Yıkımın gölgesinde bir yönetmen

Kadın Haberleri —

İntîsar Hezîm

İntîsar Hezîm

  • Alevi kimliği ve kadın olmanın zorluklarıyla mücadele eden yönetmen İntîsar Hezîm, HTŞ’nin baskılarına karşı Rojava’ya geçerek burada Rojava Film Komünü’nde sanatsal yolculuğuna başladı.

Alevilere yönelik saldırıların yoğunlaştığı Suriye'de, sinemacı İntîsar Hezîm ve ailesi, kimliklerinin ihlal edilmediği, daha güvenli bir bölgeye taşınmak zorunda kaldı. 1974 doğumlu İntîsar Hezîm, geçici yönetimin etkisizliği ve cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) katliamları nedeniyle hem kadın kimliği hem de Alevi inancı açısından korunabileceği bir yaşam arayışına yöneldi. Sinema yolculuğunu Kuzey ve Doğu Suriye’de Rojava Film Komünü ile sürdüren İntîsar Hezîm, HTŞ’nin yaşamı ve sanatı hedef aldığı bir dönemde, sinemayı direnmenin ve ifade özgürlüğünün bir aracı olarak kullanıyor. Film yapımcısı, yönetmen, senarist ve senaryo eğitmeni İntîsar Hezîm, sanat yolculuğunu Nujinha’ya anlattı.

Denklemi kurmak zor

İntîsar Hezîm, sinema yolculuğuna kısa öyküler yazarak başladı ve zamanla senaryo yazarlığına, ardından yönetmenliğe geçiş yaptı. İlk filmi “Kapalı Pencereler” ile sinema dünyasında tanınan İntîsar Hezîm, “Suyun Tadı” ile de başarısını perçinledi. Tüm başarılara rağmen Ortadoğu’da kadın yönetmen olmanın zorluklarını vurgulayan İntîsar Hezîm, "Ortadoğu'da bu denklemi başarmak çok güç. Ne kadar çalışsam da işime dar bir perspektiften bakılıyor, küçük ve önemsiz görülüyordu. Bir kadın olarak varlığımı kanıtlamak kolay olmadı" dedi. Suriye’de bağımsız sinemanın yokluğuna dikkat çeken İntîsar Hezîm, kadınların sektörde aktif rol almasının önündeki engelleri de gözler önüne seriyor.

 

 

HTŞ kadın ve sanat düşmanı

Suriye’deki mevcut koşullara dikkat çeken İntîsar Hezîm, HTŞ’nin sanat mekanlarını kapatması ve kültürel faaliyetleri yasaklamasıyla sanatın kuşatma altında olduğunu belirterek ekledi: “Son birkaç ayda sadece sinema değil, kültürel fikirler ve her türlü sanat yasaklandı ve kapatıldı. Sanat kuşatma altında. Suriye’yi inşa etmek istedikleri fikirler cihatçı fikirler. Sanatın ve kadınların var olmasına izin vermiyorlar. Kadınlar, Suriye’nin içinde bulunduğu koşullarda anne bile olamıyor; bırakın öğretmen veya avukat olmayı” şeklinde anlattı.  İntîsar Hezîm, Alevi kimliğine yönelik saldırılar ve HTŞ’nin işlediği suçlar nedeniyle  ailesiyle Humus’tan ayrılıp Rojava’ya sığındı.

Rojava Film Komünü ile buluşma

İntîsar Hezîm, Alevi kimliğine yönelik saldırılar ve HTŞ’nin işlediği suçlar nedeniyle  ailesiyle Humus’tan ayrılıp Rojava’ya sığındı.Kuzey ve Doğu Suriye’de Rojava Film Komünü’ne katılan İntîsar Hezîm, burada komünalite ve kolektiflik üzerine kurulu bir sistemle karşılaştığını şu sözlerle anlattı: “ Gerçek sinemaya ulaşmak için burada net bir hedef var. Bu, Suriye içinde ihtiyaç duyduğumuz bir hedefti. Komünün ortaya koyduğu eserlerde komünalite ruhunu hissedebilirsiniz. İnsanı sinemanın hakikatine yaklaştıran bir düşünce berraklığı var.”

