Aleviler: Örgütlenmezsek asimile oluruz

Toplum/Yaşam Haberleri —

Aleviler

Aleviler

  • Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun (AABK) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Bitnel, “Avrupa'daki Alevi örgütlenmesi Türkiye’deki asimilasyonun kırılması için de önemli bir dayanaktır” dedi. 

ERDOĞAN ZAMUR/BASEL

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Bitnel, Avrupa’nın birçok ülkesinde Aleviliğin inanç olarak tanındığını belirterek, “örgütlenmezsek asimile oluruz” dedi. 

Yaklaşık 7 yıl boyunca İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu başkanlığını da yapan Cem Bitnel, AABK’nin yaklaşık 35 yıllık bir geçmişi olduğunu söyledi. Bitnel, “Yaklaşık 300 dolayında Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi var. Bütün kurumlar da gönül bağıyla birbirine bağlıdır. Türkiye’de Alevilerin inanç olarak yaşadığı sorunları buruda yaşamıyoruz. Birçok ülkede Alevilik inanç olarak tanınıyor” dedi.

İlk federasyon Almanya’da

Alevilerin Avrupa’da örgütlenmesinin bir ihtiyaçtan doğduğunu ifade eden Cem Bitnel, tabandan tavana doğru örgütlendiklerini ifade ederek şöyle devam etti: “Önce yerel dernekler, sonra federasyonlar kuruldu. İlk etapta Almanya'da federasyon olarak kuruldu, diğer ülkelerde ise sekreterlikler oluşturuldu. Daha sonra her ülke kendi federasyonunu oluşturdu. Bu yapı kendi içinde temsiliyetçi demokrasiyi esas alarak kendini inşaa etti.”

Cem Bitnel

Birçok Avrupa ülkesinde örgütlü

AABK’nin Almanya, İsviçre, Fransa, İngiltere, Avusturya, İsveç, Danimarka ve daha birçok ülkede örgütlü olduğunu kaydeden Bitnel, “Bütün bu ülkelerdeki çalışmaların çatı örgütüdür. AABK’nin örgütlü olduğu her ülkenin kendi yasaları, kendi kuralları; bu kurallar çerçevesinde de her ülkede Alevi toplumunun ciddi kazanımları var" diye konuştu. 

Alevilik inanç olarak tanınıyor

Ülkelerin yönetimlerine, sistemlerine parelel özgün örgütlenmeler oluşturduklarını belirten Bitnel, yaşadığı İsviçre örneğini vererek şöyle devam etti: “Burası kanton sistemiyle yönetiliyor, dolayısıyla buradaki çalışmalar da kantonlara paralel düzlemde yapılıyor. Örneğin; Basel Kantonu’nda 'Alevilik' bağımsız bir inanç olarak tanımlanmakta. Zürih Kantonu’nda derslerde, Alevilik bir inanç olarak olarak tanıtılmakta. İsviçre'nin her kantonunda arkadaşlarımızın yerel yönetimlerle iyi ilişkileri var. Keza Almanya’da da Alevilik bir inanç olarak tanınmıştır. Yakın zamanda Avusturya’da da ciddi bir kazanım var. Orada da Alevilik resmi olarak tanınmakta. Yine İngiltere’de Britanya federasyonumuzun yaptığı çalışmalar sonucu Alevi toplumunun elde ettiği birçok hak var. Bu haklar ülkelerin yasalarına göre değişiklikler arz edebiliyor.”

Adım adım örgütlenme büyüdü

Alevilerin Türkiye’de inanç olarak yaşadığı sorunların hiçbiri Avrupa’da yaşamadıklarının altını çizen Bitnel, örgütlülüklerinin adım adım büyüdüğünü anlattı: “İlk önce inanç temelinde bir örgütlenmeye gidildi. İnsanlar inançlarını yaşamak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için bir örgütlenmeye gittiler. Ardından hayatın kendisiyle birlikte getirdiği sorunlara karşı adımlar atıldı. Mesela cenaze hizmetleri noktasında bir örgütlülüğe gidildi. Avrupa genelinde Alevilerin tamamen kendi imkanlarıyla oluşturduğu cenaze hizmetleri var. Bu hizmeti her ülke kendi içinde, kendi imkanlarıyla yapıyor.”

Göçmen kimliğimiz de var

“İnanca dair şu an AABK içinde yer alan hiçbir yapı, kurum ve dernek kendi inancının gereğini yerine getirmede bir sorun yaşamamakta. Bu aşılmış bir sorundur ama, her ne kadar Alevi de olsak Avrupa’da bir göçmen kimliğimiz ve bu kimlikten kaynaklı sıkıntılarımız var” diyen Bitnel şöyle devam etti: “Yani sadece Alevi olmaktan kaynaklı sorunların yanında, göçmen olarak da sorunlar yaşıyoruz. Tabi şunu da dürüstçe ifade etmekte yarar var. Türkiye’de Alevi olarak yaşadığımız sorunların hiçbirini Avrupa’da yaşamıyoruz. Bunu altını çizmek gerekiyor.”

35 yıllık geçmişi var

Avrupa’daki Alevi örgütlenmelerinin Türkiye’deki Alevilere yönelik baskı ve asimilasyona karşı da önemli bir dayanak olduğunu belirten Bitnel şunları aktardı: “Bugün Türkiye’de özellikle asimilasyonun kırılması konusunda bir etkimiz olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki durum çok daha farklı tabi. Orada demokrasinin oturtulamaması, hukuk sistemindeki aksamalar ve insan haklarına yönelik bakış açısı gibi zorlayıcı etkenler var. Ancak AABK’nin Avrupa'daki Alevi örgütlenmesinin gelişmesi, Türkiye’deki asimilasyonun kırılması anlamına gelmektedir. AABK’nin otuz-otuz beş yıllık bir mazisi var. Ancak bu süre içinde asimilasyonu kırma noktasında ciddi adımlar atılmıştır. Türkiye'de yaşayan Alevilere bir güven, bir destek, bir dayanak olmuştur. Orada dile getirilmeyeni dile getiren bir yapı olmuştur. Bu anlamıyla da varlığı önemlidir.”

Madımak’ın katilleri Almanya’da

Alevilere yönelik katliamlara karşı hukuki bir mücadele yürüttüklerini de kaydeden Bitnel, “Türk devleti, Madımak Katliamı’nda yer alan katilleri yargılamak için bir çaba göstermedi. Biz gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’da hukuki anlamda ciddi bir mücadele veriyoruz. Örneğin; katillerin bazıları Almanya’ya kaçtı ve halen de Almanya’da yaşıyor. Buna ilişkin başvurular yapıldı ama Türkiye devleti bunların iadesini talep dahi etmedi" dedi. 

Alevi toplumunun örgütlenmeden başka bir seçeneğinin olmadığını vurgulayan Bitnel, “Örgütlü olmak her şeyin başıdır. Bir şeyi başarmak istiyorsak eğer, örgütlü hareket etmek zorundayız. Asimilasyonu ancak böyle durdurabiliriz” dedi. 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.