Ayaklanmaktan başka çare yok

• AKP-MHP iktidarının savaştaki ısrarı, peş peşe yaptığı zamlar kadının belini kırdı. Aşırı soğuklarda yakacak bulamayan kadınlar, alış-verişi gramla yapıyor. Bunun nedeninin iktidar olduğunu belirten kadınlar, ‘Ayaklanmaktan başka çare yok’ diyor.

Türkiye’de art arda gelen zamanlar kadınların belini kırdı. Wan’da yoksullukla pençeleşen kadınlar yiyeceği pazardan gramla alıyor. Kışın sert geçtiği bölgede ısınma temel bir sorun. Wan’ın Xaçort Mahallesi’ne kurulan pazarda satıcılarda, acılarda zor durumda. Kimisi soğuk havada akşama kadar fiyatların biraz düşmesini beklerken, kimisi de pazardan arta kalanları topluyor. Bazı insanların “atık” olanlara dahi verecek parası yok. Yaşananların sorumlusunun iktidar olduğunu söyleyen kadınlar, herkesin itiraz etmesi gerektiğini söylüyor.

Bütün ürünlerin fiyatı yüksek

 

Sabahın erken saatlerde tezgahını kuran Halime Agnaş, örgü ipleri satarak geçimini sağlıyor. Bir önceki ay fiyatların daha iyi olduğunu, en azından günlük 50 TL kar elde edebildiğini anlatan Agnas, “Fiyatların artmasıyla birlikte hiç satış yapamıyorum. Eskiden kış aylarının başlamasıyla birlikte kadınlar el emeği ile bir şeyler yapıp daha uygun fiyata çocuklarına giydiriyordu. Ancak şu anda alınan kıyafetle aynı fiyata denk geliyor. Bu yıl aynı şekilde gelip almak istiyorlar, fiyatların bu denli yüksek olduğunu görünce vazgeçiyorlar. Zaten bütün ürünlerin fiyatları yüksek. İnsanlar kılık-kıyafet alamıyor, alamayınca da örgü ipi alıp örmek istiyorlar. Bu sefer de örgü ipi fiyatı yurttaşları zorluyor” dedi.

Krizin sebebi iktidar

Temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma geldiklerini söyleyen Feride Çali, “Pazara geliyorum, çeşit çeşit sebze meyve var, hepsine de ihtiyacım var. Ancak mutfağa ayırabildiğim haftalık 100 TL. Bu 100 TL  ile ancak iki kilo sebze ya da gıda alabiliyorum. Aldığım gıda ve sebze iki günü dahi götürmüyor. Domatesinden tutun, limonuna, bütün sebzeler 20 TL‘nin üzerinde. Nasıl alabilirim?” diye sordu. Çali konuşmasına şöyle devam etti: “Ekonomik krizin tek sebebi iktidardır. Her gün zam üstüne zam, halkı perişan etti. Bu ekonomik krizi, artan fiyat artışını ancak halk ayaklanırsa durdurabilir. Başka hiçbir yolu yok.”  

Soğuktan korunmak için kat kat giyiniyoruz

Yakacak odun ve kömür bulamadıklarını belirten ve art arda gelen zamlardan yakınan Sevim Günay ise, “Evde yakacak kömür ve odun bulamıyorum. Soğuklardan korunmak için kat kat giyiniyoruz” dedi. Soğuklardan korunmak için aylardır bir terlik parası dahi kenara koyamadığını dile getiren Günay devamla şunları belirtti: “Sadece günlük tükettiğimiz ekmeği alabiliyoruz. Hatta ona dahi yapılan zamlara yetişemiyorum. Sabahın erken saatlerinde bayat ekmek almak için fırına gidiyorum, ancak bayat ekmek dahi bulmakta zorlanıyorum.” 

Ülke batmış durumda

Doğal gaz, elektrik, su ve kiralara üst üste yapılan zamlara dikkat çeken Behice Burcu, “Hangi birine yetişeceğim?” diye sordu. Behice, iki kişilik bir ailenin dahi yiyecek ekmek bulamadığını belirterek, “Düşünün 10 kişilik bir aile nasıl idare etsin. Üst üste gelen zamların haddi hesabı yok. Kiradır, faturalardır vs. bunlarla uğraşırken, pazara geliyoruz; iki parça bir şey alamıyoruz. Ülke batmış durumda” dedi.   

Krizin işsizlik üzerinde de büyük bir etki yarattığını ve bu nedenden dolayı iş bulamadıkları için de mağdur olduklarını söyleyen Burcu, “İş bulamadığımızdan dolayı artık ne yapacağımızı şaşırdık. Çocuklarımız köylere giderek, çobanlık yapmak zorunda kalıyorlar. Çobanlıktan kazandıkları para ile sadece iki ay geçinebiliyorlar. Nasıl geçiniriz? Bilemiyorum” diye konuştu. 

Sebzeyi gramla alıyorum

Geçtiğimiz yıllara oranla, son iki yıldır ekonomik krizin daha da derinleştiğini vurgulayan kadınlardan Kader Işık, önceki yıllarda torba ve sepetle aldıkları gıda ve sebzeyi, tane ve gramla almaya başladıklarını söyledi. Bir yıl önce 50 TL ile pazara çıktığını söyleyen Işık şöyle dedi: “En azından dört beş kilo bir şeyler alabiliyorken, şu anda 300 TL ile geliyorum en fazla üç çeşidi o da gram halinde olmak zorunda kalıyorum. Semt Pazarları biraz daha uygundur diye, pazara geliyorum. Aksine pazar fiyatlarının da yüksek olduğunu görüyorum. Ne markette ne de pazarda hiçbir şey alamaz duruma geldik.”