YJWK’den KADIN ordulaşmasına

Haberleri —

ELİF RONAHİ *   Her bahar yeni bir yaşamın başlangıcı ise PKK’nin her yılı da özgür yaşamın bir başlangıcıdır. PKK tarihi ile iç içe şekillenen bir kadın özgürlük tarihimiz vardır. Nasıl ki, Önderlik eksenli bir PKK hareketi gelişmişse, Kürt kadınının örgütlenmesi ve mücadelesi de Önderlik eksenli gelişmiştir. Önderlik çıkışıyla kadının da kendini yeniden inşa süreci de başlamıştır. Önderlik, PKK’nin ilk yıllarından itibaren kadın sorununu toplumsal, felsefik, siyasi, kültürel bir sorun olarak ele almıştır. Önderliğimizin ‘Kürdistan sömürgedir’ diyerek tarihsel toplumsal bir mücadeleyi başlatma kararı, Kürdistan kadınında yeniden doğuş kararı niteliğindedir. PKK’nin daha grup aşamasındayken bile kadının bu mücadeleye katılımına kendini açık tutması, ilk grupta kadının yer almasını esas alması kadın özgürlük mücadelemizin örgütlenmesi ve gelişimi açısından önemli bir avantaj oluşturmuştur. Dünyada hiçbir devrim önderi, Önder Apo kadar kadın sorunuyla ilgilenmemiş, devrimin temel sorunu olarak görmemiş, çözümler geliştirmemiştir. Özellikle Ortadoğu’da ve Kürdistan’da kadına dayatılan milliyetçilik, devletçilik, dincilik ve cinsiyetçilik kadına nefes aldırtmama düzeyine vardırılmıştır. Kürdistan ve Ortadoğu toplumsal gerçeğinde kadın derin bir köleliğe mahkum edilmiştir. PKK’nin kuruluşundan itibaren kadının mücadelenin her aşamasında ve her alanında yer alması, beş bin yıllık erkek egemen ideolojisinde ve yarattığı sosyal yapılanmada büyük bir gedik açmayı, alt üst oluşu ifade ediyor. Kürdistan gibi aşiret, aile bağlarının, geleneklerinin hakim olduğu, kadının evle sınırlandırıldığı bir toplumsal yapılanmadaki kadının PKK gibi siyasi, askeri mücadeleyi iç içe yürütmeyi esas alan, verili sistemden radikal kopuşu geliştiren bir oluşuma katılması elbette kadınlar açısından da, Kürt toplumu açısından da kolay olmamıştır. 1970’li yıllardaki koşullar açısından ne devletin oluşturduğu ve öngördüğü kadın ne de Kürdistan’daki toplumsal doku ve aile gerçekliği bu düzeydeki radikal bir kadın çıkışına el veriyordu. PKK’nin kadına verdiği değer, PKK’lilerin kadın-erkek arasında esas aldığı yaşam ve ilişkilerdeki tutarlılık, ahlaki ölçüler kadının PKK’ye katılımında önemli bir etken olmuştur. Bu, Ortadoğu gerçekliğinde çok radikal ve tarihsel bir adımdır. Kürt kadını ilk kez sistemin, ailenin ve erkeğin öngördüğü bir yaşamı değil, kendine ait özgür geleceğinin mücadele kararını veriyordu. Bu da yeni bir yaşam felsefesinin, yeni bir toplumsallığın ve yeni özgür, eşit ortak bir yaşam kültürünün temelini oluşturuyordu. Elbette mücadelemizde cins çelişkisi ve kadının kurtuluş probleminin tanımlı ve mücadele perspektifli hale gelmesi önemli bir zaman dilimini aldı. PKK’de ilk özgün örgütleme sürecimiz 1987’de YJWK adıyla Avrupa’da başladı. Bu yılın 8 Mart’ında Önderliğimiz ilk kapsamlı kadın çözümlemesini ‘’köle kadınla devrim yapılmaz’’ başlığı altında yapmıştır. Bu yıllarda ve daha sonraki yıllarda geliştirdiği çözümlemelerle, kadın özgürlük problemine köklü çözümler geliştirerek kapsam ve derinlik kazandırdı.   