Y. ve biz!

Forum Haberleri —

.

.

  • Y. Kürt olduğu için, Kürt kadını direndiği için, Kürt halkı soykırıma tabi tutulduğu için sistematik tecavüze uğramıştır. Bu tecavüz saldırısı, Kürt varlığına, Kürt kadınına, Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesine yönelik ideolojik ve politik bir saldırıdır. 

İSA TAŞÇI

Özgür basına birkaç gün önce bir haber düştü. Habere göre, Van’ın Bêgırî (Muradiye) ilçesinde Y. adında, 16 yaşındaki kız çocuğu, üç yıl boyunca, aralarında çok sayıda asker ve polisin de bulunduğu onlarca kişinin sistematik tecavüzüne uğramış. Haberin duyulmasının ardından harekete geçen devlet, haberi yapan gazeteciyi hemen gözaltına alıp tutuklamış. Göstermelik bir şekilde birkaç tecavüzcüyü de gözaltına almış. Tüm bu pislikleri yapan kendisi değilmiş gibi bir de Y.’yi alıp bir başka sömürgeci kurumda ‘korumaya’ almış.

Ne yazık ki günümüz insanlığı geçmişte uğruna savaşlar yaptığı, kanlar döktüğü konulara karşı bile o denli kayıtsızlaşmış ki, kıyametlerin koparılması gereken bu olay sadece bir haber olarak geçti ve gitti. Halbuki takip etmek, işlemek, halkı bilinçlendirerek harekete geçmelerini sağlamak gerekiyor.

Olayın gerçekleştiği yer Kürdistan. Tecavüze maruz kalan, bir Kürt çocuğu. Tecavüzcü de sömürgeci soykırımcı TC’nin asker ve polisi. Yani sömürgeci-soykırımcı TC.

Kuşkusuz bu, TC’nin Kürtlere, Kürt kadınına karşı işlediği ilk suç değil. TC’nin varlığını bile tanımadığı Kürt’ü fiziki ve kültürel olarak yok etmek istediğini, direngen Kürt kadınını en büyük tehlike olarak gördüğünü bilmeyen kalmadı. Bir dönemler Siirt Valisi genç Kürt kadınları için ‘dağa çıkacaklarına fuhuş yapsınlar’ demişti. Söz konusu il’de devleti temsil eden şahsın Kürt insanına ilişkin tespiti buydu. Böyle düşünen devlet, hiç kuşku yok ki askerlerini, polislerini de bu temelde görevlendirecektir. Her birine Kürt kadınlarını, gençlerini düşürme görevi veriyorlar. Sömürgeciliğin yüz yıllık resmi politikası budur.

Yüz yıldır Kürdistan’ın Kürtlerin yurdu olmaktan çıkması için her türden şey yapılmaktadır. Yüz yıldır Kürtler de tıpkı Ermeniler gibi, Rumlar gibi, Asuri-Süryaniler, Lazlar , Çerkezler gibi fiziki veya kültürel olarak yok olsun diye her şey yapılıyor. Toplamda Kürt’e yapılanların tek amacı vardır; o da soykırımdır. Kürdistan’da olup biten her şey Kürt soykırımını başarma kapsamındadır. En iyi gibi görünen şey bile bunun için yapılmaktadır. Dolayısıyla soykırımcı TC’nin Y.’ye yaptıklarını ‘münferit’, ‘istisnai’ bir şey olarak değil, resmi devlet politikasının bir sonucu olarak görmeliyiz. Aksi taktirde aldanırız

Bir de tecavüz olayının yaşandığı Van ve Kürdistan cephesinden bakalım. Hiç kuşku yok ki Kürt Özgürlük Hareketi yürüttüğü destansı mücadeleyle Kürt halkında büyük bir bilinçlenme yaratmıştır. Zaten soykırımcı TC her şeyi yapmasına karşın bundan dolayı sonuç alamıyor. Kürtler hem fiziki hem de kültürel olarak direniyor. Gerçek böyle olsa da yaşanan tecavüz olayına hem Van’ın hem de Kürdistan’ın verdiği tepki son derece yetersiz olmuştur. Halbuki kıyametin koparılması gereken bir konudur. Yaşanan sadece bir cinsel saldırı veya bir kişiye yönelik değildir. Y. Kürt olduğu için, Kürt kadını direndiği için, Kürt halkı soykırıma tabi tutulduğu için bu sistematik tecavüze maruz bırakılmıştır. Tecavüzü gerçekleştirenler de sadece cinsel olarak düşkün tipler olduğu için bunu yapmamışlardır. Tecavüzcüler Kürt düşmanı, kadın düşmanı, soykırımcı TC’nin askeri-polisi oldukları için bu olayı gerçekleştirmişlerdir. Bu yönüyle yaşanan tecavüz saldırısı, Kürt varlığına, Kürt kadınına, Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesine yönelik ideolojik ve politik bir saldırıdır. Dolayısıyla Kürt halkı, Kürt halkı adına siyaset yapanlar, yurtseverler, sivil toplum örgütleri, insan hakları örgütleri, barolar, kadın ve çocuk hakları savunucuları Bêgirî’yi doldurmalı, devletten hesabı en sert şekilde sormalıydı. Soykırımcı rejimin Kürt soykırımı kapsamında yaptığı çirkinliklerin, saldırıların bolluğu bizde kanıksama yaratmamalı. Varlık ve özgürlük sorunu yaşayan bir halk olarak bize yönelik her saldırıya karşı gerekli yaşamsal tepkiyi hemen vermeliyiz. Aksi taktirde yaşayan ölüler oluruz.

Bir de soykırımcı TC’ye vekâlet vermiş Türkiye toplumu cephesinden bakalım. Evet, son olay da dahil Kürdistan’daki tüm suçlar, özel savaş uygulamaları, Türkiye toplumu adına işleniyor, yapılıyor. Dolayısıyla Y.’ye yapılan da dahil, Kürdistan’da fiziki ve kültürel soykırım uygulamaları kapsamında yapılan her şeyden Türkiye toplumu da sorumludur. Hiç kimse kendisini bunun dışında göremez. Faşizmin ruhunu ele geçirdiği, insanlıktan çıkardığı güruhu dışta tutuyoruz, zira bunlar zaten bunu yapanlardır. Ama bir de eşitlikten, özgürlükten yana olan toplumsal kesimler var ki, bunlar da TC’yi Kürt düşmanı ve soykırımcı karakterinden çıkaramadıklarından sorumludur. Olay duyulur duyulmaz, eşitlikten, özgürlükten yana olan başta kadın örgütleri olmak üzere tüm demokratik kurum ve kuruluşlar, siyasiler, aydınlar, yazarlar Bêgirî’ye akmalı, kıyameti koparmalıydı. Kendi adına bunları yapamayacağını haykırarak TC’den hesap sormalıydı. Ama ne yazık ki duyan bile olmadı.

Açık ki sömürgeci- soykırımcı rejimin taktığı gözlüklerle Kürt’e ve dünyaya şu veya bu düzeyde bakmayı bırakmaya ihtiyaç var. Aksi taktirde insanlıktan çıkılır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.