Asla vedalaşmayacağız

Toplum/Yaşam Haberleri —

MURAT DEP

MURAT DEP

  • Bazı insanları yitirdikten sonra, onları anmanın bir sessizlik gerektirdiğine inanmak gerekiyor belki de. Yitirdiğiniz kişi, sessizliği, sakinliği, olaylar karşısındaki soğukkanlı tutumuyla kazınmışsa belleğinize, bu daha da önem kazanıyor. 

EYLEM KAHRAMAN

Çok canımız yandığında, acımızı hafifletecek bir sebep ararız genellikle, ama bazen bir ateş topu gibi düşer acı orta yere. Herkes susar. Gülüşünüz bir daha onarılmamacasına kırılır orta yerinden. Mevsim buz tutar, yaşam donar. Koyu bir sessizlik ele geçirir hayatın her anını. Öyle bir yangına dönüşür ki yaşadığınız acı, ne yapsanız nafile. Gözyaşları da söndürmez bu yangını, ne kadar içten gelse de. Nehirler, denizler yetmez. Bazı acılar hiç dinmez çünkü… 

Bazı insanları yitirdikten sonra, onları anmanın bir sessizlik gerektirdiğine inanmak gerekiyor belki de. Yitirdiğiniz kişi, sessizliği, sakinliği, olaylar karşısındaki soğukkanlı tutumuyla kazınmışsa belleğinize, bu daha da önem kazanıyor. Hem bazı insanlarla vedalaşmak da gerekmiyor ki… Onlar gitse de, çok uzaklarda olsa da, bir daha görüşme ihtimaliniz hiç olmasa da, aklınızda, yüreğinizde, anılarınızda, hep yanınızda bir yerdedir. 

Kürtlüğü yüreğinde hissetti
Murat Dep, ülkesine, diline ve kültürüne büyük bir aşkla ve inançla bağlıydı. Doğduğu topraklardan binlerce kilometre uzakta olsa da, ruhu hep oradaydı. O, tüm benliği ve bilinciyle her zaman Qauman'da, Karakoçan'da ve tüm ülkedeydi. Nerede bulunursa bulunsun, her zaman Kurdî yaşamaya özen gösterdi. Kendi ana diliyle konuştu, okudu ve yazdı. Kürt dengbêjlerine büyük bir yakınlık duydu. Onların dile getirdiği acıları ta yüreğinde hissetti. 
Kürtlüğünden, ideallerinden ve inancından hiçbir zaman taviz vermedi. Hem kendisinin hem de düşlerine hep bıçak vurulmuş, süngü darbeleriyle kanamış, kör kurşunlara hedef olmuş halkının yarım kalan hayallerini gerçekleştirmek için koyulmuştu yola. Kendisine seçtiği isim de bunu yansıtıyordu. Muradı yarım kalmış bir halkın çocuğuydu o ne de olsa... 

Gülizar'ın hikâyesi
Pozitif kişiliği, adanmış yaşamı ve mücadele çıtasını hep en yükseklerde tutan devrimci kişiliğiyle herkese örnek oldu. Gittiği her yerde hep çok sevildi. Küçük çocuklara Kürtçe stranlar söyledi, onlarla oyunlar oynadı. Onların amcası, dayısı, Murat hevali olmayı başardı.
Yaşamının her anında hesapsız ve içten davrandı. İçi neyse dışı da öyleydi. Arkadaşlarının da dediği gibi, “Murat, özlü, samimi ve net bir insandı. İnsanın birlikte ölüme gideceği biriydi.”
Okumayı çok sever, kitaba ayrı bir değer verirdi. Bir kitap yazacaktı. Adı da “Gülizar” olacaktı bu çalışmanın. Belki bir gün birisi yazar Gülizar'ın hikâyesini ve böylece onun bu düşü de gerçekleşmiş olur.

Anısına saygıyla...


Kimdir? 

Murat Dep (Ahmet Kılıç), 1978 yılında Karakoçan'ın Qauman köyünde, yurtsever bir ailede dünyaya gelir. On yaşındayken, kuzeni Mahmet Salih Kılıç (Ekrem) Bingöl'ün Kiğî ilçesinde çıkan bir çatışmada yaşamını yitirir. Özgürlük mücadelesi ile çok erken yaşlarda tanışan Murat Dep, emek yoğun işlerde çalışırken içinde bulunduğu koşulları sorgulamaya başlar. Bu dönemde gençlik çalışmalarına katılır. Askere gitmemek için yurt dışına çıkar. 1998 yılında Kürt Özgürlük Hareketi'ne katılır. Uzun süre Avrupa alanında çalışmalarda bulunur. İslam Kongresi, Harekata İslamiya Kurdistan (HİK) ve birçok Avrupa ülkesinde saha çalışmalarına katılarak, sorumluluk alır.
1 Mart 2012'de Strasbourg'da başlatılan ve elli iki gün süren süresiz dönüşümsüz açlık grevi eyleminde yer alan Murat Dep, 6 Ocak 2017 günü Türk devletinin Medya Savunma Alanları'na yönelik hava bombardımanında Rubar Dicle ve Xelil Karakoçan ile birlikte şehit düştü. Ailesinin dördüncü şehididir.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.