40 yıldır ateşin başındayım
Toplum/Yaşam Haberleri —

Newroz ateşi, Lice
- “Ben 80’li yıllardan bu yana yanan her ateşin başındayım. Yaşlandım ama asla yılmadım çünkü bana geçmiş ruhu hatırlatıyor. O dönem insanlardaki coşku ve heyecan çok başkaydı. Newroz ateşi sadece bir ateş değil, geçmişimiz ve geleceğimizdir…”
ZELAL ATEŞ/AMED
Kürdistan ve Ortadoğu’da tarihi günler yaşanırken, halk büyük bir coşkuyla yaklaşan Newroz bayramına hazırlanıyor. İlk Newroz ateşi ise 8 yılın ardından barış ve özgürlük umutlarıyla Amed’in Licê ilçesinde yakıldı. 2016’da kayyumların atanmasıyla birlikte ilçede Newroz kutlamalarına izin verilmezken, kutlamalar yalnızca köylerle sınırlı kalmıştı. Onlarca katliama, yakılmaya ve faili meçhullere rağmen diz çökmeyen Licê halkı, bu yıl aynı ısrar ve iradeyle Newroz ateşini yeniden harladı. Halaylar çekilirken, halk sloganlar ve zılgıtlarla bir anka kuşu misali ateşin etrafında döndü.
Yanmaz denilen ateş harlandı
İlçe merkezindeki son Newroz’a tanıklık ettiğimde, gençlerin ve yaşlıların ilçe binasında toplanarak yağmurlu havada ateşi nasıl yakacaklarını düşündüklerini hatırlıyorum. Kısa bir duraksamanın ardından kitle, yağmura aldırış etmeden henüz ıslanmamış odunları yan yana getirdi ve üzerlerine attıkları kıyafetleriyle ateşi tutuşturmaya başladı. Ateşin tutuşmasını beklerken kitlenin arasından bir genç, soğuk havaya rağmen büyüleyici sesiyle bir anda “Nuda” şarkısını söylemeye başladı: “Dengek rabû ji Wanê Ew qerîna azadîyê Li Botanê can fêda kir Rondik barîn dil şewitî…”
Şarkı henüz bitmeden, Newroz ateşi bir anda harlandı. Yağmurun dinmesiyle daha da gürleşen ateşin etrafında Licê halkı halaylar çekerek stranlar söyledi.
8 yıl sonra gelen bahar
Yağmurlu ve Nuda’lı Newroz’dan 8 yıl sonra, bu kez bahar havasıyla karşılandık. Newroz alanına vardığımızda, ateş için hazırlanan odunlar ve beyaz tülbentli kadınlar yerini almıştı. Ramazan ayında olunmasına rağmen özellikle annelerin yoğun ilgi gösterdiği kutlamalarda, gençlerin coşkusu da dikkat çekiyordu. Çocuklarını ellerinden tutarak, bebeklerini ise arabalarında alana getiren halk, büyük bir sabırsızlıkla ateşin yakılmasını bekledi. Kısa konuşmaların ardından, Barış Anneleri ve gençlerin taşıdığı meşalelerle Newroz ateşi tutuşturuldu.
“Bijî Serok Apo” ve “Şehîd Namirin” sloganları eşliğinde yakılan ateşin etrafında halay çekildi.
Mücadelesiyle hafızalarımızda yer tutan Licê’de, alana gelen herkesin bir hikâyesi vardı. Kimi yakılan köyünü, kimi geçmiş Newrozları, kimi ise kaybettiklerini hatırlayarak gelmişti alana. Herkesin ortak talebi barıştı. Halk, 2025 Newroz’unun barış ve özgürlük Newroz’u olması gerektiğini belirterek, tüm kesimlere Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek verme çağrısında bulundu.
Sadece bir ateş değil
Newroz ateşini yakanlardan biri de 56 yaşındaki Yasure Tufan’dı. Licêli olan ve çocukluğundan beri Newroz kutlamalarına katılan Tufan, 1986’dan bu yana tüm yasak ve engellemelere rağmen Newroz ateşini yakıldığını söyledi. Çocuk yaşta tanık olduğu kutlamaları ve baskıları hatırlatan Tufan, 40 yıldır bu ateşi barış için yaktığını ve 2025 yılını “umut yılı” olarak gördüğünü belirtti.
Yaşanan baskıların en ağır olduğu 1991-1992 yıllarını hatırlatan Yasure Tufan, 1993 Newroz’undan aylar sonra Licê merkezinin yakıldığını, evlerin silahlarla ve helikopterlerle tarandığını ve halkın göçe zorlandığını anlattı. Göç ettiği Amed merkezde de Newroz coşkusundan ödün vermediğini belirten Tufan, “O dönem baskılara rağmen kendimizi korumayı öğrenmiştik. Benim neredeyse bütün çocuklarım gözaltına alındı. Ancak Newroz’u dört duvar arasından kutlamayı asla kabul etmedik. Alanlara çıktığımızda bizi işkenceyle gözaltına alıyorlardı ama biz pes etmiyorduk. Odun almamıza izin verilmediğinde ateşi üzerimizdeki elbiselerle yakıyorduk. Çünkü bu ateş sadece bir ateş değil, bizim geçmişimiz ve geleceğimizdir” dedi.
Tufan, o dönemki coşkunun ve ruhun yeniden açığa çıkması gerektiğini de sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “Ben 80’li yıllardan bu yana yanan her ateşin başındayım. Yaşlandım ama asla yılmadım çünkü bana geçmiş ruhu hatırlatıyor. O dönem insanlardaki coşku ve heyecan çok başkaydı. O eski ruhu yeniden yakalamak lazım.”
Licê dağlarında
Yıllar sonra yeniden Licê dağlarında, kendi topraklarında Newroz’u kutlayan Tufan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bize bunu yapanlar, o gün baskı kurup Newroz’a izin vermeyenler burada değil ama biz buradayız ve bu ateş hâlâ yanıyor. Bu Newroz, hayalini kurduğumuz ve uğruna mücadele ettiğimiz barışa kavuşacağız. Ben buna inanıyorum ve herkesin de inanmasını istiyorum. Bu ateş, güzel günler için yakıldı. Ben o meşaleyi yakarken barışı diledim.”
Ateşi de barışı da büyüteceğiz
Hikâyesini dinlediğimiz isimlerden biri de 64 yaşındaki Xalis Erol’du. 32 yıldır mücadelenin içinde olan Erol, “90’lı yıllarda Newroz’u gece köylerde, gündüz ise merkezde kutluyorduk. O dönemin zorlu şartlarına rağmen mücadeleden vazgeçmedik. 1990 ve 2000’li yıllar arasındaki Newroz kutlamalarında ben 4 kez gözaltına alındım. Bize slogan atmayın, ateş yakmayın diyorlardı ama biz yapıyorduk. O dönem halktaki coşku çok farklıydı” dedi.
40 yıldır olduğu gibi bugün de barış için alanda yerini aldığını vurgulayan Xalis Erol, “Biz bu ateşi barış için yakıyoruz ve bu sene barışı da ateşi de daha da büyüterek yolumuza devam edeceğiz” diye ekledi.