Aleviliğin inkarında laik ve dinci versiyonlar

Cihan EREN yazdı —

  • Dersim bile kendi başına 'Alevilik inanç değil' saldırısını boşa çıkaracak potansiyele ve güce sahip olduğunu bilerek 'Kürt Reya Heq' süreği adıyla birtakım inançsal ve siyasi çalışmalar yapılabilir.

Bugün Türkiye’de iki ayrı siyasi çizgi vardır; biri milliyetçi ve devletçi olanı, biri de demokratik ve halkçı olanıdır. Bu siyasetler, üç farklı söylem kullanıyor. Milliyetçi ve devletçi anlayıştakiler, biri dinci milliyetçi biri de laik milliyetçi olmak üzere iki dille konuşurken, demokratik halkçı siyasi çizgi ise,  demokratik, farklılıkları zenginlik gören kapsayıcı dili kullanıyor. Kuşkusuz ki bu farklılıklar ideolojiktir ve tarihseldir. Bu nedenle günümüz Türkiye’sinde sadece basit bir iktidar değişimi mücadelesi verilmiyor. İdeolojik, tarihsel, kültürel ve sınıfsal bir mücadele veriliyor. Son aylarda bu içerikteki mücadelenin en iyi görüldüğü alanlardan biri de Aleviler ve Alevilik olduğu biliniyor. Bu sebeple 2023 yılı Kürtler, Aleviler ve diğer tüm demokrasi güçleri için çok önemli bir yıl olacaktır.

2023 yılının ikinci yarısından itibaren Türkiye, eski Türkiye olmayacaktır. Çünkü yüz yılık yolun sonuna gelinmiş, koca bir yalan son bulmuş olacaktır. Yalan sahipleri, her türlü pisliğin içinde debelenerek bitmekte olan ve son maskesi dinci faşist iktidar olan katliamcı devlet yapılanmasına alternatif adı altında bu defa da Altılı Masa etrafındaki zevatla laik milliyetçi bir maske ile halkların karşısına çıkmaya hazırlanıyor. İkinci siyasi çizgi olan demokrasi güçlerinin sistem çağrısı Demokratik Cumhuriyet’tir.

Türkiye demokrasi güçlerinin önemli bir bileşeni de Alevilerdir. Aleviler yıla önemli bir mücadele kararlılığı, heyecanı ve morali ile girmiştir. Çok eleştirilmelerine rağmen Aleviler 2014’ten beri sessizliklerini bir türlü aşamıyordu. İnanç özgürlüklerini kazanma, Türkiye’yi demokratikleştirme mücadelelerini derneklerin aktiviteleriyle sınırlı tutmuşlardı. Aleviler, 2022’nin sonlarına doğru bunun tümden yanlış olmasa da çok büyük bir eksiklik olduğunu anlamış ve harekete geçmiştir.

Aleviler demokratik tutum alması, toplumsal gücünü harekete geçirmesi halinde Türkiye’nin demokratikleşmesine çok büyük etkide bulunacaklarını daha iyi görmüştür. Alevilerin şimdiye kadar bu gücünü yeterince kullanmamasının nedeni Aleviler üzerindeki siyasi oyunlar ve baskı kadar Alevilerin toplumsal güçlerinin yeterince farkında olmamasıydı.

Alevilere ve Aleviliğe dönük kültürel soykırım politikasının sağ-sol versiyonlarla dayatılması Aleviler üzerinde büyük bir baskıya yol açmaktadır. Devletin sol dilli milliyetçi güçlerinin yol açtığı kafa karışıklığı Alevilerin bu baskı politikalarını yeterince görmemesine, bunun da Alevilerin toplumsal güçlerini kullanmamasına neden olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Aleviler uzun bir dönem, mücadele isteği olan, arayış içinde ama pasif olmaktan da çıkamayan bir toplum olarak kalmıştır. Alevilerin sessiz ve izleyici konumda olmalarının varlıklarını büyük bir tehlike ile karşı karşıya getirdiğini görerek 2022 sonlarında harekete geçmiş olması, en çok da demokrasi mücadelesi için hayırlı olmuştur.

