Yönetemiyorsunuz

  • Sağlık emekçileri, “Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz” şiarıyla Türkiye ve Kuzey Kuzey Kürdistan’ın bazı kentlerinde yürüyüş ve basın açıklaması yaptı.

 

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) koronavirüsü salgınından dolayı artan vaka sayısına dikkat çekmek amacıyla tüm illerde Tabip Odalarıyla birlikte gerçekleştirilecek siyah kurdele, yürüyüş ve saygı duruşu eylemleri, dün devam etti.

İstanbul Tabip Odası’nın yapmak istediği yürüyüş, kaymakamlığın ”salgın” gerekçesiyle engellendi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip’in de bulunduğu yönetim kurulu üyelerinin de katılımıyla İstanbul Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kadar yapılması tasarlanan yürüyüşte, “Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz” pankartı ve salgın sürecinde yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının fotoğrafları açıldı.Hastaneyi abluka altına alan polis, yapılmak istenen yürüyüşü, Fatih ilçe Kaymakamlığı’nın “salgın” gerekçesiyle engelledi. 

Meslekten kaçış başladı

 Yürüyüşün engellenmesinin ardından hastane önünde açıklama yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, hem yurttaşların hem de sağlık çalışanlarının sorunlarını dile getirmek için eylem yaptıklarını söyledi. Sağlık çalışanları için motivasyona ihtiyaç olduğunu belirten Saip, sağlık çalışanları arasında kötü koşullar nedeniyle emekliye ayrılma ya da istifa etme ve meslekten kaçışın başladığını kaydetti. Salgına karşı topyekun mücadele edilmesi, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının düzeltilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Salgın kabul edilmeli

 İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç, resmi olarak açıklanan verilere göre günde 50 civarında yurttaşın yaşamını yitirdiğini belirterek, koronavirüsün önlenebilir bir hastalık olduğunu kaydetti. Salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı; etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesini istedi. Kılıç, “Ülkeyi yöneten yetkili kişi ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz. Yönetenler başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istiyoruz” diye konuştu.

8 günde 8 hekim

 Hiçbir salgının yurttaşların bireysel çabalarıyla önlenemeyeceğine dikkat çeken Kılıç, “Bireysel tedbirler merkezi ve kapsamlı bir irade ve güven verici kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olur” dedi. Kılıç, sağlık çalışanlarının maddi ve manevi olarak desteklenmesi, hastalanan sağlık çalışanlarının “meslek hastalığı” kapsamına alınması, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın iptal edilmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: “Bu adımları atmayanların, Kovid-19 salgını ile mücadeleyi gerçekler üzerinden, olağandışı durum tanımıyla ve bir seferberlik ruhuyla karşılamayanların; suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün hatırlatacağımızı buradan ilan ediyoruz. Salgın mücadelesinde başarı; akıl ve bilim esas alınarak, gerçekleri konuşarak, filyasyon ve test süreçlerini çok iyi yöneterek, tedavi ortamını iyileştirip, sağlık çalışanlarını motive ederek sağlanır. Salgının yaygınlaştığı, 8 günde 8 hekimin hayatını kaybettiği, herkesin kendisi ve bütün yakınları için sürekli tedirgin olduğu bir süreçte herhangi bir başarıdan söz edilemez.”

Diğer kentlerde de benzer içerikte açıklamalar yapıldı.  İSTANBUL

 

Tsunami geliyor; sistem iflasa gidiyor

Eski Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, Göğüs hastalıkları uzmanı kalmayan hastaneler olduğunu belirterek, sağlık sisteminin iflasa gittiğini söyledi.

