71 yakınını kaybeden Hasret: Bizi kurtarmadılar

Toplum/Yaşam Haberleri —

Hasret Sekman

Hasret Sekman

  • Bedenim mezara girmedi ama nasıl yaşadığımı nasıl yürüdüğümü bilmiyorum. O çığlık ve yardım seslerini hiç unutamıyorum. Cenazemi köpekler yemesin diye 5 gün nöbet tuttum.

Herkesin bir değil iki değil onlarca yakınını sevdiğini kaybettiği Adıyaman’da yıkımla birlikte anılar, geçmişler ve umutlar da yok olup gitti. Binlerce insanın yaşamını yitirdiği, halkın tabiriyle ‘hayalet kente’ dönüşen Adıyaman’da çektiğimiz hiçbir görüntü veya söylediğimiz hiçbir söz asıl olanı anlatmaya veya göstermeye yetmiyor. ‘Enkaz, enkaz, enkaz, cenaze, cenaze, cenaze’ diyerek iki kolondan ibaret saydığımız deprem, arkasında çok büyük hikâyeler bıraktı. Yardım isteyen herkesin son hatırladığı şey yağmur ve çığlık sesleri.

Bu satırlardan sonra yazdığım her şeyin bu haber için fazlalık olacağını düşündüğümden bundan sonra ki bütün sözleri depremde 71 yakınını kaybeden Hasret Sekman’a bırakıyorum.

Yengem, amcam, kuzenim

“Deprem günü annem ve babamla dışarı çıktık. Dışarı çıktıktan sonra herkes çığlık çığlığaydı. Evimiz yıkıldı o anda evden çıktığım gibi yengemlere koştum. O günde bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Yengemin ayağı enkaz altında kalmıştı; amcam ve kuzenim de enkaz altında kalıp ölmüşlerdi. Ama kuzenimin cenazesinin bir kısmı içeride bir kısmı dışarıdaydı. Yengemi çıkartmaya çalıştık ama çıkartamadık. 18 saat boyunca o orada acı içerisinde kaldı. Kimse yardımımıza gelmedi. Aramadığımız hiçbir yer kalmadı ama çağrı merkezleri sırf onlara ulaşamayalım diye hatları şebekeleri her yeri kestiler. Kimseye ulaşamadık, halkla birlikte kendi başımıza bir şeyler yapmaya çalıştık.

Bu acının tarifi yok

Yengem 18 saat enkaz altında kaldı. Bir parçası dışarıda olan kızını görmesin diye kuzenimin üzerini kapatmak zorunda kaldık. Saatlerce kimse yardım etmedi, kadın artık öldü dedik, ondan sonra saatlerce yardım için bağırdık. Herkes ağlıyordu insanlar enkaz altında ses verip yardım istiyorlardı. En sonda yardım gelmeyince bizler ayağını orada bırakarak, yengemi oradan çıkardık. Bu acının o görüntünün tarifini ben size anlatamam. Kendi imkânlarımızla hem yengemi hem de diğer kuzenlerimi çıkardık. Üç gün boyunca kimse bize yardıma gelmedi. Halk kendi kendine bir şeyler yapıp enkazlarını çıkarmaya çalıştı. 

Bir kadın 3 gün boyunca seslendi

Yan binada bir kadın 3 gün boyunca seslendi. Hiç birimiz hiçbir şey yapamadık. Sonra sesi kesildi enerjisi tükendi taşlarla duvara vurmaya başladı. Kimse bir şey yapamadı. En son kadının oradan cenazesini çıkardılar. Biz o çığlıkları unutamayacağız, Adıyaman bunu unutmayacak. Üç gün boyunca tek başına bırakılmışlığımızı kimse unutamaz, unutturmayacağız da.

Halam yine öyle benim diğer kuzenlerim de öyle. Onların cenazelerini 7 gün sonra toprak altından çıkarabildik. Sevdiğim insanların cenazelerini bulabilmek için dua ettim. Kurtarmadılar, cenazeleri çıksın diye dua ettim.

Köpekler cenazemizi yemesin diye

Ölen kuzenimi 5 gün enkaz altından çıkaramadık. Bedeni üç parçaya bölündü. Canımız yanıyor diye bir şey diyemedik. Ağlayacak durumumuz kalmamıştı. Ben köpekler kuzenimin cenazesini yemesin diye beş gün boyunca o enkaz önünde nöbet tuttum. Beş gün boyunca uyuyamadım. Sen hiç iki gün uykusuz kaldın mı? Ben beş gün uyumadım. Buradaki bütün insanlar böyle, insanların hepsi yemek yiyor, su içiyor ama nasıl yemek yediğini nasıl yaşadığını bilmiyor. Yaşıyoruz ama nasıl yaşadığımızı bilmiyoruz.

Bütün sevdiklerimizi kaybettik

Evimizden olduk barkımızdan olduk bütün sevdiklerimizi kaybettik. Hiç kimseden üç gün boyunca hiç kimse gelmedi. Cenazelerimiz günlerce enkaz altında kaldı. Çok kötü bir gündü. Tamam, ben fiziksel olarak iyiyim bedenimi toprağa vermediler ama nasıl yürüdüğümü nasıl yaşadığımı bilmiyorum. Benim 71 tane canım gitti. Akşam konuştuğum diğer gün görüşeceğim insanlar vardı yardım gelmediği için o canları kaybettim.

Ölü gibi yaşıyorum

Devlet bize hiç yardıma gelmedi. Bana canlıyken yardım etmeyen devlet ölümü çıkarsa nedir? Zaten öyle de böyle de toprak olmuş. Ben o kadının yengemin çığlığını unutamıyorum. Müdahale edeceği zamanda müdahale etmediler, ondan sonrasında ne yaptılar kim ilgilenir. Üç gün boyunca enkazın altında ses veren bir kadını, erkeği ve çocuğu enkaz altında çıkarmayan devlet sonradan bana yardım etse ne… Bana bir ekmek verse ne… ben zaten ölü gibi yaşıyorum. Yaşama umudu olan insanlarda bir el uzanmadığı için yaşamadılar. Ya açlıktan ya soğuktan ya da susuzluktan öldü. Hiç birinin ne yaşadığını bilmiyoruz. Dört duvar arasında hiçbir şey yapamıyorsun imdat diyorsun ama devlet gelip yardım etmiyor.”

MEDİNE MAMEDOĞLU - ADIYAMAN/JİNHA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.