'Yeşil', Sözcü'de canlandı; Sakık, İçişleri'ne sordu

Sözcü gazetesi
- Sözcü gazetesinin devletin bazı birimleriyle ilişkileri bilinen yazarlarından Saygı Öztürk, dünkü yazısında JİTEM elemanı 'Yeşil' olduğunu söyleyen bir kişinin kendisini arayıp konuştuğunu yazdı. Sözcü gazetesi, bunu manşetten duyurdu. DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık, konuyu Meclis'e taşıdı.
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'da fırça yiyence ekranlarda ağlayarak devlete ne kadar hizmet ettiğinin bilindiğiyle kendini savunan Saygı Öztürk, bir süredir devam eden çözüm sürecinin aleyhine haber/yazılara imza atıyor. Böyle kişilere hoparlör oluyor. Öztürk, dün de yazısına 'Yeşil' adını kullanan JİTEM tetikçilerin Mahmut Yıldırım'ı anlatarak başladığı yazısında "1997 yılında, evinde uyurken bir kamu kuruluşundan çağrıldı. O günden itibaren kendisinden haber alınamadı. Zaman zaman yaşadığına, hatta Ankara’da görüldüğüne ilişkin haberler yayımlanıyordu. Ancak yaşadığı gibi öldüğü de kanıtlanmış değil" diyerek, bu konudak belirsizli anlatıp aslında yaşadığına dair kanaati güçlendiriyor.
Yeşil, Sözcü'sünü aramış
Kendisi de Ağrı-Konya hattındaki sürgünlerden devşirme olan Saygı Öztürk, 9 Aralık'ta kendisini arayan kişinin “Ben Yeşil” dediğini, sorularıyla yaptığı testten de geçtiğini belirterek, şöyle devam etti: "1953 doğumlu olduğunu, karaciğer nakli yapıldığını, sağlık durumunun iyi olmadığını anlattı. Karaciğer naklinin farklı bir isimle yapıldığını, bu konuda kendisine yardımcı olan ünlü bir ismin adını verdi. Uzun bir süre Azerbaycan’da kaldığını, şimdi Türkiye sınırına yakın olan Suriye’de güvendiği bir ülkücü dostunun yanında kaldığını kaydetti.
Öcalan'a suikast girişimi
(...) Çok şeyler yaptığını, ama kimseye ihanet etmediğini anlatırken, en büyük ihanetlerden birisini Suriye’de yaşadığını öne sürdü. Yeşil, şunları söyledi: 'Evet, Abdullah Öcalan’ı Şam’da kaldığı evde bombalı araçla öldürecektik. Bu olayda benimle birlikte bir bayan, iki üsteğmen, Bursa Özel Tip Cezaevi’nden alınarak getirilen ismini vermek istemediğim bir kişi ile başka bir arkadaşımız vardı. Orada aslında Abdullah Öcalan’ı ortadan kaldırmamız mümkünken, ihanete uğradık. Başarısız bir suikast girişimi oldu. Bize yardımcı olan Suriyeli aracı uzağa park edince bütün plan bozuldu.'
Hizbullah başarısı
Konya’da bulunduğu sırada yakalandığını anlatan Yeşil olduğunu belirten kişi, 'Kendilerine verilen emir üzerine serbest bırakıldım' iddiasında bulundu. O emri kimin verdiğini söylemedi.
Öztürk, yazısında genellikle 'kişi' kullanıyor ama bazı yerlerde direkt "Yeşil, şöyle devam etti" diye yazıyor. İşte o bölümlerden biri: "PKK ile mücadele edildiği sırada özellikle il ve ilçelerde Hizbullah örgütü Devlet tarafından desteklendi ve PKK’ya karşı kullanıldı. Hizbullah’ın o dönemde kurulması başarıydı. PKK’ya çok büyük zayiatlar verdirildi.”
Devlet de yerini biliyormuş
Öztürk, muhabbetine devam ederek oğlunun adını soruyor, cevabını alıyor ama pek memnun olmadığın yazıyor. Şu anda bulunduğu yerin devlet tarafından bilindiğini belirten 'Yeşil', Türkiye’ye gelip gelmeyeceğini sorduğunu yazan Öztürk, şu esrarengiz finali yapıyor: "Başka bir zaman yine arayacağını, telefonu kapatmak zorunda olduğunu ekledi. (...) Yeşil acaba yaşadığını birilerine duyurmak mı istedi anlamadım..."
Sözcü manşetine taşıdı
Sözcü gazetesi, dünkü sayısında bu yazıyı manşete çekti. Gazete, "Saygı Öztürk'ün cep telefonu çaldı. Sohbet bu cümleyle başladı" üstbaşlığını kullanarak, daha çok intikam almaya veya hesap sormaya gelenlere atfedilen tarzı seçerek, şu manşeti tercih etti: "Alo ben Yeşil"
Sakık, Yerlikaya'ya sordu
DEM Parti Agirî Milletvekili Sırrı Sakık, konuyla ilgili İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın yazılı olarak cevaplaması amacıyla Meclis Başkanlığına sor önergesi verdi. Sakık, "Uzun zamandır aranan bir tetikçi, adeta meydan okurcasına 'ben buradayım' demekte ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendisine dokunmayacağını, hatta koruduğunu ima etmektedir" dedi. Sakık, şu sorulara yanıt istedi:
* 1990'larda işlenen neredeyse bütün faili meçhul cinayetlerde adı geçen bir şahıs, aradan geçen onca yıla rağmen neden yakalanmamıştır?
* Mahmut Yıldırım olduğunu söyleyen şahsın ifade ettiği üzere devletin kaldığı yeri bildiği halde kendisini gözatına almadığı bilgisi doğru mudur?
* Kendisinin de dile getirdiği, yaşanan olay ve olgulara bakıldığında da korunduğu çok açık olan bu tekikçiyi, kim veya kimler, hangi amaçla korumaktadır.
* Bakanlığınız, 'Yeşil' kod adlı tetikçi katilin hangi bilgileri bildiği ve hangi ağ içinde suçlar işlediğine dair malumata sahip midir?
* Bu süreçte 'Yeşil' kod adlı kişinin isminin tekrardan ortaya çıkması neyin işaretidir? ANKARA