Erkeği özgürlüğe çekmek Geçmişte bazı kadın hareketleri ve şahsiyetler Önderliğimizin kadın özgürlüğüne ilişkin gerçekleştirdiği paradigmayı, ideolojik açılımı bilmiyorlardı. Ancak hareketimizi tanındıkça önemli oranda bu bakış açısında da değişimler oldu. Gelişen devrim hareketlerinin önderleri kadın için beş bin yıllık erkek egemenlikli sistemi karşılarına almadılar, ciddi sorgulamadılar. Kadın özgürlüğünü veya kadın-erkek eşitlik sorununu genel olarak devrim sonrasında ele alınması gereken bir konu veya sorun olarak değerlendirdiler. Önderliğimiz, PKK’nin ilk aşamasından itibaren kadının fiziki özgürleşmesinden tutalım, ruhsal şekillenmesine kadar düşünsel gücünü ve örgütlü iradesini açığa çıkarmak için eğitmeyi; bu eğitimlerle kadına öz bilinç, öz güç ve öz örgütlülük kazandırmayı amaçladı. Bunun için kadına güvendi, güç verdi, kadının kendini tanıması, eğitmesi, örgütlenmesi ve iradeleşmesi için büyük bir emek sarf etti. Kadında ret ve kabul ölçülerini, cins bilincini, cins sevgisini, birliğini geliştirdi. Erkeği özgür yaşam ölçülerine çekmek için kadına büyük bir bilinç kazandırdı. Egemenlikli sistem ve zihniyet olarak tanımladığımız erkekliği öldürmeyi sosyalizmin birinci ilkesi olarak belirledi. Erkekleri de bu zihniyet karşısında kendisini sorgulama, değiştirme, özgürleştirme arayışına yöneltti. Kadın özgürleştikçe erkeğin birey olarak özgürleşme sürecine, çabasına gireceği perspektifiyle kadın hareketimizi erkeği değiştirip-dönüştürme göreviyle sorumlu kıldı. Sistemden köklü kopuş ve özgür eş yaşamın (kadının ve erkeğin özgürlüğüne dayalı) ideolojik, felsefik, toplumsal, kültürel, ekonomik, savunma bilinci temelinde gelişiminin ideolojik, sosyolojik, psikolojik yönlerini çözümledi. PKK içinde ve giderek Kürdistan toplumsal yaşamı içerisinde özgür eşyaşamın kültürel bilincini, toplumsal şekillenişini ilmek ilmek geliştirdi. PKK içerisinde toplumsal, siyasi, askeri tüm örgütlenme ve mücadele alanlarında kadınların öncü düzeyde rol almasını beraberinde getirdi. Demokratik siyaset alanından, yerel yönetimlere, serhildanlardan öz savunma örgütlenmelerine yaşamın her alanında Kürt kadınları, anaları mücadelenin en dinamik, radikal ve örgütlü gücü düzeyine ulaştı. Bu gelişmeler Kürt toplumunun kültürel, sosyal dokusunda, ilişki ve yaşam biçiminde devrim düzeyinde değişimleri, demokratik toplum sisteminin inşasının pratikleşmesini beraberinde getirdi. Kürtlerin bugün Ortadoğu demokratik devriminin öncü gücü olarak tanımlanması Kürt kadınlarının bu gelişiminin yarattığı toplumsal dönüşümle bağlantılıdır. Önderliğimiz kendinde klasik erkekliği, egemenlik zihniyetini öldürerek, büyük bir değişim dönüşümü yaşamıştır. Kadınla özgürlük esaslarına dayanarak yoldaşlık yapmıştır. Kadın özgürlüğü mücadelesinin gelişimini adım adım tarihsel çıkışlarla gerçekleştirmeyi esas almış, kadının kendi örgütlü mücadelesini öz gücüne dayanarak büyütmesi için her zaman perspektif ve destekleri ile ön açıcı olmuştur. Bu gelişimi 1993 yılından itibaren kadın ordulaşmasını, 1999 yılında kadın partileşmesini, 2005’ten itibaren kadın konfederalizm sistemini dönemsel hamleler olarak geliştirmiştir. Bu tarihi hamlesel süreçlerin öncülerini, kadrolarını hazırlamak için yüzlerce kadın yoldaşı eğitmiş, ilgilenmiş, mücadelede öncülük yapmasını sağlamıştır. Kadın özgürlük mücadelesi konusunda Önder Apo’nun bu anlamda eşsiz bir emeği, inancı ve güveni söz konusudur. Bundan dolayıdır ki, yüzlerce kadın kendini Önderliğin etrafında ateş çemberi yaptılar. Kadın kendi özgür yaşamını Önderlikte gördüğü için bu kadar derin bir bağlılık vardır.

