Urfa’da polis işkencesi

  • Urfa TEM’de işkenceye maruz kalan ve ailesiyle tehdit edilen F.B,’nin tutuklanmasının “keyfi” olduğunu belirten avukatı Ali Aslan, kayıtlara “Halfeti işkencesi” olarak geçen durumun devam ettiğini söyledi. 

 

EMRULLAH ACAR - MA/URFA

Urfa’nın Suruç ilçesinde, F.B. (25), 7 Mayıs’ta yapılan siyasi soykırım operasyonunda “örgüt üyesi” iddiasıyla gözaltına alınarak, önceki gün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. F.B.’nin, Urfa TEM Şubesi’nde sözlü ve fiziki işkenceye maruz kalarak, eşi ve çocuklarıyla tehdit edildiği öğrenildi. İşkence, F.B.’nin avukatıyla 11 Mayıs’ta TEM’de yaptığı görüşmeyle ortaya çıktı.  

F.B., avukatıyla yaptığı görüşmede yaşadığı işkenceyi şöyle anlattı: “7 Mayıs 2021 tarihinde sabah saatlerinden evimden gözaltına alındım. TEM şubeye getirildim. TEM’in ikinci katına çıkarıldım. Bir bez parçası ile gözlerim bağlanarak bir odaya alındım. Seslerden anladığım kadarıyla odada 3-4 kişi vardı. Dizlerimin üstüne çökmemi istediler, iddia edilen suçları kabul etmem için sözlü ve fiziki şiddet uyguladılar. İz bırakmayacak şekilde kafa ve diğer bölgelere tekme tokat şeklinde fiziki şiddet uyguladılar. Onur kırıcı ağza alınmayacak küfürler ettiler. Hepsi aynı anda konuştuğu için kimin küfür ettiğini anlayamadım. ‘Suçu kabul etmezsen burada çürüyeceksin’ şeklinde tehditlerde bulundular. Daha sonra gözlerim açıp nezarethaneye götürdüler.” 

Eşi ve çocuklarıyla tehdit

F.B., gözaltında tutulduğu 9 Mayıs’ta da aynı odaya götürüldüğünü belirterek, “Kapının önünde gözerimi bağlayıp içeri aldılar. Odada sadece bir kişinin sesini duydum. Gözlerimi açıp bana bir fotoğraf gösterdi. Gösterilen kişiyi tanımıyorum dememe rağmen ‘tanıyorsun kabul et yoksa burada çürüyeceksin’ dediler. Şiddet uygulamakla, eşim ve çocuklarımla tehdit ettiler. Suçu kabul etmem adına ikna edici konuşmalarda bulundular. Sonra tekrar nezarethaneye götürdüler” dedi. F.B., kendisine işkence uygulayanlar hakkında şikayetçi olduğunu söyledi. 

İşkence kaydı engellendi

F.B.’nin anlattıklarını ifade tutanağına geçiren polis, işkenceyi, “TEM’de böyle bir şey olmaz” diyerek kayıt altına almak istemediği belirtildi. Bunun üzerine müvekkilinin anlattıklarıyla ilgili tutanak tutan avukat Ali Arslan, konuyu Urfa Barosu Avukat Hakları Merkezi ve İnsan Hakları Merkezi’ne iletti. Aslan’ın bilgilendirmesi ile Urfa Barosu’ndan TEM binasına gelen 10 avukat, şube binasına alınmadı. Avukatların binaya alınmaması ve işkencenin ifade tutanağına eklenmemesi üzerine Aslan ikinci bir tutanak tuttu. Tutulan tutanağın F.B. tarafından imzalanması, TEM ifade alma odasından bulunan polis tarafından engellendi. Aslan’ın ve dışarıda bekleyen avukatların ısrarı üzerine F.B.’nin işkence gördüğüne dair anlattıkları TEM ifade tutanağına eklendi. 

Suç duyurusu reddedildi

 Urfa 3. Sulh Ceza Hakimliği’ne 12 Mayıs’ta çıkarılan F.B., suçlamaları reddetti. Avukatı Aslan da F.B.’nin savunmalarına iştirak ederek, müvekkilinin gözaltında işkenceye uğradığını belirtti. Aslan’ın işkenceye karşı mahkemenin Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunması talebi reddedildi. Aslan, devamında somut deliller olmadığı için müvekkilinin serbest bırakılmasını istedi. Hakkında tutuklama kararı verilen F.B., Hilvan T Tipine Cezaevi’ne gönderildi.

Müvekkilinin tutuklanmasına tepki gösteren avukat Ali Aslan, 2019 yılında Halfeti’de 55 kişinin maruz kaldığı işkenceyi hatırlatarak, “Müvekkilime yönelik işkence iddialarını detaylı bir şekilde anlatıp hakimlikten suç duyurusunda bulunması talebinde bulunmamıza rağmen hakimlik suç duyurusu talebimizi reddetti. Gerekçe olarak  böyle bir suç duyurusunda bulunabilmesi için, yüzde yüz emin olması gerektiğini öne sürdü. Bunun üzerine, işkence suçunun insanlık suçu olduğunu, bu sebeple kanunda bir zamanaşımına tabi olmadığını belirtik. Bu suçu ihbar için kimliklerimizden ziyade bir vatandaş olarak suç duyurusunda bulunmamız gerektiğini ifade etmiş olmamıza rağmen hakim duyarsız kalarak, talebimizi görmezden geldi” şeklinde konuştu.

 Klişe gerekçeler

 Müvekkili F.B. aleyhine ifade veren kişinin “etkin pişmanlıktan” faydalandığı bilgisini paylaşan Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Müvekkil ile 2015 yılının yaz aylarında Kobani’ye gittiğini, orda savaş olduğunu, çatışmaların şiddetlenmesi ile birlikte Türkiye tarafına döndüklerini ifade ediyor. Oysa söz konusu savaş, 2014 yılının sonbaharında başlıyor ve 26 Ocak 2015 yılında IŞİD’in yenilmesi ile son buluyor. Buna ilişkin savaş sürecini anlatan, özellikle devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı arşiv haberlerini sunmamıza rağmen mahkeme klişe gerekçelerle tutuklama kararı verdi.” 

Keyfi uygulamalar

 Tutuklamanın keyfi olduğunu dile getiren Aslan, şunları ekledi: “Yasak yöntemlerle alınan beyanlar gerekçe yapılarak, vatandaş keyfi bir şekilde tutuklanıyor. Sorgudan önce tutuklamaya ilişkin öngörümüzü soran müvekkil yakınına, net bir şey diyemiyoruz. Çünkü tamamen keyfi bir şekilde karar veriliyor. Bu nedenle, siyasi davalarda bir hukukçu olarak hukuki öngörü ortaya koyamıyoruz.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.