Almanya’da ülkücü fitne

Yurt Dışı Haberleri —

.

.

  • Türk aşırı sağcı yapılanmalar, Alman siyasetine, bürokrasisine ve devlet kurumlarına sızıyor. Alman partileri seçim kazanmak için ve iktidar olabilmek kaygısıyla demokratik değerleri feda ediyor.
  • Türkeş’in 1996’daki Alman vatandaşlığı alarak Alman siyasetine sızma stratejisini uygulayan 12 binden fazla ülkücü sempatizan, yardım kuruluşu, dernek, kulüp ve cami adı altında düşmanlaştırıcı politika yürütüyor.

Almanya’da 12 bin Türk ırkçısı günlük politik hesaplar peşinde koşan Alman siyasi partilerini tuzağına düşürerek iç siyasete sızması güvenlik mekanizmasını endişelendiriyor. Focus dergisi ırkçı, ayrıştırıcı, Kürt, Hristiyan ve farklılık düşmanı ülkücü ideolojinin Almanya’da Turan rüyası görmeye devam ettiğini yazdı. Axel Spilcker’in haberinde Almanya İç İstihbaratının siyasi partilere bu konuda düzenli bilgilendirme yapıldığına yer veriliyor. Haberden istihbarat ve polisin ırkçı tehlikeden haberdar olduğu anlaşılıyor

Almanya’da uyuşturucu, çete faaliyeti, insan kaçakçılığı gibi kriminal durumların başlıca faili olan Bozkurtlar olarak tarif edilen ülkücü örgüt sempatizanları, AKP/MHP iktidarının siyasi ajandası çerçevesinde Alman kamu idaresine ve siyasetine sızmaya devam ediyor. Bu ırkçı radikallerin başlıca hedefinde Hıristiyanlar, Kürtler ve Yahudilere karşı kışkırtma faaliyeti var. Focus haberinde ülkücülerin Türk devlet politikasının dediği şekliye Ermeni soykırımını da inkar ettiğini yazdı.

“Bozkurtlar bugüne kadar bir Türk imparatorluğunun hayalini kuruyor” denilen haberde, sadece Kuzey Ren Vestfalya'da 3 bin 700 kişi ırkçı Bozkurt örgütlerine sempati duyuyor. Anayasayı Koruma Dairesi verilerine göre 70 kulüpte 2.000 üye örgütleniyor. Alman güvenlik otoriteleri, ülkücü aşırıcılıkçıların ideolojilerini 300 kulüpten oluşan üç şemsiye örgüt altında ülke geneline yaydıklarını duyurmuştu. Güvenlik yetkilileri, Bozkurtların bu ülkede yaklaşık 12.000 takipçisinin olduğunu tahmin ediyor.

Anayasayı Koruma Dairesi: Parlamentoya girmeye çalışıyorlar

Kuzey Ren-Vestfalya Anayasayı Koruma Dairesi başkanı Jürgen Kayser, FOCUS'a internet üzerinden verdiği röportajda Bozkurtların demokratik kurumlara sızacağı konusunda uyardı. Kayser, Müslüman Kardeşler'e benzer şekilde bu aşırılıkçı çevrelerin partilere katılmaya veya kendi liderlerini yerel parlamentolara veya eyalet parlamentosuna getirmeye çalıştığını açıkladı.

"Anayasayı Koruma Dairesi, Alman karar vericilerle sürekli olarak temas kurarak onların sorun hakkında bilinçlendirilmesini sağlıyor" diyen Daire Başkanı Kayser, Almanya doğumlu Türklerde faşizme bir sempati olduğunu söylüyor. Erdoğan rejim ile ırkçılığın atışına dikkat çeken güvenlik yetkilileri DİTİP cami derneklerindeki yoğunlaşmaya ve sosyal medyada zararlı içeriklere de dikkat çekiyor.

Ülkücü ırkçı örgütlenmelerin Türkiye’deki politik sorunları Almanya’nın içine taşıdığını, bunu entegrasyon konseyleri ve yerel politikacılar üzerinden yapmaya çalıştığını söyleyen Kayser, “Bu, kendi sorunlarınızı toplumun merkezine koymaya çalıştığınız anlamına geliyor. Elbette bunu politikacıları, entegrasyon konseylerini veya diğer hükümet organlarını etkileyerek başarılabilir. Bu nedenle Bozkurtlar da uygun temaslar kurmaya çalışıyor" diye konuştu.

 

 

Politikacılar tuzağa düşüyor

NRW İçişleri Bakanı Herbert Reul (CDU) net bir duruş çağrısında bulunuyor: “Nefret ve ajitasyon, dışlama ve düşman söylemleri demokrasimiz için zehirdir. Özellikle bu günlerde insanları aşırıcı, anti-demokratik güçlerden korumak önemli. Anayasayı Koruma Dairesi Bozkurtların, Kuzey Ren-Vestfalya'daki baskılarının başarısızlıkla sonuçlanması için yakından takip etmeye devam ediyor.”

