Taybet Ana yas tutmayın demişti

Halime İnan

Halime İnan

  • Cenazesi 7 gün boyunca sokak ortasında bekletilen Taybet İnan, şehadetinden önce 'yasımı tutmayın' dediği kızı Halime İnan, hesabının mutlaka sorulacağını söyledi. 

 

Şırnak'ın Silopi ilçesinde, 14 Aralık 2015’te valilik tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağının üzerinden 6 yıl geçti. 6 yılda Şırnak halkı yaralarını sarmaya çalışırken, yaşanan acılar hafızalardaki yerini koruyor. Sokağa çıkma yasağının 38 gün sürdüğü Silopi’de, abluka 308 gün sürdü. 57 yaşındaki Taybet İnan’da katledilenlerden biriydi. İlçede yasakların 5. gününde komşunun evinden dönerken 10 kurşunla katledilen Taybet İnan’ın (Taybet ana) cansız bedeni 7 gün boyunca sokakta bekletildi. İnan’ın kayını Yusuf İnan, yardımına gitmek isterken evinin avlusunda vuruldu ve 20 saat boyunca yaralı bekletildi. Kan kaybından yaşamını yitirdi. Taybet Ana'nın eşi Halit İnan da cenazeyi almak isterken yaralandı. Taybet ananın 7 gün sokakta bekletilen bedeni, bölgede yaşatılan vahşetin sembolü haline geldi. 7 gün sonra ailesinin almasına; cenaze merasimine de yalnızca iki oğlu ve kardeşinin katılmasına izin verildi. Taybet ananın acısı henüz tazeyken, bu sefer de kızı Heznê İnan'ın (22) şehadet haberi geldi. Cizre'de mahsur kaldıkları evin bodrum katında birçok arkadaşıyla birlikte yakılan Heznê'nin cenazesi de 5 ay sonra aileye teslim edildi. 

Öncesi de vardı

Tüm hayatında devlet zulmünün izleri bulunan Taybet Ana, 1993'te üç yaşındaki oğlu Botan ve 12 yaşındaki kızı Esmer'i, Cudi Mahallesi’ndeki boş bir alanda oyun oynarken askeri bir cismin patlaması sonucu 5 çocukla birlikte yaşamını yitirdi. Taybet Ana, patlamanın etkisiyle etrafa saçılan çocukların parçalarını üç gün boyunca aradı. 7 çocuktan kalan parçaları bir çuvala koyan Taybet Ana, 7 çocuğu da aynı mezara defnetti. 

Eğer olur da ölürsem...

Kızı Halime İnan, annesinin ölmeden önce son sözlerini hatırlatarak, katliam gününü şöyle anlattı: “Annem katledilmeden birkaç gün önce yanımıza gelerek, çok büyük bir savaş var’ dedi ve bana dönerek 'eğer olur da ben ölürsem sakın yas tutma' diye ekledi. Sonra da bu vahim olay yaşandı. Annemin cenazesi sokak ortasındaydı ve kimsenin almasına izin verilmiyordu. Annemin evine gitmek istiyordum, ancak engelleniyordum. En sonunda yerde sürünerek gittim. Annemi sokak ortasında hareketsiz gördüm, uyuyor gibiydi. Sanki ölmemişti. Üç kez elimde beyaz bayrakla annemin cenazesini sokaktan kaldırmak için gittim ama her gidişimde ateş açtılar. Son gidişimde beyaz bayrak bile mermilerin hedefi oldu.” 

Kız kardeşimi göremedim

Aynı hafta içerisinde hem annaseni hem de kardeşi Heznê'yi yitirdiğini hatırlatan Halime İnan, "Heznê’nin mezarı annemin mezarına 100 metre uzaklıktaydı ama o mezarın onun olduğunu bilmiyorduk, çünkü mezar numaralıydı ve üstüne ‘kimsesiz’ yazılmıştı. Kan verdikten sonra eşleşti. Kız kardeşimi bir kez olsun görmek istedim ama göremedim. Canlı değil, cenazesi annemin yanına geldi” dedi. 

“Tüm yaşadıklarımız karanlık bir kabus gibi” sözleriyle yaşadıklarını özetleyen İnan, “Bir gün bunların hesabının sorulacağına ve adaletin geleceğine inanıyorum. Ömrümün sonuna kadar annemin davasını sürdüreceğim” dedi. MA/ŞIRNAK

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.