  Kadınla yoldaşlık Önderliğimiz kadındaki özgürlük arayışını, tutkusunu, öz gücünü açığa çıkardıkça, bilinç kazandıkça kat ettiği gelişmeyi, toplumsal dönüşümdeki dinamik etki gücünü gördüğü için kadının daha örgütlü, etkili katılımını, mücadelesini önemsedi. Her türlü imkanı kadınlar olarak bizlere sundu. Bu gelişme temelinde kadın kurtuluş veya özgürlük ideolojisini geliştirerek kapitalist moderniteye karşı kadının özüne dayalı demokratik moderniteyi geliştirdi. Ataerkil zihniyetin kadının tarihini yok sayması, yaşamın her alanını erkek zihniyeti ile tanımlanması karşısında jineolojiyi (kadın bilimi) gündemleştirerek demokratik devrimimizin tarihi bir parçası olarak ele almıştır. Bugün jineolojiyi birçok kadın hareketi, akademisyen gündemine almış durumdadır. Jineoloji, dünyada yaşayan tüm kadınların özgürlük sorunlarını çözecek niteliğe sahiptir. Önderliğimiz kadın özgürlüğü için yüz yıllara yetecek paradigmasal çözümler geliştirmesine, kadın mücadelesinin gelişmesinde eşsiz emek sahibi olmasına rağmen, kendisini kadın önderi olarak tanımlamamıştır. Kendisini, kadının özgürlük mücadelesinin taraftarı, kadınların yoldaşı ve emek vereni olarak tanımlamıştır. Hep kadının kendi önderlerinin oluşması için mücadele etmiştir. Bu da Saraların, Zilanların şahsında ortaya çıkmıştır. Roma’da Önderlikle röportaj yapan bir kadın gazeteci röportaj sonrası şunu söylemiştir; bir erkeğin kadına dair bu kadar felsefik, sosyolojik, ideolojik tespit ve tahliller yapmasına inanamıyorum ve kendim dinlemeseydim asla inanmazdım. Bu sözler Önderliğimizin kadınla yoldaşlığı, kadın özgürlük mücadelesine verdiği destek açısından en çarpıcı somut tanımlamayı ifade etmektedir.   Kadın devrimi PKK’nin 40 yıllık mücadele tarihi incelendiğinde görülecektir ki, toplumsal, tarihsel sorunların çözümünde, özgürlük sorunu ve çözümünde kadın öznedir. Temel fark da budur. Tarihte kadının geliştirdiği mücadeleler şüphesiz dayandığımız mirastır. Bundan kopuk hiçbir kadın mücadelesi ele alınamaz. Ancak genel olarak 20. yüzyılda gelişen kadın özgürlük mücadeleleri hep devrim sonrasına ertelenmiştir veya bırakılmıştır. PKK’deki temel fark ise halkların, toplumların özgürlük sorununun çözümünü kadın özgürlük sorunun çözümünde görmüştür. Toplumsal devrimin gelişimine paralel olarak kadın devriminin gerçekleştirilmesini temel almıştır. Kürt Kadın Hareketi, reel sosyalizmin ve liberal kapitalizmin yaratmak istediği kadın modelinin eleştirisini çok güçlü yapmıştır. Buna alternatif olarak da demokratik, ekolojik, kadın özgürlüğüne dayalı demokratik özgür toplumu, yaşamın ve mücadelenin her alanında kadın-erkek eşitliğini, kadın özgürlük ideolojisi, sistemi ve kurumlaşmalarını geliştirmiştir. Ataerkil zihniyetin yarattığı köle kadın ve erkek gerçekliğini radikal bir sorgulamaya tabi tutmuştur. Kürt kadınları olarak öz savunma temelinde kadın ordulaşmasını, her alanda mücadele edebilmek için kadın partileşmesini ve özgür, demokratik, ortak yeni bir toplumsal yaşamı inşa etmek için kadın konfederal sistemini geliştirmeyi esas aldık. Günümüzde Kürt kadınının bu gelişim düzeyi başta Ortadoğulu kadınlar olmak üzere, birçok kadın hareketinin ilham kaynağı olmuştur. Geçmişte ve günümüzde gelişen kadın hareketlerinin kendisini süreklileştirememesi veya kapitalist modernite sisteminin yaratmak istediği kadına alternatif bir mücadelenin yeterince