Amed’de intiharlar alarm veriyor
Toplum/Yaşam Haberleri —

foto: Pixabay
- Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 2000–2023 yılları arasında intihar oranı 2,3 kat artan Amed, 23 şehir arasında ilk sıraya yerleşti. DER-MEZ üyesi psikolog Ruken Esen kentteki intihar oranının artış nedenini anlattı
Amed’de son yıllarda hızla artan intihar vakaları, kentte derinleşen sosyal krizlerin ve travmaların sessiz ama ağır bir yansıması haline geldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2000–2023 yılları arasında intihar oranı 2,3 kat artan Amed, 23 şehir arasında ilk sıraya yerleşti. Özellikle çocuk ve genç yaş grubundaki kayıplar endişe verici boyutlara ulaştı. Sadece 15 yaş altı çocuklarda 431, 15–19 yaş arası gençlerde ise yine 431 intihar vakası kayıtlara geçti.
Uzmanlar, bu artışın yalnızca bireysel psikolojik nedenlerle açıklanamayacağını, bölgesel eşitsizlikler, toplumsal travmalar ve yetersiz destek sistemleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguluyor.
Artan intihar vakalarına ilişkin görüştüğümüz Mezopotamya Psikologlar Derneği (DER-MEZ) üyesi psikolog Ruken Esen, intiharların nedeni olarak toplumsal çürüme, ekonomik kriz ve şiddete işaret ederek intihar oranlarının, toplumda derinleşen bu yapısal sorunların bir yansıması olduğunu söyledi.
Derin yoksulluk, işsizlik ve umutsuzluk!
2024 yılına ait veriler ve Meclis önergelerine göre, Türkiye genelinde en sık rastlanan intihar nedenleri arasında hastalık, aile içi geçimsizlik ve belirsiz ‘diğer’ kategorisi öne çıkıyor. Ancak Amed gibi ekonomik ve siyasi baskılarla şekillenen şehirlerde bu nedenlerin çok daha karmaşık bir yapıya sahip olduğunu belirten Esen, “Bu intiharlar bireysel trajedilerin ötesinde, toplumsal bir alarm zili. Özellikle kronik işsizlik, ekonomik güvencesizlik, artan borçlanma ve gelecek kaygısı kentte birçok bireyi psikolojik açıdan derin bir çıkmaza sürüklüyor. Yoksulluk ve geçim sıkıntısı yalnızca maddi değil, aynı zamanda kimliksel ve varoluşsal bir kriz yaratıyor. Bu baskılar, kişinin kendini değersiz, işe yaramaz ve yalnız hissetmesine neden oluyor” dedi.
Kentte kolektif bir travma hali mevcut
Amed’de dikkate alınması gereken en önemli etkenlerden birinin de ‘kolektif travma’ olduğuna dikkat çeken Esen, şöyle devam etti: “Amed, Türkiye’nin en fazla kolektif travma yaşayan şehirlerinden biridir. Uzun süredir devam eden çatışmalar, zorunlu göçler, askeri operasyonlar, kimlik baskıları ve adaletsizlikler hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ağır travmalar yarattı. Sürekli acı çeken bir toplumda, acı artık kimseyi hayatta tutmaya yetmez hale gelir. Bu bölgede yaşanan adaletsizlikler, toplumsal bellekle birleşince bir anlam krizine dönüşüyor. Travmaların adalet sisteminde bir karşılık bulamaması, bireyde umutsuzluğu derinleştiriyor ve yaşanan kayıplar zamanla ‘anlamsız acıya’ dönüşüyor.”
Yaşanan intiharlar toplumsal bir çığlık
Esen’e göre, kadınlar, gençler ve LGBT+lara dönük artan toplumsal baskı, katı cinsiyet rolleri, aile içi şiddet, istismar ve bastırılmış travmalar da intihar riskini ciddi şekilde artırıyor. Bu sorunlarla başa çıkabilecek destek mekanizmalarının eksikliğinin bireylerin yalnızlaşmasına, topluma yabancılaşmasına ve zamanla içe kapanarak yaşamdan kopmasına yol açtığını vurgulayan Esen, Amerikalı psikolog Edwin Shneidman’in “psychache” (psikolojik acı) kavramına dikkat çekti: “İntihar sorununu sistematik ve çok katmanlı bir travma haritası çerçevesinde değerlendirmek gerekir. İntiharın merkezinde, katlanılamaz bir psikolojik acı vardır. Bu acı, bireyin kendini değersiz, yetersiz ve umutsuz hissetmesinden doğar. ‘Ben’ kavramı çöker ve bu noktada ölüm, yaşamaktan daha az acı verici bir seçenek gibi görünür.”
Ücretsiz danışmanlık merkezi yaygınlaştırılmalı
Esen’e göre çözüm, yalnızca bireysel değil, toplumsal ve kamusal düzeyde de çok yönlü adımlar atmakla mümkün. “Ruh sağlığı konusunda farkındalık artırılmalı, intihar tabusu yıkılmalı ve destek istemek bir zayıflık olarak görülmemeli” diyen Esen, şu önerilerde bulundu:
* “Belediyelere bağlı ücretsiz danışmanlık merkezleri yaygınlaştırılmalı.
* Sivil toplum kuruluşlarıyla ortak kriz müdahale hatları kurulmalı.
* Özellikle okullar, camiler ve mahalle merkezlerinde ‘psikolojik ilk yardım’ eğitimleri verilmesi elzem. * Kadınlar, çocuklar ve gençler için güvenli sosyal alanların oluşturulması da toplumsal dayanışmanın güçlenmesi açısından kritik öneme sahip.”
Medyanın sorumluluğu var
Son olarak medyaya da önemli bir sorumluluk düştüğünü hatırlatan Esen, şu ifadeleri kullandı: “İntihar haberleri duyarlılıkla, sansasyon yaratmadan ve umut kapılarını açık bırakarak işlenmeli. Çünkü bir kişinin yaşama tutunması, bazen yalnızca bir başkasının onu anladığını hissetmesiyle mümkün olabilir.” HABER MERKEZİ














