3. yılında hala aydınlatılmadı

Yurt Dışı Haberleri —

Hanau’da ırkçı saldırının 3. yıl dönümünü

Hanau’da ırkçı saldırının 3. yıl dönümünü

  • Hanau’da 19 Şubat 2020’de gerçekleşen, 9 kişinin yaşamını yitirdiği ırkçı saldırının 3. yıl dönümünde, ailelerin ve saldırıdan kurtulanların adalet arayışı devam ediyor. 

FEHMİ KATAR / BERLİN

Katliamın ardından bir araya gelen aileler ve katliam mağdurları, katliamın aydınlatılması, sorumluların adalet önüne çıkarılması ve bir daha böyle saldırıların yaşanmaması için 6 Mart 2020’de 19 Şubat Hanau İnisiyatifi’ni kurdu. Katliamın psikolojik hastalığı olan tekil bir kişi tarafından işlendiği savına karşı çıkan aileler, katilin çok uzun süredir hem adli merci hem de kolluk kuvvetleri tarafından radikal ırkçı eğilimleri ile bilinen biri olduğunu, buna rağmen tedbir alınmadığı için katliamın yaşandığını belirtiyor. 

Meclis’te soruşturma sürüyor

Hanau’da Gökhan Gültekin, Sedat Gürbüz, Said Nesar Hashemi, Mercedes Kierpacz, Hamza Kurtović, Vili Viorel Păun, Fatih Saraçoğlu, Ferhat Unvar ve Kaloyan Velkov’u katleden ve intihar eden ırkçı Alman Tobias Rathje hakkındaki soruşturmada 16 Aralık 2021’de takipsizlik kararı verilmişti. Savcılık Tobias Rathjen’in babasının ve Alman kurumlarının katliamdaki rolü ile ilgili davayı 15 Eylül’de düşürdü. Şimdi gözler katliamla ilgili Hessen Eyalet Parlamentosu’nda devam eden soruşturmaya çevrildi. 

Katil polis tarafından biliniyordu

19 Şubat İnisiyatifi’nin hazırladığı, 15 Şubat’ta açıklanan rapora göre Hessen Eyaleti’ndeki soruşturmada şu sonuçlara ulaşıldı: “Hanau’da göçmen kökenli 9 kişinin öldürüldüğü silahlı saldırıyla ilgili Bağımsız Soruşturma Komisyonu (UNA), failin birkaç kez yetkililere ihbar edildiğini ancak işlem yapılmadığını ortaya çıkardı. 2002 yılında, bir öğrenci arkadaşını takip ettiği için zorla bir psikiyatri hastanesine yatırıldı, ancak babası onu serbest bıraktırdı. Katilin ruhsal hastalığının olduğu Sağlık Bakanlığı’na bildirildi ancak bu kayıt silindi. Silah ruhsatı almamasını gerektiren nedenlerden bir tanesiydi bu. 

Babanın katliamdaki rolü nedir?

Oğlunun aşırılık yanlısı görüşlerini açıkça paylaşan babasının hayatta kalanları ve kurbanların ailelerini, gençleri ve okul çocuklarını tehdit ettiği biliniyor. Suçun işlendiği gece babanın rolü belirsizliğini koruyor. Çünkü komisyon, babanın düşüncelerini alenen ifade etmesine ve başkalarını tehlikeye atmasına rağmen, onunla ilgili tüm bilgilerin veri koruma yasaları kapsamında olduğunu söyleyerek, bunları açıklamıyor.

 Silah ruhsatını nasıl aldı?

Komisyonun şimdiye kadar topladığı bilgiler, Hanau katilinin yasal olarak silah sahibi olmasına izin verilip verilmediği konusunda şüphe uyandırıyor. 2002’de psikolojik hastalığından dolayı bir psikiyatri kliniğine zorla yatırılmış. 2004 ve 2019’da gizli servisler tarafından zulüm gördüğüne dair fanteziler kurduğu ve başka sanrılar dillendirdiği için, silah ruhsatı edinmiş olmasının ne kadar yasal olduğu sorusu ortaya çıkıyor. Kriminolog Bannenberg, failin sanrısal içerik raporlarını ‘planlı bir şiddet eyleminin tipik bir uyarı işareti’ olarak adlandırdı. UNA'daki tanıklar, veri koruma düzenlemeleri nedeniyle kliniğe kabul bilgilerinin 10 yıl sonra silindiğini belirtiyor.  

