Yüksekdağ tanıkları anlattı

  • Kobanê Davası’nda konuşan HDP eski Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, 52 kişi üzerine hazırlanan ifadeleri imzalamaya zorlanan Rojavalı bir kadının işkenceye maruz kaldığını, evladının öldürülmesiyle tehdit edildiğini söyledi. 

DAİŞ’in, Türk devletinin teşviki ve desteğiyle Kobanê’yi işgal saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11. duruşması, 6. gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü. 

Dünkü duruşmada söz alan HDP eski Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, dün görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Kandıra ile herhangi bir SEGBİS bağlantısı kurulmadığını ifade ederek, “Bir bakın sağınıza solunuza, önünüzü görün. Sizler ve bizler önümüzü görmeyelim diye kurulan bir kumpas var ve siz de bunun içindesiniz, göbeğindesiniz, bilinçli ya da bilinçsiz bilemem. Sürecin başından beri bilinçli bir parçası ve hatta odağı oldunuz. Mahkeme heyeti olarak bu kumpasın yönetim odağı oldunuz. Yangından mal kaçırır gibi 2022 sonuna kadar karar çıkarma peşindesiniz” dedi.

Hakikate saygısızlıkla çözemezsiniz

 Şimdi çetecilikten yargılanıp itirafçı olan eski mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak’ın kendine çok güvendiğini hatırlatan Yüksekdağ, şöyle devam etti: “Dün de söyledik bugün de söylüyoruz bu dava istediğiniz gibi olmaz. Hakikate saygısızlık ederek, bu sorunu çözemezsiniz. Bahtiyar Çolak bir organize suç örgütü lideridir. Bir çete lideri olarak bizi yargılamaya çalıştı. Bahtiyar itirafçı oldu, değil mi? Demek ki suç örgütü lideri olduğunu kabul etmiş ki itirafçı olmuş. Aynı kişi bizi en küstah yaklaşımlarla, en saldırgan söylemlerle yargılamaya çalıştı. İşin ciddiyetinin farkında değildi. Kendisini kışkışlayan Süleyman Efendi ve Devlet Bahçeli’nin desteğiyle mükemmel bir iş çıkaracaktı ama olmadı. Bugünden sonra da olmayacak. Böyle plan yapan herkesin o pis planları ayaklarına dolanacak. Bizler bu gerçekleri yargılama sürecinde konuşacağız. 

Biz milyonların içindeyiz

3-5 ay öncesine kadar bu adam burada asıp kesiyordu, bizi yargılayabileceğini sanıyordu. Bu duruşma salonlarından söyleyemediğimiz şeyleri size hayat, halk söyleyecek. Bakın Bahtiyar Çolak’a da söyledi. İkna olmak zorundasınız. Sizin karşınızda siyasi iktidarın alt etmeye çalıştığı siyasi rakibi var. Biz sadece mahkeme salonlarında değiliz, milyonların içindeyiz. Bir siyasi rant meyvesine dönüştüremezsiniz bu davayı. 

Bu duruşmayı siyasi iktidarın, Bahçeli’nin, Saray'dakinin istediği gibi sürdüremeyeceksiniz, götüremeyeceksiniz. Aklımız ve direncimizle elimizden geleni yapacağız. Karşınızdaki muhatapların, sanıkların demiyorum, ortaya koyduğu saygınlığa saygı duymak zorundasınız. 

Onurlarıyla oynuyorsunuz

Tanık ve müştekilerin onurlarıyla bu kadar oynamayın. Burada tanık ve müşteki adı altında insanların onuruyla oynuyorsunuz. Gönüllü olarak gelip tanıklık eden kimse yok. Faşist militan değilse kimse hakkımızda tanıklık yapmaz. Gelen insanlar tanık değil, mağdur. Bizim değil ama sizin, siyasi sistemin, yargının mağduru. Gözümüzün önünde insanlar aleyhimize tanıklık yapsın, diye zorlanıyor. Gizli tanıkları da çıkarmanız gerekiyor. Getirmek zorundasınız. Mercek’in başına gelenler ortada. Aynı şey ABC123 için de olabilir. Mercek’in başına ne gelmiş bize bunu anlatın. Biz Mercek’i saklamış mıyız? Kaynatıp, buharlaştırmış mıyız? Hele bize onu söyleyin. Böyle bir izah olamaz. O gizli tanıklar da gelecek. Gizli tanıkların nasıl ifade verdiği de şaibelidir. 

52 kişi üzerine ifadeye zorlandı

Rojavalı bir kadına 52 kişi üzerine ifade verdirilmiş. Tam bir insanlık dramı, o kadını o noktaya getirenlere insan denilmez, cani denir. İşkence, kötü muamele ve evladını öldürmekle tehdit etme yöntemiyle kadına 52 kişi üzerine ifade verdiriyorlar. Her günü ağlamakla geçti. Biz uzaktan uzağa yardımcı olmaya çalıştık. Korkunç bir trajedi yaşadı günlerce, aylarca ağladı. Aynı zamanda dindar bir kadındı, çok daha fazla kendisine bu durumu dert etti. Kadın zaten Türkçe bilmiyor. İfadeyi yazmışlar, altına çocuğuyla tehditle imza attırmışlar. O kadıncağız 52 kişinin üzerine ifade vermiş oluyor. Sonrasında kadıncağız, ifadesini geri çekti. En yakınımdaki örneği anlattım. Bu örneğin onlarcasını, yüzlercesinin yaşandığını ve Kobanê Kumpas Davası'nda da delil olarak kullanıldığını biliyoruz. 

Daha ne olması gerekiyor?

Gizli tanıklar hangi koşullarda verilmiş. Kerem Gökalp, tahliye edilmiş. Gizli tanık ABC123 hangi koşullarda, kendisiyle mi, çocuğuyla mı tehdit edildi? Sami Baran, ifadesinde polis yazdı, bana imzalattı, dedi. Tanıklara, müştekilere yönelik bu kötü muamele uygulamasına son verilmesi gerekir. Yargının ve sizin harekete geçmesi için kamu vicdani için daha ne olması gerekiyor?”

Duruşmaya bir saat ara verildi.  ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.