geliştirilememesinin nedeni egemenlikli sistemin sınırlarının tam olarak aşılamamasıdır. Birçok akademisyenin geliştirdiği kavram ve kuramlar çok güçlü olmasına rağmen, teorik düzeyi aşamamıştır. Kadın özgürlük mücadelelerinde zayıf karşılık bulmuştur. Öncelikle iktidarcı, hegemonik erkek zihniyetinin yarattığı ideoloji ve sistemin dışına çıkmak, alternatif bir kadın bakış açısına, yaşam anlayışına ve tarzına sahip olmayı gerektiriyor. Sistem sınırlarında değil, sistem dışında çözümler üretmeyi zorunlu kılıyor. Kadının ihtiyacı olan örgütlenmeleri geliştirmek, sürekliliğini sağlamak gerekiyor. Son yıllarda birçok kadın hareketinin, kadın akademisyenlerin ortak mücadele zeminlerini oluşturma arayışları gelişmektedir. Bu konuda Kürt kadın hareketimizin 30 yıllık örgütlü mücadele tarihi önemli bir vizyon oluşturmaktadır. Aynı zamanda ortak örgütlenmelerin ve ortak mücadelenin gelişmesi için yerel ve evrensel çapta güçlü bir perspektife sahiptir. Bunun önemli adımlarını da atmış durumdayız.   En radikal özgürlük eylemi Kadın ordulaşması salt askeri bir ordulaşma değildir, askeri yöndeki ordulaşma kadının savunma çeperini oluşturmaktadır. Kürt kadınının da kendi halkı gibi varlık sorunu vardır. Kendi varlığını koruyamayan kadın özgürlük mücadelesini de geliştiremez. Bu nedenle kimliğini, varlığını korumak ve özgür olmak isteyen her kadın kendi öz savunmasını geliştirmek durumunda. Bu yönüyle Kürt kadınları olarak geliştirdiğimiz kadın ordulaşması en radikal özgürlük eylemimizdir. Militarizme dayanan asker, ordu ve şiddet üçlemesinin insanlık ve özelde kadınlar açısından ne denli yıkım, acı, kan ve göz yaşı yarattığını DAİŞ vahşetinde gördük. Bu tür paramiliter güçler kadar, tahakküm, işgal ve zora dayalı orduların da kadınlar ve halklar üzerinde geliştirdikleri zulüm, baskı ve tahakkümün en ağır sonuçlarını Kürdistan ve Ortadoğu ulus devletler tarihinde yaşadık, yaşıyoruz. Öz savunma örgütlülüğü ve gücü olduğunda kendi varlığını, insanlığın varlığını korumanın nasıl mümkün olduğunu DAİŞ saldırıları karşısında Şengal’deki Ezidi kadınların, halkının kurtarılmasında, yine Rojava ve Kuzey Suriye’de çok yakıcı gördük. Kürt kadının öz savunma gücü olmasaydı Şengal’deki fermanla birlikte Êzîdî kadınlarının köle pazarlarında satılması gibi, bugün de Ortadoğu’da kadınların köle pazarlarında satılması devam edecekti. Bunu büyük oranda engelleyen YPJ, YJŞ, YJA STAR öncülüğündeki Kürt kadınlarının savunma gücü olmuştur. Kadınların ve halkların savunma gücü olarak kendisini her geçen gün daha da büyüten YPJ, YJŞ, YJA STAR artık sadece Kürt kadınlarının değil; Arap, Asuri, Süryani, Türkmen, Fars gibi Ortadoğu halklarından ve dünyanın değişik halklarından kadınların katılımıyla bölgesel ve evrensel bir savunma gücü oluşumuna kendisini evriltmeyi başlamıştır. Devletlerin yenemediği DAİŞ gibi bir insanlık ve kadın düşmanı paramiliter gücü Kürt kadınları direnişleri ile yenilgiye uğratmışlardır. Bu örgütlülük ve öz savunma anlayışını demokratik siyaset alanında, toplumsal örgütlenmede, yani yaşamın her alanında geliştirmeyi esas alıyoruz. Öz savunmanın en önemli adımı bilinçlenme, örgütlenme, mücadele araçlarını ve mekanlarını çoğaltma, eylemlerini zenginleştirme, radikalleştirmedir. Diğer önemli adımı ise birliği, dayanışmayı, ortak örgütlenmeyi ve harekete geçmeyi başarmadır. Kadın birliği, örgütlülüğü ve mücadelesi özgür geleceğimizin garantisidir.   * KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi  