Atılmış bu adımdan sonra Alevilerin politik olarak daha duyarlı ve olası gelişmelere karşı da hazırlıklı olması, gereken yer ve zamanda çekinmeden pratik adım atması gerekiyor. Bunun da inkâr edilmiş inançlarının ilkeleriyle uyum içinde olması gerekir.

Aleviler, ayrı bir inanç olduklarını kimseye ispatlamak zorunda değildir. Önemli olan kendilerinin inançlarının gereklerine göre yaşamasıdır. Örneğin Aleviler, “inancımız demokrasi safında yer almamızı emrediyor” diyebilmelidir. Bugün Aleviler, “en az mazlumlar kadar demokrasiden yanayız” demeye başlayabilmelidir. Aleviler inançlarının kendine has dili ve kavramları olduğunu, kutsalları, Pîr ve Rayverlerinin bulunduğunu yaşamlarında göstermelidir. Aleviler siyasette de Türk İslam sentezinin sol ve laik diline ait hiçbir terimi kullanmamalı, demokratik siyaset dilini her alanda hakim kılabilmelidir. Kürt, Türkmen, Arap ve Roman Aleviler, varlıklarını daha görünür kılabilmelidir. Süreklerin adıyla  siyasi ve inanç odaklı kongre ve konferanslar yapılabilmelidir. Örneğin Dersim’in kendi başına 'Alevilik inanç değil' saldırısını boşa çıkaracak potansiyele ve güce sahip olduğu bilinerek 'Kürt Reya Heq' süreği adıyla birtakım inançsal ve siyasi çalışmalar yapılabilir.

Özcesi, Aleviler kendi inançlarını yaşayarak, zengin eylem ve etkinliklerle Aleviliği inanç görmeyen saldırıyı boşa çıkarabilir, büyük demokrasi gücü olduklarını mücadele içinde gösterebilirler. Tabii bu, devletten gelecek tehlikeli saldırıların biteceği anlamına gelmez. Bilinmelidir ki devletin Aleviler hakkında tıpkı Kürtler gibi uydurduğu yalanları vardır. Örneğin bu yalanlardan biri de, CHP’yi Alevilere ilerici, solcu, demokrat sunmasıdır. Dersim katili, tarihte ilk defa Alevileri yok sayan siyasi anlayışın partisi CHP’yi böyle anlatmak kadar büyük bir saptırma daha yoktur. Bu türdeki söylemlerin dürüst Müslümanları AKP’nin dindar olduğuna inandırmaya çalışan dilin sol laik versiyonu olduğu unutulmamalıdır. Bu kadar suçlu bir siyasi anlayışın kendini solcu tanımlamasında, Alevilerin son yıllara kadar da kendine belli bir destek vermesi önemli bir gerekçeydi. Demek ki Alevilerin demokrasi gücü olarak görevlerini yerine getirmesi sadece inanç özgürlüklerini kazandırmayacak, sahte solcuların ve demokratların kim olduğunu da netleştirecektir. Aleviler siyaset olarak bir de bu ve benzer konularda duyarlı olmak zorundadır.

Alevilerin demokratik tutumu, sadece ülkeyi demokratikleştirmede rol oynamayacak, Türkiye demokrasisi önündeki en büyük engellerden biri olan malum CHP’nin sahte solcu ve sahte demokratikliğini de netleştireceği için tarihi bir rol oynayacaktır. Aleviler tarihsel önemdeki bu etkilerini temel bileşeni oldukları Emek Ve Özgürlük İttifakı’nı tabanda büyüterek pratikleştirirlerse yol açacakları demokratik gelişme tahmin edilenden de büyük olacağı kesindir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.