129b davalarını geri çekin
Yurt Dışı Haberleri —

129b yasası
- Alman Ceza Kanunu’nun 129b maddesinden yargılanan Ramazan Yıldırım’ın avukatları “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na dikkat çekerek, “Davanın durdurulması ve yapılan suçlamaların geri çekilmesini” istedi.
GÜL GÜZEL/STUTTGART
Almanya’nın Stuttgart kentinde Stammheim F Tipi Cezaevi’nde tutulan ve Alman Ceza Kanunu’nun 129b maddesi çerçevesinde yargılanan Kürt siyasetçi Ramazan Yıldırım hakkında açılan dava devam ediyor. Yıldırım, Stuttgart Yüksek Bölge Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada hazırladığı savunmayı mahkemeye sundu. Türkiye’de Kürtler ve diğer azınlık halkların maruz kaldığı baskı, katliam ve kültürel soykırımların ayrıntılarına değinen Yıldırım savunmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren Kürtlere, Asuri, Ermeni, Rum ve Alevi halklarına yönelik sistematik soykırım ve inkar politikaları uygulandığını anlattı. 1970’lerde Kürtlerin örgütlenmeye başladığını ve PKK’nin 1978’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan önderliğinde kurulduğunu hatırlatan Yıldırım, 1980 darbesi sonrası siyasi partilerin, derneklerin ve gazetelerin kapatıldığını, Diyarbakır Cezaevi’nde uygulanan sistematik işkenceleri anlattı.
İki abisi katledildi
Kendi hayatından da örnekler vererek, Nusaybin’deki katliamlar, ailesine ve çevresine yapılan şiddeti, işkence ve tutuklanma süreçlerini paylaştı: “Gözlerimi devletin aileme uyguladığı şiddetle açtım. Evimize her gün baskınlar yapılarak, şiddete uğruyorduk. Bir abim aylarca gördüğü işkenceden, diğer bir abim Nusaybin şehri ortasında, yeğenim de Batman’da öldürüldü. Bu davaları taşıdığımız AİHM, Türkiye’ye hüküm verdi ama Türkiye şimdiye kadar hiçbir karşılık vermedi… Çocukluğum annemin öldürülen abimler için yaktığı ağıtlar ve mezarlarını ziyaret etmekle, Nusaybin’de yapılan katliamları izlemekle geçti.”
‘İkinci kez tutuklandım’
2010 ve 2011 yıllarında tutuklandığını ve işkenceye maruz kaldığını belirten Yıldırım, “Nusaybin’e geri döndüğümde bazı kişiler tarafından başıma silah dayatılarak kaçırıldım” dedi ve baskılar devam edince ülkeyi terk ederek Almanya’ya gelmek zorunda kaldığını aktardı. Burada da baskıların sürdüğünü ve aynı gerekçeyle 2. kez tutuklandığını ifade etti.
Almanya süreci desteklemeli
AKP tarafından gerçekleştirilen soykırım saldırılarını sıralayarak “Benim yerime bu sandalyede Erdoğan oturup yargılanmalıydı. Bize ‘terörist’ denilmesini asla kabul etmiyorum” diyen Yıldırım, devam eden sürece işaret ederek şöyle konuştu: “27 Şubat 2025 çağrısıyla başlayan süreci destekliyorum. Bütün demokratik kişi ve çevrelerin de bu süreci desteklemesini istiyorum. Almanya da Kürtleri tutuklayıp, yargılamaktan vazgeçmeli. Sizin de başlatılan bu süreci desteklemenizi istiyorum” dedi.
Dava durdurulmalı
Savunma avukatları Stephan Kuhn ve Anna Mandelana Busl ise Yıldırım’ın savunmasının ardından mahkeme heyetine başvuruda bulundu. Avukatların öne çıkan talepleri şunlar:
*Davanın durdurulması ve yapılan suçlamanın geri çekilmesi
*Tutuklama emrinin iptali ve infazın durdurulması
*Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te kamuoyuyla paylaştığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrı”sından itibaren gelişen olaylar nedeniyle kovuşturma izninin sürdürülmesinin mümkün olmadığının değerlendirilmesi
*Federal Adalet ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı’ndan (BMJV) verilen genel kovuşturma izninin geri çekilmesi.
Savcılık talepleri değerlendirecek
Avukatlar, özellikle usuli şart olan kovuşturma izninin mevcut gelişmeler ışığında artık geçerli olmadığını ve mahkemenin, en azından Bakanlıkça incelenmek üzere durdurma kararı vermesi gerektiğini vurguladı. Davanın üçüncü duruşması 3 Aralık 2025’te yapılacak ve savcılık, savunmayı değerlendirip yazılı açıklamasını mahkemeye sunacak.
* * *
Çakas, Türkiye’ye sınır dışı edilmesin
İtalya’dan Almanya’ya iade edilen ve Türkiye’ye sınır dışı tehdidi altına bulunan Mehmet Çakas’ın iltica başvurusuna ilişkin mahkeme 24 Kasım’da Lüneburg’da görülecek.
Kuzey Almanya'daki Kürdistan Toplulukları Federasyonu (FED-DEM) yazılı bir açıklamayla Mehmet Çakas'ın davasına katılım çağrısında bulundu. FED-DEM, “Mehmet Çakas, 24 Kasım'da Lüneburg İdare Mahkemesi'nde yargılanacak. Yetkililer onu Türkiye'ye sınır dışı etmek istiyorlar ancak orada onu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bekliyor. Bu ceza, ölümüne kadar hapis anlamına geliyor ve uluslararası insan hakları standartlarına açıkça aykırı. Ülke çapında yürütülen bir kampanya sayesinde Ağustos ayında sınır dışı edilmesi engellendi. Şimdi kalıcı bir sınır dışı yasağı talep ediyor ve duruşmaya katılmaya çağırıyoruz. Almanya siyasi zulme ortak olmamalı" mesajı verdi.
24 Kasım Pazartesi günü saat 13.30'da başlayacak olan duruşma, Lüneburg İdare Mahkemesi'nin 1 numaralı salonunda, Adolph-Kolping-Straße 16, 21337 Lüneburg adresinde gerçekleştirilecek. Bundestag Sol Parti Grubu dış politika sözcüsü Cansu Özdemir ve çeşitli STK temsilcileri de duruşmayı izleyecek.
Emsal teşkil ediyor
Mehmet Çakas'ın sınır dışı edilme tehdidi, bir emsal teşkil ediyor, çünkü ilk kez PKK üyeliği nedeniyle 129b uyarınca Almanya'da mahkum edilen bir Kürt, Türkiye’ye teslim edilecek. Ekim ayı başına kadar Aşağı Saksonya'daki Uelzen Cezaevi'nde tutuklu bulunan Çakas’ın sınır dışı edilmesinin durdurulması ve iltica başvurusunun kabul edilmesi için aylarca protestolar düzenlendi. 28 Ağustos'ta planlanan sınır dışı etme kararı da bir gün önce mahkeme tarafından iptal edildi. Ancak Çakas kalıcı bir koruma altında değil. 24 Kasım’da mahkeme Almanya ve Avrupa’daki mevcut koruma kararlarına rağmen sınır dışı edilmenin hukuki geçerliliğini görüşecek.














