Yeni dönem başlıyor

PKK 12. Kongresi
- Kürt Halk Önderi'nin çağrısına uyan PKK, topladığı 12. Kongresi'nde PKK’nin örgütsel yapısının feshi ve silahlı mücadeleyi sona erdirme kararı aldı. Böylece, mücadeleyi yeni stratejiler ve örgütlenmelerle yürütmenin önü açılmış oldu.
- Kongre Divanı, kararların uygulanmasının, Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam, bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirdiğini vurguladı.
PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesinin devrimci özgürlük hareketinde mutlak bir son değil, tersine yeni bir başlangıç olduğu belirtilen PKK 12. Kongresi'nde, PKK tarihsel yerine oturtularak, adıyla süren dönem sonlandırıldı. Kongre Divanı, bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tarihi sorumlulukla rolünü oynamasının önemine dikkat çekerek, hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere Meclis'te temsili bulunan tüm siyasi partiler ile tüm toplumsal kesimleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırdı.
Partiya Karkerên Kurdistan/Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta paylaşılan "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" üzerine 12. Olağanüstü Kongresi'ni 5-7 Mayıs tarihleri arasında Medya Savunma Alanları'nda gerçekleştirdiğini duyurmuştu. Medya Savunma Alanları'nda iki farklı bölgede eşzamanlı ve paralel olarak gerçekleştirilen kongreye 232 delege katıldı. Kürt Halk Önderi ve Kürdistan şehitlerinin fotoğraflarının asıldığı kongre salonunda, şehitler anısına yapılan saygı duruşunun ardından kongre divanı seçimine geçildi. PKK Yürütme Komitesi üyeleri Duran Kalkan ve Xalîde Engîzek, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, PKK Merkez Komite Üyesi Hêlîn Ümit ve PAJK Koordinasyon Üyesi Raperin Munzur, kongre divanı olarak seçildi; kongre gündemlerine geçildi.
Kürtlük yeniden diriltildi
Kongrenin açılış konuşmasını yapan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, PKK'nin feshinin "bir son değil, yeni bir başlangıç olduğunu" söyledi. Önder Apo'nun kongreye ilişkin perspektiflerinden hazırlanan politik raporun okunmasının ardından PKK Merkez Komitesi raporu okundu. Siyasi-askeri süreç değerlendirmesinin yapıldığı politik raporda, PKK'nin Kürdistan'ın son 50 yılına damgasını vurduğu, yok olmanın eşiğine gelen Kürtlüğü yeniden dirilttiği vurgulandı. "PKK, Kürt tarihi açısından yeni bir milat ve Kürdistan’da yeni özgür Kürtlüğün doğuşu olmuştur. Kürdistan’da özgür yaşama ve demokratik ulus toplumuna bu temelde ulaşılmıştır" denilen raporda, şu ifadelere yer verildi: "Birinci Kongre ile partinin resmen kuruluşu, ulusal yok oluşa giden tarihe radikal bir müdahaleydi ve yeni özgürlük tarihinin başladığının kararı ve ilanıydı. 12. Kongremiz de PKK ile yürütülen bir dönemi sona erdirme ve söz konusu özgürlük tarihinde yeni bir dönemi başlatmanın önünü açmayı ifade ediyor."
PKK adıyla çalışmalara ve silahlı mücadeleye son
Kuruluş kongresinin esas olarak Kürt halkına hitap eden bir çağrı olduğunun belirtildiği raporda, 12. Kongre'nin ise tüm ezilen kesimlerin ve halkların kurtuluşunu başlatacak yeni bir mücadelenin önünü açmayı hedeflediği kaydedildi. Raporda, şunlar ifade edildi: "PKK’nin örgütsel yapısını feshederek PKK adıyla çalışmaları durdurmak ve temel strateji olarak silahlı mücadeleyi sona erdirmek, Kürt özgürlüğünü ve her alanda demokratik toplum mücadelesini yeni stratejiler ve örgütlenmelerle yürütmenin önünü açmak anlamına geliyor.
