Umut Hakkı, kolektif bir güçtür
Dünya Haberleri —

Strasbourg, Umut Hakkı açıklama
- Kürt dostu gazeteci, siyasetçi ve doktorlar Kürt Halk Önderi’nin fiziki özgürlüğü için AK önünde çağrı yaptı: “Umut Hakkı, Türkiye ve Ortadoğu’daki çatışmaları sona erdirebilecek kolektif bir güçtür. Bu, insan hakları ve kolektif bir onur meselesidir.”
BARIŞ BALSEÇER/STRASBOURG
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) 29 Eylül-3 Ekim 2025 tarihleri arasında Strasbourg'da gerçekleşecek sonbahar oturumunun gündeminde Türkiye’deki insan hakları ve özgürlüklerin tartışılırken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun siyasi çözümü için AKPM önünde basın açıklaması yapıldı.
Basın toplantısının sunumunu yapan Siyaset Bilimci Sinan Önal, 29 Eylül’de başlayan Avrupa Konseyi Parlamenter Asamble toplantısında Türkiye konusu da dâhil olmak üzere birçok üye ülkenin politikalarının tartışıldığını; Bakanlar Komitesi’nin umut hakkı bağlamında Türkiye için yaptığı açıklamaların Parlamenter Asamblesi tarafından takip edilmesi ve Meclis Komisyonunun Parlamentoya bu konuda yasal düzenlemeleri önermesi için üyelerle, üyelerin oluşturduğu delegasyonlarla birçok görüşme yapıldığını hatırlattı. “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” küresel kampanyasını temsilen Kürt halkının dostlarının da burada, kendi üye ülkelerinin parlamenterleri ve delagasyonlarla Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun siyasi çözümü bağlamında görüşmeler yaptığını belirtti.
Basın açıklamasında İsviçre BastA partisinin Genel Sekreteri Franziska Stier, Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler Derneği’nden (IPPNW) Dr. Ingrid Walbrach-Fickler, IPPNW üyesi fizyoterapist Dr. Nesmil Kasumlu, Belçikalı gazeteci Chris den Hond, Akademisyen Dr Sarah Glynn ve Dem Parti Strasbourg temsilcisi Fayik Yağızay söz aldı.
Açıklamanın ardından gazetemize konuşan Franziska Stier, Dr. Ingrid Walbrach-Fickler ve Chris den Hond, Türkiye’deki barış süreci, Öcalan’ın rolü ve uluslararası sorumluluklara dair görüşlerini paylaştı.
‘Barışı görmezden gelmek suçtur’
Stier, Umut Hakkı’nın yalnızca Öcalan için değil, Türkiye ve Ortadoğu’daki çatışmaları sona erdirebilecek kolektif bir güç olduğuna işaret etti: “Öcalan’ın 27 yıldır tecritte tutulması, sadece onun değil, tüm halkın acısıdır. Onun düşünceleri milyonlara ilham veriyor; ancak en küçük bir umut bile ondan esirgeniyor. AK ve uluslararası toplumun bu süreçte aktif bir rol oynaması gerekiyor. Siyasi tutukluların serbest bırakılması ve demokratik adımların atılması sadece Türkiye’nin değil, bölgenin geleceği için kritik önemdedir.”
Türkiye’de demokratikleşme ve barış sürecinin yalnızca devletin inisiyatifine bağlı olmadığını, sivil toplumun ve uluslararası aktörlerin de sürece aktif katılım sağlaması gerektiğini vurgulayan Stier, şöyle devam etti: “Barışı görmezden gelmek veya ertelemek insanlığa karşı bir suçtur. Umut Hakkı’nın uygulanması hem toplumsal hem de uluslararası bir sorumluluktur.”
‘Kürt halkı için buradayım’
IPPNW üyesi Dr. Ingrid Walbrach-Fickler, Kürt halkının kültürel ve siyasi özgürlüğünü savunmak için sürece dahil olduğunu ifade etti. “Burada bulunmamın nedeni, Kürt halkının özgürlüğünü ve kültürlerini yaşama hakkını korumak. Bu sadece politik bir mesele değil; insan hakları ve kolektif onur meselesidir” dedi.
Walbrach-Fickler, AP ve uluslararası kurumların Türk devleti üzerinde baskıyı sürdürmesi gerektiğini vurguladı. “Türkiye’nin demokratik standartlara uyması için yalnızca eleştiri yetmez; somut adımların atılması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması gerekir. Bu, Kürt halkı ve bölgedeki diğer halklar için hayati önemdedir” diye ekledi.
Hala umut var
Belçikalı gazeteci Chris den Hond ise şunları söyledi: “AKPM’deki tartışmalarda, neredeyse tüm parlamenterler Türkiye’deki hukuksuzlukları ve insan hakları ihlallerini çok iyi biliyor. Abdullah Öcalan’ın barış çağrısı, Türkiye ve bölge için kritik öneme sahip. Ankara ve Şam bu çağrıya olumlu yanıt vermezse durum daha da kötüleşebilir. Ancak barış umudu hâlâ açık; uluslararası baskı ve sivil toplum desteğiyle bu umut ilerletilebilir.”
“PKK sembolik de olsa silahları bırakmış durumda. Türkiye’nin de aynı kararlılığı göstermesi gerekiyor” diyen Den Hond, barışın sürmesi için diplomatik ve toplumsal baskının şart olduğunu ekledi.