Polis, 2004 raporunu Main-Kinzig bölgesindeki sorumlu sağlık birimine iletmiş. Main-Kinzig bölgesi ve silah dairesi çalışanlarının sorgulanma talebi, devam eden disiplin soruşturması gerekçe gösterilerek reddedildi. Komisyonda yapılan oturumlarda, katilin şiddet yönelimleri ile ilgili 2019 yılına ait raporların, Federal Savcı ve Hanau Savcılığı tarafından yetkili silah ofisine iletilmediği ortaya çıktı. Buna rağmen ne Federal Savcılığın sorumlu çalışanını ne de Hanau Savcılığını tanık olarak çağırmadığı için konuyu daha fazla araştırmayı planlamıyor.

Acil arama neden yanıt vermedi?

Olay anında katledilen 9 kişiden biri olan Vili Viorel Păun'dan gelen çağrı da dahil olmak üzere acil numarası meşguldu ve aramalar yanıtsız kaldı. UNA, polis merkezinin acil durum çağrısı başarısızlığına ilişkin soruşturmayı etkilemeye çalıştığını belirtiyor.

Acil çıkış kapısı kapalıydı

Soruşturma komitesi olay gecesi acil çıkış kapısının kilitli olduğunu doğruladı. Savcılık ise kapı açık olsa bile sonuçların aynı olacağını söyleyerek davayı düşürdü. Dr. Birgitta Sticher hazırladığı raporda, tehlikeli durumlarda beynin yıldırım hızıyla rasyonel ve sosyal düşüncelerin yer alacağını belirterek, savcının iddialarını çürüttü. Arena Bar işletmecisine polis tarafından acil çıkışı kapalı tutma talimatı verildiğine dair ciddi şüpheleri ortaya çıkaran komisyon, bunun araştırılmasının Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılması gerektiğine inanıyor.

 Yardım gecikti

Soruşturmalar ve tanıklara göre olay gecesi polis güçleri tıbbi bakım sağlamada yeterince hızlı davranmadı. Özellikle ölmekte olan insanlara zamanında müdahale edilmediği ve hak ettikleri ilgi ve itibar gösterilmediğine dair farklı tanıkların beyanları ile net bir şekilde kanıtlandı. Buna rağmen, hayatta kalanlar ve kurbanlara olay günü gösterilen kurumsal tutum ilgili birçok soru henüz cevaplanmış değil.

 Kimse sorumluluk almıyor

UNA, suçun işlendiği gece meydana gelen operasyonel kararların ve tutumların net bir resmine sahip değil. Kararların sorumluluğu yetkililer arasında gidip geliyor. O gece görev yapan yetkililerin çoğu bazı şeylerden sorumlu olmadıklarını veya sorumlu olduklarını bilmediklerini iddia ettiler. Sorumluluklar açık olmasına rağmen bu sorumluluğu kimse üstüne almadığı için ırkçı cinayetlerin kapsamlı bir şekilde soruşturulması engelleniyor.

 Yakınlar ırkçı kontrollere tabi tutuldu

Komisyon, Hanau saldırısı öncesi güvenlik kurumlarının saldırı ile ilgili bilgilendirildiğine dair ciddi şüpheler ortaya çıkardı. Katilin evinin basılmasından kısa bir süre önce, güvenlik birimlerine ırkçı saldırı ile ilgili bilgi aktığı, ancak bilgi akışının ne zaman olduğu ve kime yapıldığı ile ilgili belirsizlik devam ediyor. Olay gecesi hayatta kalanlar ve öldürülenlerin yakınları ırkçı kontrollere tabi tutuldu. Güvenlik kurumları komisyonun oturumları boyunca, polisin olay günü mağdurlara karşı sergilediği yanlış tavıra dair pişmanlık veya özür dileme belirtisi göstermedi.