Ancak farklı kesimlerden siyasetçiler Türk faşistlerine daha sık aşık oluyor gibi görünüyor. Çoğu zaman seçilmiş yetkililer kiminle uğraştıklarını bilmiyorlar. 2023 yazında eyalet parlamentosunun eski üyesi ve Hamm'ın şu anki belediye başkanı Marc Herter manşetlere çıktı. İlk olarak SPD'li siyasetçi, ev sahibinin Bozkurtlarla iyi ilişkileri olan bir doğum günü partisine katıldı. Daha sonra bir Türk faşistinin şehir yönetiminde görev almak için yaptığı başvurusunun, belediye başkanlığından olumlu görüş alınarak personel dairesine iletildiği öğrenildi.

Her şey seçim kazanmak için

2019 yılında eyalet parlamentosu üyesi Sven Wolf, Remscheid'de ismi ırkçı Bozkurtlarla anılan bir camiyi ziyaret etti. Neuss milletvekili Jörg Geerlings (CDU), 2022'de Bozkurtlar'ın ve onların ırkçı Türk partisi MHP'nin sembollerinin bulunduğu bir duvarın önünde çektirdiği fotograflar yüzünden oldukça büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kaldı.

Eyalet seçimlerinde aşırı sağ oylara oynayan Geerlings, arkasındaki sembolleri fark etmediğini söyledi. CDU'lu siyasetçi, “Herkesle konuşurum. Ve her tartışmada özgür temel düzenimizi tutkuyla savunurum. Beni aşırı sağcılığa yakın olmakla suçlamak tamamen saçmalık” dese de Alman siyasetinin kısa vadeli dar siyasetinin yarattığı açmazı göz önüne sermiş oldu. 

CDU’nun torbası delik deşik

On yıldır, eski Başbakan Armin Laschet gibi CDU'nun önde gelenleri Türk milliyetçileriyle nasıl baş edileceğini tartışıyorlar. Laschet’in partisinden Sylvia Pantel ile 2014 ve 2016’da yaşadığı tartışmalar hatılarda kaldı. Dönemin Federal Meclis üyesi, aşırı milliyetçi Türklerin CDU'ya üye olmasını engellemeyi amaçlayan bir uyumsuzluk kararı talep etmişti. Her iki başvuru da Laschet'in ısrarı üzerine reddedildi. 2020 yılında Kuzey Ren-Vestfalya'da yapılan yerel seçimlerde, özellikle Ruhr bölgesindeki kamuoyunun da yakından tanıdığı ırkçı Türkler, Duisburg'da CDU listelerine girmeyi başardı.

Laschet'nin himayesi altındaki eski Kuzey Ren-Vestfalya Entegrasyon Bakanı ve mevcut Federal Meclis üyesi Serap Güler de on yıl önce Türk aşırı sağcıların toplantılarına katılması nedeniyle eleştirilere maruz kalmıştı. Köln CDU'lu politikacı, o dönemdeki katılımını "başka politikacıların da davet edildiğini" söyleyerek savundu. Birçok Alman politikacının katıldığı bu organizasyonda hiç bir Alman politikacı Türk ırkçı ideolojisinin reklamına dahil olduklarını anlayamadı.

2016 yılında “Çeşitlilik Birliği - CDU NRW Devlet Ağı Entegrasyonu” (UDV) platformu ülkücü, milli görüşçü ve Türk ırkçılarının platformu haline geldi. Faşist ülkücülüğün ve Türk-İslamcı tanınmış kişiler bu çatı altında rahatça örgütlenmesi parti içi tartışmaları alevlendirdi. CDU’lu politikacıların bir kısmı şimdi Fransız modeline dayalı olarak Bozkurtların yasaklanması çağrısında bulunuyor.

Koyun postunda Kurt

Focus, Köln Belediye Başkanı Henriette Reker’in de arıştırıcı ve düşmanlaştırıcı bu kesimin kurbanlarından olduğunu yazdı. Köln belediye başkanı, Haziran 2022'de gönüllü çalışan denilerek Canan Durna'ya "Demokrasi ve Çeşitlilik için Birliktelik Ödülü"nü verdi. Mülheim'lı kadın 1000 Euro değerindeki çeki gururla kabul etti. Aslında şehir liderleri koyun kılığına girmiş kurdu onurlandırmış gibi görünüyor. “Welt” gazetesinden bir muhabir, “aşırı sağcı olduğunu itiraf eden Türk”ün karanlık yüzünü ortaya çıkardı.

AKP’nin koltuk değneği MHP

Facebook hesabında üzeri çizili İsrail bayrağının resimleri vardı. Sloganı: “Kahrolsun İsrail”. Ayrıca Faşist lider MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'e de saygı duruşunda bulunduğu söyleniyor. Artık Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koltuk değneği ve destekçisi olan parti çoktandır ırkçı siyaseti ile Türkiye’de huzursuzluk kaynağı.

Türk ırkçı ideolojisinin resmi kurucusu Türkeş ölümünden bir yıl önce 1996 yılında Essen Grugahalle'de düzenlenen Türkiye Federasyonu kongresinde Alman siyasetine girme çağrısı yapmıştı. Türkes, Alman vatandaşlığına alınıp partilere katılmayı önermişti. HABER MERKEZİ

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.