6-8 Ekim olayları, Çökertme planı ve çözüm süreci
Forum Haberleri —
- Gözden kaçırılmaması gereken nokta, Çökertme Planı’nın Genelkurmay Başkanlığına sunulduğu Eylül 2014’de henüz ortada 6-8 Ekim Olayları ya da benzeri olaylar yoktur.
Celalettin CAN
Başbakan Davutoğlu,12 Şubat 2015 Cuma günü Hollanda ziyaretinden dönerken uçakta bir gazetecinin çözüm sürecinin akıbeti ile ilgili sorduğu sorusuna geriye doğru verdiği yanıt şu olacaktı:
“6-8 Ekim (2014) kalkışması sonrası yaptığımız güvenlik toplantılarında, kafamın bir yerinde bunların çözüm sürecini bitirebilecekleri ihtimali güçlü bir biçimde belirdiği için, askerlerimize, polisimize talimat verdim. ‘Çözüm sürecinin bitmesi ihtimaline hazırlıklı olun’ dedim. Bir gün ben size ‘O gün geldi’ diyeceğim. O güne bütün hazırlıklarımız tamam olmalı. ‘Bütün eksikliklerinizi tamamlayın."
Başbakan Davutoğlu’nun bu demecinde çözüm sürecine atıf yaptığı tarihte henüz MGK toplantısı gerçekleşmemişti.
Ancak Başbakan Davutoğlu ve Hükümet, savaş kararının MGK’den geçeceğinden o kadar emin ki, savaşa karşı ‘askere ve polise hazırlıklı olma’ talimatı veriyordu.
‘Emin’ olması anlaşılır…
Başbakanlığa, yani kendisine bağlı Kamu Düzeni ve Müsteşarlığı tarafından bir süredir hazırlanarak Eylül 2014’de Genelkurmay Başkanlığına sunulan ve Genelkurmay Strateji Plan Dairesi, Strateji Müdürlüğünün “Çökertme Planı” bilgisi dahilindedir, çünkü!
Gözden kaçırılmaması gereken nokta
Gözden kaçırılmaması gereken nokta, Çökertme Planı’nın Genelkurmay Başkanlığına sunulduğu Eylül 2014’de henüz ortada 6-8 Ekim Olayları ya da benzeri olaylar yoktur.
Bunlar bilgidir ve bu bilgilerin yansıttığı şu çelişkiler hakkında Kamuoyunun aydınlatılması gerekmektedir:
Birincisi, Eylül 2014’de Genelkurmay Başkanlığına sunulan Çökertme Planı ile Ekim 2014’de gerçekleşen 6-8 Ekim Olayları arasında en fazla bir ay zaman var.
Plan hazırlanıyor… Planın Genelkurmay Başkanlığına sunulduğu tarih ile 6-8 Ekim Olayları üst üste düşüyor.
Bunda bir gariplik yok mu?
İkincisi, çözüm süreci sürüyor. Halkın barışa sarılma umudu büyüyor. Halkın ağır basan eğilimi çözüm sürecinin sürmesi ve iç barışın gerçekleşmesi yönünde…
Ancak tam aksi bir davranışla ‘Başbakanlığa bağlı Kamu Düzeni ve Müsteşarlığı’ bir ‘Çökertme Planı’ hazırlıyor.
Ortada savaş, çatışma, kaos vesaire ne derseniz deyin artık, benzeri hiçbir musibet yok ama devletten doğru bu ortamı hazırlamaya yönelik hazırlık var.
Sonra 6-8 Ekim olayları var.
Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın 6-8 Ekim Olaylarında "bizim kontrol edemediğimiz güvenlik güçler var."
Başbakan Davutoğlu’nun bu olaylardan hareketle 'asker ve polis güçlerini çatışmalı sürece hazırlama' talimatı var.
MGK toplantısında Çökertme Planı ile ilişki içinde düşünüldüğünde bir yerlere oturan İç Güvenlik Yasası var.
Manipüle edilen ‘Hendek oyunu’ ile ‘binlerce hayatın kanlı yok edilişi’ süreci var.
Halkın derinlerine doğru açılan toplumsal yaralar var.
Ve bütün bu musibetlere paralel “Allah’ın lütfu” 15 Temmuz Darbe Girişiminin Amerikan usulü ‘toplumsal şok’la pompalanarak, 12 Eylül’ün katlanarak büyümesi ve tekçi rejimin ‘oldu bitti’ ile getirilmesi var…