Zılgıtlar hiç eksik olmadı

.

.

  • Kobanê direnişinde birçok kadın evini, toprağını terk etmedi ve son ana kadar savundu. Kobanê direnişinde kadınların zılgıtlarla hiç eksik olmadı. Kadınlar Kobanê’nin düşeceğine hiçbir zaman inanmadı.  Fırat Bölgesi Şehit Aileleri Meclisi Eşbaşkanı Ayşe Efendi, ”Nasıl olacak? Ne yapacaktık? Bilmeden sadece ‘düşmeyecek’ diyorduk, bu kararlılığımız vardı” dedi.

DAİŞ, 14 Eylül’ü 15 Eylül 2014’e bağlayan gece Kuzey-Doğu Suriye’nin Kobanê Kantonu’na 3 koldan saldırı başlattı. DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik giriştiği saldırılarının katliam tehdidine dönüştüğü bir dönemde, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Ekim 2014’te Antep’te “Şu anda Kobani de düştü düşüyor” açıklaması yaptı. Bu açıklama üzerine birçok kentte binlerce kişi DAİŞ’in saldırıları ve Türkiye’nin Suriye politikalarını protesto etmek amacıyla sokaklara çıktı. Polis ve askerlerin eylemlere yönelik silahlı saldırısının yanı sıra Hizbulkontra elemanlarının da saldırısı sonucunda 50’yi aşkın kişi hayatını kaybetti. Günler süren bu eylemler, tarihe Kobanê Serhildanı olarak geçti. Sınır bu yakasında serhildanlar yaşanırken, direnişin örüldüğü Kobanê’de DAİŞ’e karşı örülen direniş, dünyanın andığı bir destana dönüştü. 
Bütün dünyanın direnişiyle tanıdığı ve dayanışma içerisine girdiği Kobanê, sayısız makaleye, habere, onlarca belgesele, öyküye ve kitaba konu oldu. Binlerce genç erkek ve kadının toprağa düştüğü Kobanê, kıt imkanlara rağmen karanlığa teslim olmadı. DAİŞ gibi tüm dünyaya korku salan bir güce diz çöktürmeyi başaran kadınların direnişi de hafızalara kazındı. O dönem kentte kalarak direnişi kuşanan kadınlardan biri de Fırat Bölgesi Şehit Aileleri Meclisi Eşbaşkanı Ayşe Efendi’ydi. Saldırıların yoğunlaştığı dönemde Rojava Halk Meclisi Kobanê Divanı Eşbaşkanı olan Ayşe Efendi, kuşandığı silahını bir an olsun bırakmadı, Kobanê özgürleşene kadar topraklarını terk etmedi. Ayşe Efendi, aradan geçen 7 yılda yaşananları, kadınların devrimde oynadığı rolü Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.

 Ayşe Efendi


DAİŞ’in 15 Eylül 2014’e Kobanê Kantonu’na 3 koldan saldırmasının, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılması ile bağlantılı olduğuna işaret eden Ayşe Efendi, “Kürtleri statüsüz bırakmak için 9 Ekim 1998’de devreye sokulan komplo, aşama aşama devam etti. Kürt halkı duruşu ve Rojava Devrimi’yle o komployu ilk aşamasında ayaklarının altını almıştı. Bu kararlılığa karşı DAİŞ, Rojava Devrimi’ne karşı olan birçok kesimin adına Kürtleri imha etmek için Kobanê’ye saldırdı. DAİŞ’in amacı Kürleri tarihten silmekti. Bu süreçte Türkiye onlara sınırlarını açtılar, o sınırlardan geçirilen ağır silahlar ve bombalarla Kürtlere saldırdılar. Kobanê yüzde 80 yıkıldı, ancak bütün saldırılara karşı teslimiyeti kabul etmedi. Çünkü bu direnişin temelinde Apocu felsefeden beslenen bir inanç vardı. Zaten saldırılar ile hedef alınan da bu felsefe ile vücut bulmuş 3. yoldu” dedi.
 
