Yaralı halde infaz ettiler


Cizre'de devlet saldırıları sırasında 10 Eylül gecesi yaşamını yitiren Bünyamin İrci'nin (15) katledilmesiyle ilgili konuşan görgü tanıkları, İrci'nin yaralandıktan sonra infaz edildiğini anlattı.
İlçede sokağa çıkma yasağının 7. günü olan 10 Eylül gecesi, yaşadığı Nur Mahallesi'nde elektrikler kesik olduğu için buz alabilmek için Cudi Mahallesi'ne yaşayan akrabalarının evine gitmek isteyen İrci, polis tarafından hedef gözetilerek göğsünden vuruldu.
Yardıma gelenler de tarandı
Yaralı çocuğu hastaneye kaldırmak için aradıkları ambulansın polis ablukası yüzünden ancak Onşar Otel'in önüne çıkan Kiraz Sokağı'nın başına gelebilmesi nedeniyle İrci'yi buraya taşımak isteyen yurttaşlar, yine sokağın başında bekleyen zırhlı araçlarca tarandı. Üzerlerine açılan ateş nedeniyle yurttaşlar, battaniye ile taşıdıkları İrci'yi sokağın ortasında bırakıp kaçmak zorunda kaldı. Polisin sokağı rastgele taraması nedeniyle sabaha kadar sokağa çıkamayan yurttaşlar, İrci'yi sabah saatlerinde bıraktıkları yerde başına tek el kurşun sıkılarak öldürülmüş halde buldu.
Kafasına tek kurşunla
İrci'nin cenazesi de yine polis ablukası yüzünden hastane morgu yerine Nur Mahallesi'nde bulunan Şeyh Said Cami'ne kaldırılmak zorunda kalındı.
Yaralı halde sokak ortasında kalan İrci'nin zırhlı araçlarla başına kadar gelen polislerce kafasına sıkılan tek el kurşunla katledildiği yönündeki iddialarını, olayın yaşandığı sokakta oturan Abdurrahman Okşul isimli görgü tanığı doğruladı.
Yaralı halde eve sığındı
Evinde otururken saat 22.00 sıralarında bir çocuğun haykırışını duyduğunu ve sokak başında zırhlı araç olduğu için dışarı çıkmaya korktuğunu ifade eden Abdurrahman Okşul (36) isimli görgü tanığı, "Çocuğun sesinden yaklaşık 5 dakika sonra evimin kapısı çalındı. Ben kapıyı açana kadar kapıyı çalan çocuğun duvara tutuna tutuna kapısı açık olan komşunun evine girdiğini gördüm. Komşumun beni çağırmasıyla yanlarına gittim ve yaralı çocuğun içeride uzandığını gördüm. Üzerindeki siyah tişörtü yırtıp, yarasına baktık. Sol göğsüne kurşun yemişti ama konuşuyordu ve bilinci yerindeydi. Yarasına dokununca 'Abi acıyor' diyordu. Sorunca isminin Bünyamin olduğunu söyledi" dedi.
Mahalleye kurşun yağmuru
Yaralı çocuğun su istedikten sonra hastaneye kaldırılmasını istediğini aktaran Okşul, sonrasında yaşananları şöyle anlattı: "Ambulansı en az 50 defa aradık ama ilçede telefon şebekeleri kesik olduğu için telefon düşmüyordu. Sonra çocuğu bir battaniyeye sarıp mahallenin içerisine kadar götürdük ve bir evde bulunan sabit hattan ambulans arandı. Ambulans Onşar Otel'in önüne çıkan Kiraz Sokağı'nın başına kadar gelebileceğini ve yaralının oraya getirilmesini istedi. Mahalledeki sağlıkçılar, ambulans gelinceye kadar yaralıya müdahale edeceklerini ve yaralıyı ambulansın istediği yere götüreceklerini belirtince ben ve komşum beraber eve döndük. Bizden 10 dakika kadar sonra yurttaşlar yaralı Bünyamin'i battaniyeye sararak evimin bulunduğu yere kadar getirdi ama aniden sokağın başına gelen 2 ya da 3 zırhlı araç sokağa kurşun yağdırmaya başladı. Olanları mutfağın camından izliyordum. Yurttaşlar yaralıyı mutfak camının hemen yanında yerde bırakarak, ara sokaklara kaçıştı. Bünyamin orada kaldı."
Sabaha kadar sokakta kaldı
Yurttaşların ara sokaklardan kaybolmuş olmasına rağmen zırhlı araçların sokağa ateş açmaya devam ettiğini belirten Okşul, "Bulunduğum mutfağın duvarına kurşunlar isabet etmeye başlayınca yere yüzükoyun uzanarak bekledim. Daha sonra kurşun sesleri kesildi ve zırhlı araç camın önüne kadar geldi. Tek el kurşun sesi geldi bana ve bu sesten sonra da zırhlı araç camdan uzaklaştı. Yaklaşık 10 dakika kadar yerde bekledim. Korktuğum içinde perdeyi aralayıp camın hemen önünde yerde yatan Bünyamin'e bakamıyordum. Bir 10 dakikalık sessizlikten sonra bakabildim ancak ve Bünyamin'in sol şakağına tek el kurşun sıkılmış halde yerde yattığını gördüm. Kolları ve vücudu kanlar içinde kalmıştı" ifadelerini kullandı.
İrci'nin 23.00 - 23.30 sıralarında kafasına sıkılan kurşunla katledildiğini belirten Okşul, "Zırhlı araçlar Kiraz Sokağın hemen başında sabah gün ağarıncaya kadar bekledi. Bu yüzden kimsede sokağa adım atamıyordu. Zırhlı araçlar saat 06.00 sularında sokak başından ayrılınca Bünyamin'in cenazesi ancak alınabilindi" dedi.