Ankara Tabip Odası eski Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, diğer kentleri de kapsayan izlenimlerini Cumhuriyet’ten Sertaç Eş’e anlattı. Bazı bölümleri şöyle:

Aşı ve tedavide önemli gelişmeler sağlanmazsa sonbaharda 10 bin günlük, kış aylarında 20 bin günlük olgu sayısı olabilir. En iyimser tahminle olguların yüzde 3-4’lük kesimi yoğun bakım ve solunum destek ünitelerine gereksinim duyarsa hizmetlerde tıkanma yaşanmasına bağlı ölüm oranlarını da yüzde 2.4’te tutamayabiliriz. Yüzde 5-7 aralığına çıkabilir, bu da son derece üzücü olur. Şu an Ankara zor durumda. Hastanelerde yatak yok. Şimdi en önemli tehlike İstanbul için. Tatil dönüşleri başladı, okullar açılacak. Nüfus, yoğun kentlerde sağlık hizmetleri kapasitesini aşacak. Büyük bir dalga çok sayıda vatandaşımızın yaşamını kaybetmesine yol açabilir.

900 hekim istifa etti

Yukarıdan aşağıya bir despotizm var ve aşağıdan yukarıya bir yalanlar piramidi oluşmasına neden oluyor. 30 bin sağlık çalışanı hastalığa yakalandı. 80’in üzerinde sağlık çalışanını kaybettik, yarısı doktor. İstifalar yoğunlaştı. Birkaç hastanede istifalar nedeniyle göğüs hastalıkları uzmanı kalmadı. Radikal önlemler alınmazsa ölümler artacağı gibi, endişelere dayalı istifalar da hızlanabilir. Türkiye genelinde 900’e yakın hekim istifa etmiş durumda.

Ankara’dan başlayarak 7 bin kilometre yol yaptım. İstanbul ve Kütahya’da endüstri alanlarına ve sosyal yaşama ait dramı gördüm. Hastalıktan kurtulan arkadaşlarımı ziyaret ettim ve hastane bakımı gerektirmesine rağmen evlerinde izole edilen dostlarımla görüştüm. Yan etkileri bilinen klorokin verilen hastaların evlerde izolasyonu yanlış bir uygulama. En azından üç gün hastane koşullarında izlenmeli.

Antep, Urfa ve Mardin’e uzandım. 10 kadar yakınıma taziyelerimi ilettim. bunların 6’sı salgın nedeniyle ölümdü. Yine 4 tanıdığımın daha aynı nedenle kaybedildiğini öğrendim. Bu 10 ölümün 4’ünde ilaca ait yan etkiler sorumlu tutuluyordu yakınları tarafından. Bulaşların önemli kısmı hastanelerden kapılmıştı. Hastaneye gidenler hastalanıp dönmüş ve yakınlarına bulaştırmıştı.

Diyarbakır’da doktor arkadaşlarımın hastalığa yakalandığını, evlerinde izole durumda olduklarını öğrendim. Hastaneler, yoğun bakım yatakları yetmez durumdaydı. Hastanede tutulması gereken insanların evlerinde olduğunu gözlemledim.

 

Mayıs’taki tabloya dönüş

Türk Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre; Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki vaka ve ölüm sayısı, 15 Mayıs’tan sonraki en yüksek seviyeye ulaştı.

Türk Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgına dair son bilgileri, önceki akşam 14 Eylül Türkiye Günlük Koronavirüsü Tablosu ile açıkladı. Yeni vaka sayısı 15 Mayıs’tan sonraki en yüksek seviyeye ulaştı. Vefatlarda da bir günde 63 kişi ile 6 Mayıs sonrasındaki en yüksek rakam kaydedildi. 14 Eylül itibarıyla ağır hasta sayısı bin 301 olarak bildirilirken toplam hasta sayısı 292 bin 878’e, koronavirüsten yaşamını yitirenlerin sayısı da 7 bin 119’a ulaştı. Bakan Koca, Twitter hesabından ”Hastalığın bulaşma hızında tespit edilmiş bir yavaşlama yok” paylaşımında bulundu.

İstanbul’da yeniden başladı

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Tufan Tükek, Çapa’daki fakülte hastanesinde 530 testin 81’inin pozitif çıktığını belirterek, ”Pozitiflik oranı %15’i geçti. Bugünden artık salgının İstanbul için yeniden başladığını söyleyebiliriz. Ağırlıklı gençler ve maalesef zatürre oranı yüksek” açıklamasını yaptı. Tükek, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ”Moral bozmak için değil, tedbir alın diye yazıyorum. Yoksa herkes üzülecek” uyarısında bulundu. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.