Artık kimse yerinde duramazdı
 DAİŞ’in Kobanê’ye saldırmadan önce 3 Ağustos 2014’te Şengal’e saldırdığını hatırlatan Ayşe Efendi, “DAİŞ’in barbarlığına şahit olduk, halk bu barbarlığı gördü ve duydu. Kobanê’ye saldırıldığı zaman, halk bundan korkarak sınırı geçti ve çocuklarını korunaklı yerlere yerleştirdikten sonra tekrar Kobanê’ye döndü. Kürt Halk Önderi, ‘kuyuyu iğne ile kazıyacağız’ demişti, Rojava’da bu gerçekleşti, yoktan bir devrim yaratıldı. Kadınlar, Kobanê’de iğneyle kuyu kazdı, kuyulardan su çıkmadı, çocuklarımızın kanı çıktı. Kuyuyu kazıyan herkes o kuyudan bir yudum içti. 40 yıldır büyük uğraşlarla örülen devrim için artık kimse yerinde duramazdı” şeklinde konuştu. 
 
Zılgıtlar hiç eksik olmadı
 Kobanê’de Kürt kadınlarının tarihi destanının ruhunun öne çıktığını vurgulayan Ayşe Efendi, şöyle devam etti: “Kobanê direnişinde birçok kadın evini, toprağını terk etmedi ve son ana kadar savundu. Kobanê direnişinde kadınların zılgıtlarla hiç eksik olmadı. Kkadınlar Kobanê’nin düşeceğine hiçbir zaman inanmadı. Çocuklarımızın kıt imkanlarla direnişi, Kobanê’yi yerle bir ederek teslim almak isteyenlerin hayallerini ayaklarının altına aldı. Direnişte anne ve çocukları, baba ve oğulları, 7’den 70’e herkes vardı. Yaralılar ile ilgilenen kadınlar, çocuklarının cenazesini omuzlayan anneler vardı. İnsanlar canını verdi, ancak topraklarından çıkmadı. Nasıl olacak? Ne yapacaktık? Bilmeden sadece ‘düşmeyecek’ diyorduk, bu kararlılığımız vardı.” 
 
Cesareti çocuklarından aldılar
 Oğlu Şervan Müslim’in 9 Ekim 2013’te DAİŞ ile çıkan bir çatışmada şehit düştüğünü anımsatan Ayşe Efendi, şunlarıs öyledi: “Takvimdeki her ayın kendine has acıları var, her ayın bir öncekinden daha büyük anmaları var, her yıl kendisi ile birlikte yeni acılar ve mutluluklar getirir. Bir yandan halaya duruyoruz, bir yandan şehitleri toprağa veriyoruz. Kobanê’de ilk defa kadınlar çocuklarının cenazelerini omuzlayarak zaferi işaretlediler. Kadınlar Efrîn’de ‘Çocuksuz yaşarım ama ülkesiz yaşayamam’ dedi. Kadınlar, Kuzey Kürdistan’da ‘Ben Kürt’üm, başım diktir, hiçbir yere gitmiyorum’ dedi. Kadınlar bu cesareti çocuklarından aldı. Ciğerinin bir parçası olan çocuklarından öğrendi. Kadınlar çocuklarını devrime feda ettiler. Bunun bir örneği tarihte yok. Devrim birçok şeyi dönüştürür, kendisiyle birlikte devrimci bir halk yaratır, devrimde inisiyatif devrimci halkın eline geçer. Kadınlar devrimde kendi inisiyatiflerini aldılar ve kimseden bir şey beklemeden Kobanê’nin her sokağında direndiler ve Kobanê’yi düşürmediler.” 

12 bin şehit verildi
Kuzey-Doğu Suriye’de 12 bin kişinin kanlarının toprağa aktığına vurgu yapan Ayşe Efendi, Kuzey-Doğu Suriye’ye dönük saldırı ve tehditlerin bugün de sürdüğünü belirtti. DAİŞ’in Kobanê saldırısı ile “Yarım bıraktığı hayalini” gerçekleştirmek isteyenlerin olduğunu vurgulayan Ayşe Efendi, şunları ekledi: “Hala Kürtleri yok etme, sindirme umutları var. Bunun için Türkiye görüşmelerini sürdürüyor. Bu kadar yıl direndik, 40 yıl daha direnmeye hazırız.”  MA/URFA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.