Yeniden muhalefet!

Cafer TAR yazdı —

  • Muhalefet kendi gündemlerine yabancılaşma süreci yaşıyor. Halbuki aksi olmalı ve bir an önce kendi taleplerini yeniden güncellemeli ve en geniş kitlelere ulaştırmanın yollarını bulmaya çalışmalılar.

Ülkede son yüzyılın en kötü koşullarının yaşandığı, toplumun önemli bir kesimimin gelecekten umudunu kestiği bir dönemde muhalefet cephesi moral üstünlüğü iktidara kaptırmak üzere. Halbuki, neredeyse elini attığı her işi berbat eden, üretmek yerine ülkenin bütün değerlerini uluslararası çevrelere yok pahasına satarak ekonomik çöküşü durdurmaya çalışan bir iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız.

İnsanlar geleceklerine dair muazzam bir karamsarlık yaşıyorlar. Toplumun önemli bir çoğunluğu büyük yıkımın henüz yaşanmadığını, asıl yıkımın yerel seçimlerden sonra yaşanacağını biliyor olmasına rağmen, tamamen tepkisiz, kaderine razı olmuş bir halde sadece bekliyor.

Eskiden insanlar “yarın bugünden daha iyi olacak!” metaforu üzerinden şahsi ve toplumsal geleceklerine dair bir umudu ortaya koyarlardı. Fakat şimdi tam tersine neredeyse herkes Türkiye’de “yarının bugünden daha kötü olacağını” biliyor ve herkes buna razı olmuş bir biçimde olacakları hiçbir tepki vermeden sadece izliyor.

Türkiye’de Erdoğan liderliğindeki oligarşi muhalefeti adeta parlamentoya hapsetmek; topluma parlamento ve parti siyaseti dışındaki bütün alanları kapatmak istiyor. Çünkü kendisinin en etkili olduğu alan parlamento ve bir tür rant dağıtım sürecine dönüşmüş parti siyasetidir.

Bu noktada Türkiye ve Kurdistan’da siyaset kendini sadece yukarda ifade ettiğimiz iki alanla sınırlandırmamalıdır; bu iktidarın topluma dayattığı tuzağa düşmek olur.

Demokratik hakların her geçen gün daha fazla kısıtlandığı, gerçekten muhalefet yapmanın bedelinin olduğu bir toplumda siyaset yapmanın kolay olduğunu kimse söyleyemez; ancak hem bütün dünyada hem de ülkemizde faşizme karşı sadece direnenler kazandılar.

Ayrım yapmadan söylüyorum; muhalefet kendi gündemlerine yabancılaşma süreci yaşıyor. Halbuki aksi olmalı ve bir an önce kendi taleplerini yeniden güncellemeli ve en geniş kitlelere ulaştırmanın yollarını bulmaya çalışmalılar.

Kürt sorunu eskisinden çok daha fazla kendini hem Türkiye’de hem de bütün Ortadoğu’da çözüm noktasında dayatıyor, bu noktada muhalefetin iktidara yapacağı baskının temel gündemlerinden bir tanesinin Kürt sorununda demokratik çözümün sürekli gündemde tutulması olmalıdır.

Ayrıca; yolsuzluk, yoksulluk gibi toplumu muazzam mağdur eden konuların da sürekli gündemde tutulması lazım; bütün bunlar muhalefetin iktidarı dengelemek ve bir süre sonra toplumu iktidar değişimine ikna etmek için dayanacağı temel parametreler olacaktır.

Mevcut iktidarın en önemli becerilerinden bir tanesi her defasında toplumu manipüle edecek yeni mağduriyetler oluşturabilmesi, her defasında kendi hikayesine akla aykırı eklemeler yapması olmuştur. Dolayısıyla bu noktada iktidarı boşa çıkarmak önemli olmaktadır; bu ise toplumun gerçek sorunlarını ısrarla gündemde tutarak olur.

Bugüne kadar muhalefet sürekli kendi tabanını esas alan bir çalışma yürüttü; halbuki politik çalışmanın hedefi en geniş kitleler olmalıydı. Bu eksiklik her defasında hem oy kaybı hem de seçim güvenliği olarak karşımıza çıkıyor.

Bu kadar iddialı olduğu bir seçimde bile yirmi bin sandığı iktidarın insafına bırakan bir muhalefetin seçim kazanamaması çok da sürpriz olmamalı. Sürekli aynı toplumsal çevrelere giderek bu ülkede seçim kazanılamayacağını bir kez daha görmüş olduk. Halbuki sürekli artarak devam eden yoksullaşma, yolsuzluk, hak kayıpları bütün toplumun en temel gündemi olmaya devam ediyor.

Bu noktada başta “Yeşil Sol Parti” olmak üzere devrimci muhalefet daha görünür hale gelmeli ve toplumun temel sorunlarını sürekli gündemde tutarak en geniş halka ulaşmanın yollarını bulmaya çalışmalıdır. Sanal medya, televizyon, gazete, bunların hepsi önemli olmakla birlikte; miting, toplantı, gösteri gibi doğrudan teması içeren eylemler hala çok önemli olmaya devam ediyor.

Ayrıca mücadele sadece günlük kazanımlar için değil; uzun vadede kalıcı bir toplumsal dönüşüme de olanak sağlamalıdır. Yürüttüğümüz mücadele somut kazanımları esas almalı, onların takipçisi olmalı, toplumun gerçek gündemlerini öne çıkarmalı ve hepsinden önemlisi kimseyi geride bırakmamak için çaba sarf etmelidir.

Ne olursa olsun faşizm kaybedecek; halklar kazanacak!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.