  İlk örgütleme   40 yıllık PKK tarihinde kadın hareketinin ulaştığı düzey önemli ve azımsanmayacak bir düzey yakaladı. İlk örgütlenmesi olan YJWK ile başlayarak, yurtseverlik bilincini, YAJK’la örgütlenmeyi ve cins bilincini sağladı. PAJK’la kadın kurtuluş ideolojisini ve partileşmesini geliştirdi. KJB ve şu anki ismiyle KJK’yle kadının demokratik konfederalizm sistemini geliştirdi. Demokratik bilimsel sosyalizm temelinde kadının özgün bakış açısını oluşturdu. Kadın hareketinin gelişimini ve sürekliliğini sağlayan temel yönü; eril zihniyeti, kapitalist sistemi güçlü sorgulamaya tabi tutup tarihsel, toplumsal, felsefik, sosyolojik çözümler geliştirmesidir. Onun için kadın hareketi hem nicelik hem de nitelik olarak büyümüştür. Derinlikli ideolojik tespitlerle ulus-devleti, milliyetçiliği, dinciliği, cinsiyetçiliği, pozitif bilimciliği çok güçlü çözümlemeye tabi tutmuştur. Sorunların salt teorik boyutta tespiti ve çözümlenmesini ele almamış, çözüm ve mücadele yol-yöntem ve araçlarını da çok boyutlu olarak geliştirmiş, örgütlemiştir. Mücadelenin örgütlerini, sistemini, anlayışını, ilkelerini, öz savunmasını, öngördüğü yeni toplumsal yaşamın felsefesini de oluşturmuştur. Geliştirdiği özgür yaşam projeleriyle hem kendini hem de PKK’de yer alan erkeği, dolayısıyla toplumu büyük dönüşüme uğratarak özgürlük bilincini geliştirmiştir. Bu anlamda toplumdaki kadında ve erkekte de önemli değişim ve gelişmeler yaratmıştır. Kadın demokratik siyasette kendi rengi, kendi bilinci, özgürlük talepleriyle yer almakta ve önemli rol oynamaktadır. Kültür-sanat alanında büyük bir gelişim yaratmaktadır. Ahlaki ve politik toplumu, demokratik ulusun tüm boyutlarını geliştirmede aktif rol üslenmiştir. Gelinen aşamada kadın hareketimiz devasa bir birikime ve tecrübeye sahiptir. Doğru yolda ilerlemektedir. Fakat bunun yetmeyeceğinin farkında ve bilincindeyiz. Yaşam var oldukça özgürlük mücadelesi büyüyerek devam edecektir. Dünya ölçeğinde ortaklaşması ve geliştirilmesi gereken, evrensel düzeye taşırılması gereken önemli bir kadın özgürlük mücadelesi önümüzde durmaktadır.  
  SARA evrenseldi   Sara arkadaş yaşamıyla, direnişiyle, özgürlük bilinciyle kendisini var etmiştir. Onun için ölümü kendi şahsında ölümsüzleştirdi. Bu yönüyle Sara arkadaşın mücadelesini PKK ve Kürt Kadın Özgürlük Hareketiyle sınırlamak eksik ve yetersiz bir yaklaşım olur. Hem kadın bilinci hem mücadele anlayışı evrensel nitelikteydi. Onun için şehadetinde, yüz binlerce kadın Sara arkadaşın mücadelesini kendi mücadelesi olarak sahiplendi. Şehadet günü olan 9 Ocak, kadının mücadele günü olarak ilan edildi. Sara yoldaş, PKK’nin ilk kuruluş kongresinde yer alan iki kadından biridir. Kadın hareketinin gelişiminin temel köşe taşıdır. TC faşizmine karşı sergilediği direniş ve mücadele, dünya kadınlarına mal olmuştur. Birçok kadının direnişinde ilham kaynağı olmuştur. Düşmanını dize getirerek saygı duymasını sağlamıştır. Sara yoldaş kadın hareketinin özüdür, geliştirenidir, öncüsüdür. En son Arjantinli kadınlar Sakine Cansız’ı önderleri olarak ilan ettiler. Arjantinli kadınların da kendi önderleri olarak ilan etmeleri bundandır. Sara yoldaşın izinde ve çizgisinde yaşamak ve kadın özgürlük mücadelesini evrensel kapsama ve boyuta taşımak, bizler açısından tarihsel bir borçtur.  
