Celîlê Celîl'le 70 yılın anıları
Kültür/Sanat Haberleri —
Prof. Dr. Celîlê Celîl’le babası Casimê Celîl ve abisi Ordîxanê Celîl’i, Erivan Radyosu günlerini ve Kürdolojiyi konuştuk.
- Babam Casim ve annem Xanim aynı köylü. Türk saldırısından kaçarak Elegez’e gitmişler. İkisi de yetimhanede büyüdü. Yetimhanede babama Ermenice bir isim koymuşlar. O ise kimliğini unutmamak için her gün ‘Adım Casim, babamın adı Celîl’dir. Êzîdî Kürdüm’ diyormuş. En çok müziğe ilgisi vardı. O kaval çalıp, biz halay çekerken çok mutlu oluyordu.
- Abim Ordîxan’la uzun yıllar birlikte çalışmak için bir kütüphane yaptırıyordum. Ne yazık ki abimin ömrü yetmedi. Çabuk gitti; 2007’de. O yıl kütüphanenin inşaatını yeni bitirmiştim. Yetişmedi. Şu an planladığımız 25 ciltlik ‘Zargotina Kurdan’ serisinin 10’ncu cildini hazırlıyorum. Almanca iki üç çalışma da elimde. İş çok. Yetiştirememekten korkuyorum.
- Erivan Radyosu için 20 kiloluk ses kayıt cihazını taşıyıp Êzîdî köylerini tek tek dolaştım. Mutlulukla gidiyordum. Dengbêjler kilamlar söylüyor, ben ise sözlerini el yazısıyla yazıyordum. Kürt folkloru için Kurdistan’ın dört parçasının yanı sıra Suriye, Irak ve Türkiye’yi dolaştım. Kurdistan’a gittiğimde çok güzel karşılanıyordum. Çok güzel anılarım vardı.
FELEKXAN SERHAT
Mayıs ayıydı. Telefonun ucunda uzun zamandır röportaj yapmak istediğim Celîlê Celîl’i dinliyordum. Soğuk almıştı, sesi yorgundu. Sağlığından bahsetti. Çalışmalarının yarım kalmaması için hemen iyileşmek istediğini söylüyordu.
“Röportaj yapmak için biraz toparlanmam gerekiyor. Kurban Bayramı’ndan sonra bir daha ara, tarihi belirleyelim. Yalnız senden bir isteğim olacak; adresimi yazacağım, bana gazetenizin önemli sayılarını gönderirseniz sevinirim. Buradaki kütüphaneme koyacağım. Özgür Gündem ve bombalanan Özgür Ülke de var arşivimde. Hepsi birer hazine…”
Prof. Dr. Celîlê Celîl, Êzîdî Kürt. Tüm ömrünü Kürt folkloru ve tarihini çalışmaya adadı. Babası Casimê Celîl ve abisi Ordîxanê Celîl gibi Erivan’da Kürt köylerini teker teker dolaşarak sözlü edebiyat ürünlerini ve Kürt folklorunu derledi. Kurdistan’ın dört parçasında önemli gördüğü her şeyi el yazısıyla yazdı. Kurdistan’a en son 6-7 yıl önce gitti, bugün ise ülke özlemine dair “Şu an gidemediğim için çok üzgünüm. Kurdistan o kadar büyük ki bir ömür yetmiyor gezmek için” diyor.
88 yaşında bir bilge
İkinci kez aradığımda günü ve saati belirledik. Röportaj konumuza dair anlatmak istediği detayları not etmiş, Kurdistan tarihine ve Kürt folkloruna dair merak ettiklerimi soracaktım. Ancak online görüşmemiz sırasında o parlak ve gülen gözlerini gördüğüm an soruları bir kenara bırakıp sadece onu dinlemeyi tercih ettim. Hayatını, Casimê Celîl’i ve çok özlediği abisi Ordîxanê Celîl’i anlatacak, ben dinleyecektim. Karşımda 88 yaşında bir bilge duruyordu…
Kars’ın Digor ilçesine bağlı Kızılkule (Hisarönü) köyünde başlıyor hikayesi. Kızılkule, Êzîdî Kürtlerin yaşadığı köy. 1918 Türk saldırısında Casimê Celîl, topraklarını bırakarak önce Elegez’e sonra Erivan’a göç etmek zorunda kalıyor.
Celîlê Celîl, babası Casimê Celîl’in Erivan’a gitmesiyle başlayan hikayesini anlatmaya başlıyor: “Annem Xanim ve babam Casim kimsesiz büyümüş. Annemin babasının adı Rizgo, ailesi 35 kişiden oluşuyormuş, babamın ailesi ise 40 kişiden. İkisi de aynı köylüymüş, ancak tanışıp evleninceye kadar bilmiyorlarmış bunu. Türk saldırıları başlayınca Elegez’e kaçmışlar. Aileleri katledilmiş, sadece onlar kurtulmuş. Erivan-Kars sınırında Aras Nehri’ni geçip gitmişler. Baharmış. Nehir o kadar gür akıyormuş ki çok sayıda insan boğularak canını teslim etmiş sulara. Ailemden iki üç çocuk da boğulmuş. Nene, dede, amca, dayı hiç birisini görmedik.