 Video analizi, eksiklikleri ortaya koyuyor

Forensic Architecture ve Forensis tarafından yapılan olay gecesi videolarının analizi, polis birimlerinin katilin Hanau’daki evini en az iki saat boyunca gözetlemediğini ve çevrelemediğini ortaya çıkardı. Bu da, katilin ilk katliamdan sonra gittiği evden kaçmasını ve öldürmeye devam etmesini sağladı. İncelenen polis helikopterinin video kayıtlarında ise, helikopterin cinayetten 30 dk sonra Hanau ve Kesselstadt kentlerinde gezdiği oradaki birimleri bilgilendirmediği ortaya çıktı.  Helikopter videosu daha sonra gizli bilgi olarak sınıflandırıldı, Özel Görev Gücü (SEK) ve Eyalet Kriminal Polis Ofisi (LKA)'dan sorumluları komisyona ifade vermesi engellendi. Pilotlara da disiplin cezası verilerek ifadeleri alınmasının önüne geçildi.

 Gençler 2017’de suç duyurusunda bulunmuştu

Hanau-Kesselstadt'taki gençlik merkezinin arazisinde kalan bir grup genç, 2017 Mart ayında askeri kıyafetli bir adamın çalıların arasında saklandığını ve bir silahla tehdit edildiklerini bildirdi, ancak ciddiye alınmadı. Bunun, 19 Şubat 2020'deki ırkçı saldırının sonraki suikastçısı olduğundan şüpheleniliyor. Soruşturma komitesi, Federal Kriminal Dairesi (BKA) katilin gençlerin şikayet ettiği kişi olmadıgını savundu. Gençlerin şikayetlerinde bahsettiği adamın sonraki katil olduğu varsayımını kesin olarak netleştiremedi. Ama katilin aynı kişi olup olmadıgına yönelik yeterli soruşturma yapılmadı. Sadece BKA polisinin söylemleri ile yetinildi.

 Kurumsal eksiklikler var

İnisiyatif raporda, soruşturma komisyonlarındaki önemli konuları açıklığa kavuşturmayı zorlaştıran yapısal sorunlara da işaret etti. Bunların başında UNA'da milletvekillerinin, katledilenlerin akrabaları ve katliamdan sağ kurtulabilenlere saygısız davranması, mağdurlara yeterli ilgiyi göstermediği ve  empati yapmadığı. İnisiyatif,  soruşturma komisyonlarının tanıklara saygı duyulduğu ve dinlenildiği bir atmosfer yaratmasının önemine vurgu yaparak gerçeğin ancak bu şekilde gün ışığına çıkarılabileceğini belirtiyor. Raporda ayrıca, etkin ve şeffaf bir şekilde çalışmalarını sağlamak için bu tür komitelerin yapılarının yeniden gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerektiği vurgulandı.

Siyasi çıkarlar aydınlanmayı engelliyor

Soruşturma komisyonunun yaşadığı eksiklere değinilen raporda, siyasi çıkarlar peşinde koşan eyalet hükümetinin çoğunluğu nedeniyle, önemli bilgilerin çoğu kez saklanıldığı ve uzmanların yeterince hazırlık yapmadan ifade verdiğini belirtiyor. CDU milletvekillerinin toplantıları sık sık böldüğü, akrabalara ve hayatta kalanlara saygısızlık ettikleri belirtilen açıklamada, önemli ayrıntıları gün ışığına çıkarmak için kamuoyu baskısı ve bağımsız soruşturmalar gerektiğini ifade ediliyor.

Mücadeleye destek olun

Soruşturma komitesi Haziran 2023'e kadar toplanacak. Nihai raporunu sonbaharda Hessen'de yapılacak eyalet seçimlerinden önce sunması gerekiyor. 19 Şubat İnisiyatifi, yapılan komisyon oturumlarında şu ana kadar herhangi bir sonuç çıkmadığını ve siyasi çıkarların hala aydınlanmayı engellediğini belirterek, kamuoyuna katliamın aydınlatılması mücadeleye destek olma çağrısı yaptı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.