Zilan soykırıma cevaptı

Dosya Haberleri —

Zilan - Zeynep Kınacı

Zilan - Zeynep Kınacı

  • PKK gerillası Zeynep Kınacı yani Zilan, Dersim merkezde 30 Haziran 1996 yılında düzenlediği eylemden önce yazdığı mektupta, "Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum. Kürt kadınının sembolü olmak istiyorum" demişti.
  • "ZÎLAN Sosin dağının tanrıçası" kitabının yazarı Şîlan Munzur, Zilan'a dair şunları söylüyor: Zilan’ı yazarken Dersim’den koparmak mümkün değildi. Zilan’ın eylemi bu soykırıma da bir cevaptı, intikam eylemiydi. Bu yüzden Zilan’ın eylemini Dersim’den ayrı düşünmek mümkün değildi. Böylece Beye’nin hikayesiyle buluştu."
  • Zilan’ın eyleme gitmeden önce kaldığı yerin Sosin dağının etekleri olduğunu anımsatan Munzur, "Bu dağ, Dersim Soykırımı'nda en büyük direnişin yaşandığı, aynı zamanda Seyit Rıza’nın yaşadığı topraklarda yer alıyor. Beye’nin yaşadığı topraklar da buradadır. Bu anlamda Beye ile Zilan’ın buluştuğu bir yerdir de. Sosin dağı, direnişi, kadını hatırlatıyor" diyor.

OMEDYA WELAT

Kürt kadın mücadelesinin dönüm noktalarından biri olarak değerlendirilen PKK gerillası Zeynep Kınacı (Zilan) Dersim merkezde 30 Haziran 1996 yılında düzenlediği eylemde şehit düştü. Eylemin üzerinden 27 yıl geçti. Bu eylemle Kürt kadın mücadelesine bir kapı aralayan Zilan, arkasında bıraktığı mektupta, "Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum. Kürt kadınının sembolü olmak istiyorum" ifadelerine yer vermişti. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan da Zilan'ın ardından söylediği şu sözler hafızalara kazındı: "Zilan'ın eylemi bir intihar eylemi değil, bir direniş eylemidir. Zilan yaptığı eylem ile beni aştı. Bundan sonra ancak Zilan'ın militanı ve takipçisi olabilirim."

Şîlan Munzur'un kaleme aldığı ve Newaya Jin gazetesi tarafından basıma hazırlanan "ZÎLAN Sosin dağının tanrıçası" kitabı, Meyman Yayınları'ndan çıktı. Biz de kitabın yazarı Şîlan Munzur ile konuştuk.

Kitap (Zilan, Sosin dağının tanrıçası) aynı hikayeye akan farklı zamanlarda ve coğrafyalarda yaşamış iki kadını anlatıyor. ‘Beye ve Zeynep Kınacı’yı aynı hikayede buluşturma fikri nasıl oluştu’ sorusuyla başlayalım…

Zilan başka bir yerde değil Dersim’in merkezinde eylemini gerçekleştirdi. ’38 soykırımı sonrası adı Cumhuriyet Meydanı konulan ve soykırımın mimarlarından Mustafa Kemal’in heykelinin dikildiği meydan. Hiçbir şey tesadüf değildir. Yaşamıyla ilgili yaptığım röportajlarda da gerillaya katılmak için özellikle Dersim’i seçiyor. Ait olduğu aşiretin kökeni de Dersim’e dayanıyor. Zilan, aynı zamanda köklerine doğru bir yolculuktaydı, ulaştığı yer Beye’nin acısı oldu. Dersim’de gerilla oldu, topraklarına, ağacına, taşına sinen acıyı gördü. Dolayısıyla Zilan, Dersim’e gerilla olmaya geldiğinde zaten Beye ile buluşmuştu, onu tanımıştı. Beye her yerdeydi, onu görmemek, duymamak mümkün değildi. Hala kemiklerin yattığı mağaralarda, boşaltılan köylerde, dağda, taşta hep o vardı. Çok uzak bir zaman değildi, henüz 55 yıllık bir zaman geçmişti. Yaralar tazeydi, duvarların dibinde inleyen yaşlılar vardı, ağıtlar dilden dile söyleniyordu.

Zilan, Dersim’de sadece insanın acısını değil dağın taşın, ağacın acısını da dinledi. Zilan, yürek gözü açık bir kadındı, duyarlıydı, sorumluluk sahibiydi. Yaşanan acıyı görmekten öte ruhunda hissetti ve güçlü bir arayış içindeydi. Sadece Dersim’de değil Kurdistan’da bunca acıya sebep olan sisteme büyük bir cevap vermek istedi. Bambaşka bir yol arayışından bu eyleme ulaştı. Dolayısıyla Zilan’ı yazarken Dersim’den koparmak mümkün değildi. Zilan’ın eylemi bu soykırıma da bir cevaptı, intikam eylemiydi. Bu yüzden Zilan’ın eylemini Dersim’den ayrı düşünmek mümkün değildi. Böylece Beye’nin hikayesiyle buluştu. Yakınları katledilen Beye, yurdundan uzakta henüz genç yaştayken özlem içinde yaşamını yitirmişti. Hikayesini yakından bildiğim için Beye’yi seçtim. Ama binlerce Beye vardı; toprağa düşmüş, sürgün edilmiş ya da kayıp olan…