 

 

Tek yol direniş!

Alevi kadınların yaşadığı katliamlara değinen İntîsar Hezîm, "Çok kötü şeyler yaşadık, evlerimize en iğrenç şekilde saldırıldı, evlerimiz soyuldu ve yağmalandı. Aşağılayıcı sözlere maruz kaldık. Arkadaşlarımın kızları kaçırıldı ve bu en zor durumlardan biriydi. HTŞ'nin işlediği birçok suç var. Birkaç gün öncede gelip Humus'ta komşumuzun kızını evinde katlettiler ve gittiler. Kaçırılan kadınların ailelerine dönmelerini umuyoruz” diyen İntîsar Hezîm, bundan sonra önlerindeki tek yolun direniş olduğunun altını çizdi. İntîsar Hezîm sözlerini şöyle tamamladı: “Sinemayla uğraştığım sürece canlıyım. Bu yüzden sinema çalışmalarımı nerede ve hangi koşullarda yapacağım önemli değil; önemli olan bunların yerel ya da uluslararası düzeyde olmasıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

Aldığı ödüller

Intîsar Hezîm; “Kapalı Pencereler” filmiyle En İyi Yönetmen Ödülü, “Suyun Tadı” filmiyle En İyi Senaryo Ödülü, “Benim Adım Bir Hikaye” filmiyle Güncel Gerçeklik Senaryosu Altın Ödülü, “Çocuklar Kuşlar Gibi Uçar” senaryosuyla Altın Ödül, “Olmalıydı” Senaryo Ödülü ve “Elya” Uzun Metraj Filmi ile Senaryo Ödülü gibi ödüller kazandı. QAMISLO

 

* * *

Fas’ta kadın filmleri festivali

 

 

Fas’ın Salé kentinde düzenlenen 18. Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, sinema gösterimleri, paneller ve kadınların sinema ile medya alanındaki rolünü güçlendiren özel törenlerle başladı. Festival, 22 Eylül Pazartesi günü start aldı ve 27 Eylül’e kadar sürecek. Nujinha’ın haberine göre, açılış töreninde, Faslı oyuncular Souad Ennajjar ve Farah El Fassi, gazeteci Sabah Bendouad, ile Mısırlı oyuncu Hanan Motawie’ye ödülleri takdim edildi. Faslı oyuncu Farah El Fassi, ödülün yalnızca kendisine değil, hayallerine inanan ve sanat yoluyla özgürlük mücadelesi veren tüm kadınlara ithaf ettiğini açıkladı. Farah El Fassi, sinemanın sadece görüntüler değil, “ruhların aynası ve sesi olmayanların sesi” olduğunu belirterek, kadının yaratıcılığının dünyayı değiştirme gücüne vurgu yaptı.

Zengin içerikle dikkat çekiyor 
Festivalde Fas, Fransa, İspanya, Almanya, Çin, Çekya, Norveç, Avusturya, Brezilya ve Senegal’den on uzun metrajlı film yer alıyor. Festival kapsamında “Sinema ve Sansür”, “Salé’li Kadınların Kültür ve Miras Üzerindeki İzleri” gibi başlıklarla paneller düzenleniyor. Ayrıca yönetmenler Khawla Asbab Benomar ve Raouf Sabahi arasında söyleşi yapılacak; hayatını kaybeden Faslı sanatçı Mohamed Choubi için de bir anma oturumu gerçekleştirilecek. Öte yandan, Hassan II Üniversitesi öğretim üyesi Najate Nersi, festivalde “Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları: Temel Kavramlar” adlı kitabını tanıtacak. Çalışma, kadın ve toplumsal cinsiyet alanındaki terminoloji boşluğunu doldurmayı ve kavramların akademik çerçevede netleştirilmesini hedefliyor. SALÉ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.