Anadil asimilasyona karşı bir direniş
Dosya Haberleri —
- Kürtçe öğretmeni Abdulkadir Ulumaskan, "Asimilasyonun Kürt dili üzerinde de etkisi var elbette. Ama asıl sebep Kürt dili için verilen mücadelenin yetersizliğidir. Maalesef genel olarak Kürtçe konusunda ciddi bir duyarlılığımız ve politikamız yok. Almanya'nın 6 eyaletindeki ilk ve orta okullarında yaklaşık 3 bin 500 öğrenci Kürtçe dil derslerine katılıyor" dedi.
- Avrupa Kürdistan Öğretmenler Birliği'nin (YMK) Başkanı Semir Xidir Ebdî de, "Kürtçe konuşanların çoğu asimilasyona doğru gidiyor. Egemenler, Kürt dilini zayıflatmaya yönelik uzun vadeli planları var: Kuzey Kurdistan'da Kürt dili Türk devleti tarafından tanınmasına rağmen devlet tarafından demografik yapıyı değiştirme planları uygulamaya konuldu" diye vurguladı.
- İsveç'te Kürtçe öğretmenliği yapan Mem Dogala ise, "Dünya Anadil Günü’nde ben Kürtçe öğretmeni olarak çocukken bayramlarda yaşadığım hissin benzeri bir heyecan ve coşkuya kapılıyorum. Öğrencilerimle birkaç hafta öncesinden afişlerle, Kurdistan bayrağıyla, Kürtçe kıyafet ve şiirlerle sınıfı süslüyor. Bu gün bizim için çok özel ve kutsal bir gün" dedi.
ARAT ARARAT
UNESCO tarafından 1999 yılında 21 Şubat olarak açıklanan Dünya Anadil Günü, asimilasyon tehlikesi altında olan diller için özel bir anlam ifade ediyor. Kürtçe de bu dillerden biri. Özellikle Kuzey Kurdistan’da yüzbinlerce Kürt anadilinde eğitim göremiyor. Avrupa’da da Kürtçe eğitim bazı ülkelerde yapılsada Kürt nüfusuna oranla çok yetersiz olduğu ortada. Kürtçe'nin en çok okullarda ders olarak okutulduğu iki Avrupa ülkesi Almanya ve İsveç. 21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle Saziya Zimanê Kurdî (Kürt Dil Kurumu) öğretmenlerine Kürtçe derslerin durumu ve Kürtçe'nin geleceğini sorduk.
Almanya’da 3 bin 500 öğrenci
Yıllardır Almanya’da okullarda Kürtçe öğretmenliği yapan Abdulkadir Ulumaskan akademik düzeydeki araştırma çalışmaları açısından Kürt dilinin durumunun geçmiş yıllara göre daha iyi olduğuna işaret ederek, artık Kürt edebiyatı ve dili üzerine birçok profesyonel ve akademik anlamda çalışma yapıldığına dikkat çekiyor. Ulumaskan, Kürtçe derslerine yönelik çok sayıda yayınevi, kitap ve materyal de bulunduğunu hatırlatarak, Avrupa'da ve özellikle Almanya'da Kürtçe anadil sınıflarındaki öğretmen ve öğrenci sayısında eskiye göre biraz olsun artış yaşandığını da belirtiyor. Ulumaskan, Almanya’da öğrenci ve öğretmen sayısı hakkında şu bilgileri veriyor: ''Almanya'nın 6 eyaletindeki ilk ve orta okullarında yaklaşık 3 bin 500 öğrenci Kürtçe dil derslerine katılıyor. Kürtçe derslerinin çoğu; Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde Kurmanci, Sorani ve Zazaki olarak verilmektedir. Bu eyalette yaklaşık iki bin öğrenci ve yirmi öğretmen Kürtçe derslere katılıyor. Geçmişe göre Kürt öğrenci ve öğretmen sayısının artması olumlu bir şey. Ama Almanya'da bir milyonun üzerinde Kürt olduğunu söylediğimizde bu sayı genel nüfusa oranla oldukça düşük. Bu durumda en ilginç olanı, son yıllarda yurt içinde ve yurt dışında Kürtçe üzerine yapılan çalışmaların artmasına rağmen Kürtçenin kullanımı günlük yaşamda her geçen yıl azalmasıdır. Çocuklar, gençler ve birçok aile arasında Kürtçe dilinin kullanımı azaldı.''
Mesaj ve kutlamalar kendini aldatmadır
Kürt dili için verilen mücadelenin asimilasyon karşısında çok yetersiz kaldığını ifade eden Ulumaskan, bu konuda ise şunları belirtiyor: ''Asimilasyonun Kürt dili üzerinde de etkisi var elbette. Ama asıl sebep Kürt dili için verilen mücadelenin yetersizliğidir. Maalesef genel olarak Kürtçe konusunda ciddi bir duyarlılığımız ve politikamız yok. Yurt içinde ve yurt dışında, özellikle Avrupa ve Almanya'da bu kadar çok imkan ve büyük potansiyel var fakat Kürtçe derse katılan öğrencilerinin yüzdesi bize gösteriyor ki Kürtçe dil konusunda pek bir başarının ortada olmadığı açık. Dili sadece mesajlarla, etkinliklerle, kutlamalarla korumak ve tanıtmak mümkün değil. Her kutlama ve mesaj bir yankı yaratmalı ve bunlardan sürekli eylem ve kampanyalar ortaya çıkmalı. Öncelikle kurum ve kuruluşların mesajlarında samimi olmaları ve kendilerinin de mesajlarına inanmaları gerekiyor. Mesajlar kalpten gelmezse ve düzenli faaliyetler yapılmazsa o mesajların toplum üzerinde hiçbir etkisi de olmayacaktır. Bu mesajların ve kutlamaların şu ana kadar pek bir etkisi olmadığı mevcut durumdan açıkça görülüyor.''