  Komutanımız Delal   Delal arkadaşı dile getirmek, mücadelemiz içindeki yerini ve rolünü ifade etmek çok zordur. Kadınlar ve halk olarak var olma savaşının cesur komutanı, özgür yaşam çizgisinin yılmayan militanı ve komutanı olarak Delal Amed yoldaş, PKK’nin 40 yıllık mücadele tarihinde onurlu yerini almıştır. Zor dönemlerde en zor ve ağır görevlere talip olmuş bir yoldaştı. Delal arkadaş, sadece kadın hareketinin sorumluluklarını üslenmedi, aynı zamanda PKK yönetim görevlerini de üslendi. Devrimci halk savaşını PKK ve PAJK çizgisinde yürüten bir komutandı. Kadın ordulaşmasını büyütmede, nitelik kazandırmada, kadında özgürlük bilinciyle komutanlaşmayı geliştirmede öncü rol oynadı. Yüzlerce arkadaşı büyük bir sabır ve emekle eğitti. Kadın ordusunun askeri önderi ve komutanı olarak devrimci halk savaşının taktiğini belirlemede ve hayata geçirmede etkili bir rolün sahibi oldu. Tarzıyla, temposuyla, hitabıyla, öngörüsüyle kendi farkını yarattı. Bizler öncü komutanımızın bize bıraktığı mirası büyüterek insanlığa ve kadınlara mal etmek göreviyle yüz yüzeyiz. Delal yoldaşa bağlılık temelinde Delalleri çoğaltmak başta Amedli genç kadınlar olmak üzere tüm gençlerin ve kadınların görevidir. Bir düşer bin geliriz deyimi burada büyük bir anlama sahip olmaktadır. Kuşkusuz Delal yoldaşımızın, cesur komutanımızın yerini doldurmamız mümkün değil. Ancak O’nun duruşunu, komuta tarzını, yoldaşlığını yaşatmak, yeni Delallerin sayısını arttırmakla bıraktığı boşluğu doldurabilir. Anısına bağlılığımızın gereklerini ona layık olma temelinde gerçekleştirebiliriz. 25 yıl gibi çeyrek asırlık bir mücadele tarihine büyük başarılar sığdıran, kadın özgürlük mücadelesine eşsiz bir miras bırakan Delal yoldaşın izinden yürüyecek yüzlerce, binlerce genç olacaktır. Delal yoldaşı yaşatacak ve özgürlük direnişine komutasını sürdürtecek olan da bu gençlerin özgürlük saflarındaki direnişleri, komutanlaşmaları olacaktır.  
  Kadınlara ÇAÐRI   Bugün Kürdistan’da özel savaş politikalarıyla yoğun bir psikolojik savaş yürütülüyor. Her yönüyle kadına bir saldırı var. Yüzyılın en büyük faşizmi dayatılıyorsa, bu Erdoğan’ın içinde bulunduğu çıkmazı ve kaybetmenin yarattığı psikolojiyi ortaya koyuyor. Buna karşı örgütlü olmak, mücadele etmek, sokağa çıkmak gerekiyor. AKP-MHP faşizmi karşısında tüm kadınların birleşmesi, ortak örgütlü mücadelesini yaşamın her alanında zengin eylemlerle süreklileştirmesi hayatidir. Direniş olmadan özgürlük, örgütlülük olmadan mücadele ve özgürlük olmaz gerçeğini görerek tüm kadınların erkek-devlet terörü karşısında ayaklanması, radikal bir mücadele içerisine girmesi gerekiyor. Kadınların özgürlük tutkusu, arayışı büyüktür. Zulme karşı tavrı radikaldir. Kadınlar birlik olduklarında, örgütlü hareket ettiklerinde yenemeyecekleri, dize getiremeyecekleri hiçbir güç yoktur. Önümüzdeki süreçte zaman kaybetmeden her kadının bulunduğu yerde erkek-devletin şiddetine, zulmüne karşı mücadelesini yükseltmesi, özgürlüğü için her alanda öz savunma bilinciyle örgütlülüğünü büyütmesi ve güçlendirmesi gerekir. KJK 8. Kurultayımızda alınan karar temelinde Önderliğimizin fiziki özgürlüğüne ilişkin başlattığımız hamleyi başta genç kadınlar olmak üzere tüm kadınları güçlü sahiplenmeye ve hamle kapsamındaki tüm eylemlere kitlesel düzeyde katılmaya çağırıyorum. Kesintisiz bir eylem hattını bu hamleyle geliştirmemiz ve Önderliğimizden bir haber alıncaya, Önderliğimizin özgürlüğünü, sağlığını ve güvenliğini garanti altına alıncaya kadar sürdürmemiz tarihsel sorumluluğumuzdur.
paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.