Ve, bahar geldi...

Haberleri —

Müjdeyi cemreler verdi. Önce havaya, sonra suya, sonra da toprağa düşen her cemre, hiç bitmeyecekmiş gibi gelen kara kışın sona erdiği müjdesini beraberinde getirdi.
Kor ateşlerin üç hafta boyunca yöneldiği doğa şimdi kıyafet değiştiriyor. Çiçekler açmaya, ağaçlar tomurcuklanmaya, kuşlar cıvıldamaya hazırlanıyor.
Hiç gelmeyecek gibi görünen bahar şimdi bütün güzellikleri, yeniden diriliş ve direniş özlemleriyle birlikte yola çıkmış, geliyor.
Özlemleri ve beklentileriyle ruhumuzda derin dalgalanmalar yaratan baharın gelmesiyle birlikte de hiç bitmeyecekmiş gibi geçen kış aylarında hiç olmayacak acılar yaşayan halkımızın kabusu da sona eriyor.
 Birliği, bilinci ve birikiminin dağıtılacağı hesaplanan ve dolayısıyla da bahara çıkamayacağı sanılan halkımız şimdi baharı daha bir güçlü, daha bir umutlu, daha bir coşkulu karşılıyor.
Karanlığı parçalayan, korkuyu telaş içinde bırakan görkemli 8 Mart kutlamaları da zaten bunu gösteriyor.
Artık bütün sözler tükenmiş, bütün vaatler ters tepmiş ve sıra Kürt halkına gelmiştir. 
Hiç bitmeyecek bir ağıt gibi kanayan „yitik ülke“ Kürdistan’ın mağdur ve bir o kadar da mağrur Kürt halkı, şimdi elinde kor ateşlerle Newroz alanlarına koşuyor.
Newroz ateşleri eşliğinde ve coşku içinde hiç yaşanmamış düşlerini gerçekleştirmeye, kendi kaderini kendisi çizmeye çalışıyor.
Şimdi karanlık çöküyor. Geçmek bilmeyen uzun kanlı kış geceleri sona eriyor. Ölüm ve zulüm yoğunluklu sis dağılıyor ve şafak söküyor.
Şimdi bahar geliyor… Geliyor ve karamsarlığın yerini umut, yılgınlığın yerini yenilenme, kederin yerini sevinç alıyor.
Nice acıları bağrına basan toprak ısındı, rengini akıtılan kanımızdan alan su ısındı, özgürlük düşlerimizi enginliğine savuran hava ısındı ve nicedir içinde nehir misali çağlayan yeni hayatlar biriktiren doğayı harekete geçirdi.
Isınan toprak, ısınan su, ısınan hava ve ateşler içinde uğuldayan doğa yeniden doğuşu bir armağan misali önümüze serdi.
Şimdi yenilenme zamanıdır. Şimdi nicedir ölüme ve zulüme hüküm giymiş eski hayatı Newroz ateşlerinde yakmak, özgürlüğe sarılmış yeni bir hayatı kurmak zamanıdır.
Şimdi Roboskî’de toprak altında sessizce ağlayan, Kazan Vadisi’nde alevler içinde kalan, Bingöl’de, Dersim’de, Besta’da ve son olarak da Kandil’de sonsuzluğa kucak açan gençleri, yeri göğü aydınlatan Newroz ateşlerinde yeniden yaratmak, ölüme yatmış tutsaklarla halaya durmak ve uzun kış boyunca yaşanan bütün acıları karanlığa geri kusmak zamanıdır.
Şimdi yıllar yılıdır „Serkevtin“ sesleriyle ölüme uçan canların özgürlük kundağında geri dönmeleri zamanıdır.
Şimdi 4 bin yıllık Newroz aşklarının döl tutma zamanıdır…
Evet; bahar geldi, her yan için için yanıyor. 200 yıllık isyan geleneği dört bir yanı asırlık alevlerle ısıtıp aydınlatıyor. Alevler içinde bize yeni bir gelecek, yeni bir hayat hazırlanıyor.
Yüreğimizde sır gibi saklanan yaralı çığlıklarımızın içinden özgür bir ülke yükseliyor.
Bu sene bahar, içimizde saklı çığlıkları, ülkesiz ve kimsesiz „yitik ülke“ adına karanlığın alın çatına „bir parça özgür vatan“ şiarıyla şimşek gibi çakmaya geliyor.
Önce havaya, sonra suya, sonra da toprağa düşen cemrelerin ardından dağlar, ovalar çiçekleniyor, ağaçlar yeşilleniyor, kuşlar ötüşüyor, martılar uçuşuyor, denizler yükseliyor ve rüzgarlar tutkulu düşleri dört bir yana dağıtıyorken Kürtler de özgürleşiyor. 
Dağların, ovaların, şehirlerin, köy ve kasabaların „pulat yüreğine“ şimdi sadece özgürlük işleniyor!
Evet; bahar geliyor ve doğa hayata bir boydan ötekine direnişin onur döşeğini seriyor.
4 bin yıllık kutlu direniş baharla birlikte döl tutuyor. Kırılan zincirlerinde köleliğin kardelenler yeşeriyor.
Bir zamanlar düş ekilen, aşk biçilen „yitik ülkede“ şimdi, gözlerine ateşten sürmeler çekmiş kadınların öncülüğünde karanfil sesli sevdalar derleniyor..!
Aydınlığın karanlığı yendiği, doğanın yeni bir yaşamı döllediği, ateşlerin yürekleri dağladığı bahar geliyor ve ben, son sözü bundan on yıl kadar önce, tam da bu günlerde yitirdiğimiz gazeteci arkadaşımız Burhan Karadeniz’e bırakıyorum:
‘Bahar geliyor, yavaş yavaş kabarmaya başlayan toprakta ağaçlar çiçeğe durmaya hazırlanıyor. Patladı patlayacak tohumların arasından kuş cıvıltıları yükseliyor.’
Ne güzel, bahar geliyor.
Özgürlüğe giden yolda, içinden geçtiğimiz umut ve inat yıllarında, bir aşkın gizemine tutulmak, hayata sevgi ve tutkuyla sarılmak, Newroz’da ateş yakmak için bahar geliyor...’

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.