Mutlak bir son değil, yeni bir başlangıç
PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi devrimci özgürlük hareketinde mutlak bir son değil, tersine yeni bir başlangıçtır. Apocu Hareket, PKK adıyla yürüttüğü dönemi sonlandırıyor, PKK’yi tarihsel yerine oturtuyor ve kendisi için yeni bir dönemin önünü açarak böyle bir dönemi başlatıyor. PKK, Kürdistan tarihinin en şanlı dönemini yaratmıştır. PKK’lilik, Kürt kahramanlığının, yiğitliğinin, cesaret ve fedakârlığının adı olmuştur. Kadın özgürlüğü temelindeki özgür Kürt varlığını ve yaşamını temsil etmektedir. Kürt hakikatinin Apocu çizgide yeniden yaratılmasıdır. Kürdistan’da onur, şeref, bağlılık, fedailik çizgisindeki cesaret ve fedakârlık, dayanışma ve paylaşım PKK ile yeniden anlam bulmuştur. Apocu Hareket, PKK ismiyle tüm bunları yaratmıştır ve şimdi de 12. Kongre ile bu hakikati Kürdistan tarihindeki şerefli yerine oturtmaktadır. Bütün bunları tamamen kendi öz iradesi ve kararıyla, özgür yaşam ve demokratik toplumda daha ilerilere gidebilmek için yapmaktadır. PKK, her zaman Kürdistan tarihinin gerçek kahramanlık ve özgürlük hareketi olarak anılacak ve yaşayacaktır."
Tüm kararlar oybirliğiyle
Siyasal-askeri süreç değerlendirmelerinden sonra yeni mücadele dönemi gündemine geçildi. Üç gün süren kongrede çok boyutlu ve yoğun değerlendirme, tartışma ve tespitler yapıldı. Kongre Hazırlık Komitesi tarafından hazırlanan, "Önderlik, Şehitler, Gaziler, PKK’nin Örgütsel Varlığı ve Silahlı Mücadele Yöntemi ile Demokratik Toplum İnşası" karar tasarıları üzerine tek tek tartışmalar yürütülerek karara bağlandı. Yoğun tartışmaların yaşandığı kongrede, karar tasarılarının tamamı oybirliğiyle kabul edildi. Kongrede en yoğun tartışılan ve kamuoyunda merakla beklenen ve PKK'nin feshini öngören "PKK’nin Örgütsel Varlığı ve Silahlı Mücadele Yöntemi" karar tasarısıydı. Yapılan kapsamlı değerlendirme ve tartışmaların ardından "Pratikleşme süreci Önder Apo tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı" kararı alındı.
PKK'nin 12. Olağanüstü Kongresi, "Bijî Serok Apo", "Jin Jiyan Azadî" ve "İnsanlıkta Israr, Sosyalizmde Isrardır" sloganlarıyla son buldu.
Kongre Divanı sonucu paylaştı
İki farklı alanda paralel ve eş zamanlı olarak yapılan kongrenin sonuçları birleştirildikten sonra PKK 12. Kongre Divanı tarafından bir sonuç bildirgesiyle dün paylaşıldı. Havadan karadan saldırıların sürdüğü, alanların üzerindeki kuşatma ve KDP ambargosunun devam ettiği zorlu koşullara rağmen güvenlikli bir şekilde gerçekleştirildiği belirtilen bildirgede, şunlar kaydedildi: "Pratikleşme süreci Önder Apo tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.
PKK direnişinin kısa tarihi
PKK, kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası'ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı. Bu temelde başarıyla yürüttüğü mücadele sonucunda halkımız adına diriliş devrimini gerçekleştirerek bölge halklarının özgürlük umudu ve onurlu yaşam arayışının sembolü haline geldi.
Savaşın aşılamayan tekrarı
Diriliş devrimimizin halkımız açısından büyük gelişmelere yol açtığı 1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti. Önder Apo, bu arayışa 17 Mart 1993 ateşkesiyle cevap vererek yeni bir süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır etkileri, savaş çizgimize dayatılan çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu. Binlerce köy boşaltılıp yakıldı. Milyonlarca Kürt yerinden yurdundan edildi, on binlercesi işkencelerden geçirilerek zindanlara atıldı ve binlercesi ise faili meçhul biçimde katledildi. Buna karşılık Özgürlük Hareketi hem nicel hem nitel olarak büyüdü, gerilla savaşı Kürdistan ve Türkiye’ye yayıldı. Gerillanın yürüttüğü savaşın etkisiyle Kürt halkı serhildanlara kalktı. Böylece her iki taraf açısından savaş temel seçenek haline getirildi. Savaşın karşılıklı olarak tırmandırılmasının yarattığı tekrar aşılamadı. Böylelikle Önder Apo’nun Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözme çabaları sonuçsuz kaldı.
