maden yasasında tuz mağaraları ve maden ocaklarını aynı şekilde ele alıyor. Bundan dolayı mağaraya giriş çıkışlar yasaktır” dedi. 

Tuz mağarasının bir aracın girebileceği genişlik ve uzunlukta olduğunu söyleyen Taşdemir, “Tuz mağarası hiçbir madene benzemez. Biz dinamitle bu tuzu zor parçaladığımız halde çökme tehlikesi de yoktur. Osmanlı döneminden bu yana tuz mağarası çalışmaktadır. Şuana kadar herhangi bir kaza yaşanmamıştır” bilgisi verdi. 


‘Turizme açılsın’

Sofralık tuz da ürettiklerini belirten Taşdemir, “Dinamitle patlattığımız tuz, kaya parçalarını tuz yontma makinesine atıyoruz. Tuz eleme sisteminden geçerek tekrar 3 bölüme ayrılıyor. Birinci kayalar tuzu, ikincisi sofralarımıza gelen beyaz tuz ve üçüncüsü ise bölgemizde kullanılan hayvan ve sanayilerden kullanılan tuzdur” dedi. Doğa harikası tuz mağarasının turizme açılmasını isteyen Taşdemir, “Sağlığa iyi gelen böyle bir mağaranın insansızlaştırılması anlaşılır değildir. Tuz mağaralarının insanların kullanabilecekleri odalar bile yapılmasına izin verilmelidir. Gelen yerli ve yabancı turistlerimiz açılmalıdır” diye konuştu.


HÜLYA EMEÇ/DİHA/ÎDIR

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.