Üç defadır açlık grevinde

  • Öcalan üzerindeki tecride karşı bugüne kadar üç kez açlık grevi eylemine giren tutsak Mehmet Hayme, “Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.

İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Yükselen tepkiler üzerine bazı dönemlerde Öcalan’ın avukat ve aile görüşmelerine izin verilse de tecrit koşulları hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmadı. Öcalan, açlık grevleri ve tepkiler üzerine en son 7 Ağustos 2019’da avukatları, 25 Mart 2021’de ise kardeşi Mehmet Öcalan ile telefonla görüşebildi. Öcalan’ın avukatları Faik Özgür Erol, Raziye Öztürk, Rezan Sarıca ve Cengiz Yürekli, görüşme talebiyle dün bir kez daha Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yaptı. 

Açlık grevi 201. gününde

 Toplumun birçok kesimi tarafından tepkiyle karşılanan tecride karşı başlatılan eylemler ise kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, 27 Kasım 2020’de başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi, 201. gününde devam ediyor. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 180, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 163 gündür açlık grevi yapılıyor.

Tecride karşı açlık grevinde olan tutsaklardan biri de Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Mehmet Hayme. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de başlatılan açlık grevi eyleminde 87 gün, devam eden eyleme ise iki kez katıldığını aktaran Hayme, “Bildiğiniz gibi büyük bir mücadele içerisindeyiz ve tek bir amacımız var; O da Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasıdır. Başka hiçbir amacımız ve talebimiz yok” dedi. 

Zorluklara rağmen vazgeçmiyoruz

Cezaevi yönetiminin uzun bir süredir taleplerine karşı kayıtsız kaldığını aktaran Hayme, “Açlık grevine dahil olan arkadaşlara gereken besinler yeteri kadar verilmiyor. Hasta arkadaşlarımızın ilaçları tedarik edilmiyor. Havalandırmaya çıkıp spor yapamıyoruz, görüşmelerimizi gerçekleştiremiyoruz. Tutukluları uzak cezaevlerine göndererek, baskı altına alıp psikolojik şiddet uyguluyorlar. Bunlar bizim için belirleyici değildir” diye kaydetti.

Cezaevlerindeki eylemi “tarihi bir direniş” olarak nitelendiren Hayme, şöyle devam etti: “Halkımızdan sadece bir şey istiyoruz; bizler bu halkın çocuklarıyız, kimseden bir şey çalmadık, tek amacımız varlığımız ve toprağımız için mücadele etmektir. Halkımız sadece bunları bilsin ve başlattığımız mücadeleye ses olsun.”  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.