Yeniden Kürt-Türk ilişkileri
Süreç, 15 Şubat 1999 Uluslararası Komplosu ile farklı bir aşamaya taşındı. Bu süreçte komplonun önemli bir hedefi olan Kürt-Türk savaşı, Önder Apo’nun büyük fedakarlıkları ve çabaları sayesinde engellendi. İmralı işkence ve soykırım sisteminde tutulmasına karşın Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözme yönündeki ısrarını sürdürdü. 27 yıldır mutlak tecrit altında tutulan Önder Apo, İmralı soykırım sistemiyle mücadele ederek komployu boşa çıkardı. Uluslararası komployla mücadelede erkek egemenlikli iktidarcı-devletçi sistemi çözümleyerek demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü toplum paradigmasını geliştirdi. Böylelikle halkımız, kadınlar ve ezilen insanlık için alternatif özgürlük sistemini somutlaştırdı.
Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması'nın ve 1924 Anayasası'nın öncesini referans alarak, 'Ortak Vatan' ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu 'Demokratik Türkiye Cumhuriyeti' perspektifini ve 'Demokratik Ulus' anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak 'Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık' temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
Demokratik mücadele dönemi
52 yıldır Önderlik ve PKK yürüyüşüne büyük bedeller pahasına katılarak, inkâr ve imha siyasetine, soykırım ve asimilasyon politikalarına karşı direnen onurlu halkımız, barış ve demokratik toplum sürecini daha bilinçli ve örgütlü biçimde sahiplenecektir. PKK’yi feshetme ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararını, halkımızın herkesten daha iyi anlayacağına, demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadele döneminin görevlerine sahip çıkacağına inancımız tamdır. Halkımızın kadınlar ve gençler öncülüğünde, yaşamın her alanında öz örgütlerini oluşturması, dilleri, kimlikleri ve kültürleriyle kendine yeterli olma temelinde örgütlenmesi, saldırılar karşısında kendini savunur hale gelmesi ve seferberlik ruhuyla komünal demokratik toplumu inşa etmesi hayati önemdedir. Bu temelde Kürt siyasi partilerinin, demokratik örgütlerinin, kanaat önderlerinin Kürt demokrasisini geliştirme ve Kürt demokratik uluslaşmasını sağlama yönündeki sorumluluklarını yerine getireceklerine inanıyoruz.
Mücadele ve direniş ile geçen özgürlük tarihimizin mirası PKK 12. Kongresi kararlarıyla birlikte demokratik siyaset yöntemiyle daha güçlü gelişecek, halklarımızın geleceği özgürlük ve eşitlik temelinde gelişme gösterecektir. Yoksul ve emekçi halklarımız, tüm inanç grupları, kadınlar ve gençler, işçiler, köylüler ve iktidar dışında kalmış tüm kesimler barış ve demokratik toplum sürecinde haklarını savunarak demokratik adil bir ortamda ortak yaşamı geliştireceklerdir.
Barış ve çözüme güçlü zemin sunuyor
Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması, Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere Meclis'te temsili bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını, demokratik basın kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, işçi-emekçi sendikalarını, kadın-gençlik örgütlerini, ekolojist hareketleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz.
Enternasyonal dayanışma
Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir.
'Barış ve Demokratik Toplum' süreci ve sosyalizm mücadelesinde yeni bir aşamayı temsil eden Demokratik Toplum Sosyalizmi ile küresel demokrasi hareketi gelişerek adil ve eşit bir dünya oluşacaktır. Bu temelde başta Küresel Özgürlük Hamlesi'ne öncülük yapan dostlarımız olmak üzere demokratik kamuoyunu demokratik modernite kuramı çerçevesinde enternasyonal dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Uluslararası güçleri halkımıza yönelik yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet ediyoruz.
Kaytan ve Altun'a atfedildi
Önderliğimizin çağrısıyla topladığımız PKK 12. Kongremiz 3 Temmuz 2018'de şehit olan Partimizin önder kadrolarından Ali Haydar Kaytan (Fuat) ve ve 25 Eylül 2019'da şehit düşen Rıza Altun yoldaşların şehadetini ilan etmiştir. Bu temelde PKK’nin kurucu önder kadrolarından Ali Haydar Kaytan'ı ‘Önderliğe Bağlılık, Hakikat ve Kutsal Yaşam’; Önder Apo’nun ilk yol arkadaşlarından olan Rıza Altun'u ise ‘Özgürlük Yoldaşlığı’ sembolü olarak kabul etmiştir. Tarihi 12. Parti Kongremizi, Özgürlük Hareketimizin başından itibaren yer alarak bugüne kadar aralıksız mücadeleleriyle bizlere öncülük eden bu iki büyük şehit yoldaşa atfediyor, onlar şahsında tüm mücadele şehitlerimize başarı sözümüzü yineliyor, Barış ve Demokrasi Şehidi Sırrı Süreyya Önder'in hayallerini gerçekleştirme iddiamızı belirtiyoruz.” BEHDÎNAN
* * *
47 yılda 12 kongre
Amed'in Licê ilçesine bağlı Fîs köyünde gerçekleştirdiği kuruluş kongresiyle 47 yıl önce kurulan PKK, 12. Olağanüstü Kongresi'nin yaparak bir asrı aşan dönemini sonlandırdı.
Kongreleri ve temel hususları şöyle:
* Amed’in Lice ilçesine bağlı Fîs köyünde 26-27 Kasım 1978'deki kongrede PKK'nin kuruluşu ilan edildi. 22 kişinin katıldığı kongrede partinin programı, tüzüğü ve manifestosu kabul edildi. Abdullah Öcalan, PKK Genel Sekreteri seçildi.
* PKK 2. Kongresi, 20-25 Ağustos 1982'de Filistin Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin Suriye-Ürdün sınırındaki bir kampında 65 delegenin katılımıyla gerçekleşti. Kongrede "ülkeye dönerek gerilla mücadelesini başlatma" kararı alındı.
* PKK 3. Kongresi, 25-30 Ekim 1986'da Lübnan'daki Helvê kampında yapıldı. 15 Ağustos 1984 Atılımı'nın ardından yapılan kongrede ordulaşma kararına gidilerek, Artêşa Rizgariya Gelê Kurdistan (ARGK) ilan edildi.
* PKK 4. Kongresi, 26-31 Aralık 1990'da Heftanîn'de yapıldı. "Gerilla kongresi" olarak tanımlandı. Reel sosyalizmin çözülüşü ve Körfez savaşının yaşandığı dönemlere denk gelen kongreden sonra Kuzey Kürdistan'da savaş zirve yaptı.
* PKK 5. Kongresi, 8-27 Ocak 1995'te Heftanîn'de yapıldı. Genel Sekreterliğin yerine Genel Başkanlık sistemine geçildi, parti bayrağının yanı sıra ideolojik ve örgütsel yapıda değişikliklere gidildi.
* PKK 6. Kongresi, 12 Ocak-18 Şubat 1999'da Xinêrê'de yapıldı. Uluslararası Komplo'ya denk geldi.
* PKK 7. Olağanüstü Kongresi, 2-23 Ocak 2000'de Qendîl'de yapıldı. 197 delegenin katılımıyla paradigma değişikliğinin ilk adımları atılmaya başlandı.
* PKK 8. Kongresi, 285 delegenin katılımıyla 4-10 Nisan'da 2002'de Qendîl'de yapıldı. Kongre, parti içi sorunların ve tasfiyeci eğilimlerin gölgesinde geçti.
* PKK 9. Kongresi 205 delegenin katılımıyla 28 Mart-4 Nisan 2003'te Xinêrê'de yapıldı. Kongrede ciddi bir örgütsel toparlanma yaşansa da paradigmayı derinlikli özümseme ve hayata geçirme hususlarında istenilen düzey yakalanamadı.
* PKK 10. Kongresi, 21-30 Ağustos 2008'de Qendîl'de yapıldı. Kongrede yeni paradigmada derinleşme esası üzerine geçti.
* PKK 11. Kongresi, 5-13 Eylül 2023'te 125 delegenin katılımıyla Xinêrê'de DAİŞ saldırılarının Kürdistan'ın her tarafına sıçradığı bir süreçte yapıldı. Kongre, Türkiye'de Kürt sorununa demokratik çözüm için, ateşkes ilanı, gerillanın Kuzey Kürdistan'dan çekilmesi gibi birçok adımın atıldığı bir kongre oldu.
* PKK 12. Olağanüstü Kongresi de 10 yıldır devam eden şiddetli bir savaşın ardından, Kürt Halk Önderi'nin çağrısı ardından ardından gerçekleşti.